Giriş
(2)

Aynı anda iki dil öğrenme?

bbhkeydefe
Duolingo'da iki dil birden çalışmayı düşünüyorum. merak ettiğim şu: aynı anda iki dili birden öğrenmeye çalışmak öğrenmeyi zorlaştırır mı? Günlük hayatında birden fazla dil kullanan insanlar için bir dildeki kelimeyi ve gramatik yapıyı başka bir dildekiyle karıştırmak çok olağan elbette ancak uzun v
Duolingo'da iki dil birden çalışmayı düşünüyorum. merak ettiğim şu: aynı anda iki dili birden öğrenmeye çalışmak öğrenmeyi zorlaştırır mı? Günlük hayatında birden fazla dil kullanan insanlar için bir dildeki kelimeyi ve gramatik yapıyı başka bir dildekiyle karıştırmak çok olağan elbette ancak uzun vadede öğrenmeye etkisi nasıl oluyor onu bilemiyorum. bireysel deneyimi olan varsa ve paylaşırsa sevinirim. bu konuda yapılan çalışma falan varsa onları da paylaşabilirsiniz.
0
bbhkeydefe
(09.01.20)
gramer altyapisi ve calismasi olmadan duolingo denen luzumsuz sitede sadece kendinizi oyalarsiniz, dil ogrenmezsiniz. o yuzden duolingo'da isterseniz 9 dil ogrenin, fark etmez.
0
der meister
(09.01.20)
Bence de hicbir faydasi olmaz. Duolingo'nun yetersiz olmasini gectim, bir tek dili bile duzgun ogrenmek senelerce konsantre ve duzenli calisma gerektiriyor. Iki tanesini ayni anda ogrenme ihtimalin sifira yakin.
0
hot potato
(15.01.20)
(8)

Geçen hayatınızı "yaşadım" kabul ediyor musunuz?

outis2
yoksa yaşamak bu değil diyenlerden misiniz?sizin için yaşamanın ölçütü ne?nefes almak mı? istediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mı?2-3 haftalık yurtdışı tatili için yıl boyunca çalışıp para biriktirmek mi?
yoksa yaşamak bu değil diyenlerden misiniz?
sizin için yaşamanın ölçütü ne?
nefes almak mı? istediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mı?
2-3 haftalık yurtdışı tatili için yıl boyunca çalışıp para biriktirmek mi?
0
outis2
(09.01.20)
Diyorum, elime geçen fırsatı bunu diyebilmek için kullanıyorum. Beni mutlu eden ufak tefek şeyleri yapabiliyor olmak, bunlara zaman ayırabilmek bile yeterli benim için.
0
Bruce
(09.01.20)
benim için yaşamanın ölçütü değişmek. seneler sonra hala aynı kişi olursam, hiçbir şey yaşamamış, hiçbir fikrimi test etmemiş, korkularımı aşmaya çalışmamışsam, bir hikayem yoksa yaşamıyorum demektir. bu göreceli olarak kontrol edebildiğim bir şey.
frekansların tuttuğu insanlarla karşılaşmak ve hayatın öyle anlamlanması var bir de. böyle insanlar varsa hayatımızda yine yaşıyoruz demektir ama bu 'başarılacak' bir şey değil bence, zorla olmaz. o yüzden ilk kısım asıl önemli.

başka bir deyişle önce kendinde sonra da etrafında gördüğü problemlere yararlı çözüm arayışındaysa bir insan yaşıyor demektir. bu da aynen bir organizmanın etrafına adapte olması ve tepkiler vermesi gibi somut bir ölçüt.
0
curious mind
(09.01.20)
Yaşamayi manevi olgunluğa ulaşmak, tekamülde ilerlemek olarak görüyorum. Ote yandan modern dunyanin sunduğu imkanlara sahip olmak ve kaliteli yaşamak istiyorum. Hem ruhun hem modern dünyanin gerekliliklerini karşılamak zor. Bir süredir ikisinde de geri gittiğimi hissediyorum.

Velhasıl, bir kac gün önce bunu düşündüm ve "şimdi ölsem hayatımı boşa geçmiş saymam, bir çok deneyim edindim ama bundan sonrası için daha fazla çaba sarfetmem gerek yoksa hayatımın bundan sonrası belirlediğim yaşam ölçütlerini karşılamayacak."
0
biseysorcaktim
(09.01.20)
kucuk yastan itibaren azar azar para biriktirdim, arab aldim, ev aldim vb. daha sonra yilda 3-4 yurtdisi, 5-6 yurtici tatiller basladi, istedigimi alip yiyebiliyorum vb. ancak bu hayatta ne yaparsam yapayim "keyif" alamiyorum artik... ne en iyi yemek, ne cok iyi bir tatil, ne de muhtesem bir seks.
0
sweetoffice
(09.01.20)
@kasabanın en güzel kız ve @curious mind +1

Şahsen benim arzuladığım hayat, geçen yıllara dönüp baktığımda yaşamaya değer bir hayat görmek istiyorum. Lise yıllarım heba oldu. Üniversitede de çok kayda değer şeyler yapmadım ama değişimin başladığı ve altyapısının olduğu bir dönem oldu. Zaman zaman eksiklik hissettiğim oluyor ama bunu kabul etmeye çalışıyorum.

Birkaç ay önce kuzenim eşi 2016 senesine ait bir fotoğraf yolladı. Baba tarafındaki tüm kuzenlerimle evden kaçış oyunundan sonra çektirdiğimiz bir fotoğraftı.

3 senenin nasıl geçtiğini anlamadığım söylediğimde kuzenim eşi, demek ki güzel geçmiş dedi. Bunun üzerine geçen 3 seneyi düşündüm. Yaşamaya değer bir 3 sene geçirdiğimi düşündüm.

Üniversitedeyken arkadaşlara diyordum sinemaya gideyim diye ama gidemedik. Neden sinemaya gitmek için başkalarına ihtiyacım var ki diye düşündüm. Hep tek gittim. Final dönemi bitiyordu, son sınav sonrası ilk yemeği yiyordum - özellikle Burger King - sonrasında sinemaya gidiyordum. Bugün düşününce iyi ki de gitmişim diyorum.

15 - 23 yaş aralığında harcadığım boş zamana çok üzülüyorum ama yine de o zamanlar da hayatımın bir parçası. Çalışmaya başladıktan sonra karakterimin geliştiğini, olgun biri olduğumu ve halen bunun üzerine koyduğumu görüyorum. 2014 senesinde anksiyete tanısı koyuldu. Kendi içimde yaşadığım endişelere, krizlere rağmen çalışmaya başladıktan (2013 Aralık) yaşamaya değer bir hayat görüyorum.

@kasabanın en güzel kız

Farklı deneyimler yaşamak, okumak, gezmek, dil öğrenmek güzel çaba fakat biraz seçici olmak lazım. Her şeyi yapacağım diye, güzelleri gözden kaçabilme durumu da var.

@curious mind

Keşke çevremizde frekansların tuttuğu insanları olsa. Sanırım hayatımda eksikliğini hissettiğim frekansların tuttuğu insanlar. Tek başıma yetibiliyorum çok şükür fakat yine de çevremde anlaşabileceğim insanlar olsa dediğim oluyor.
0
put it in your appropriate place
(09.01.20)
yasamak ne demek bilmiyorum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(09.01.20)
Yaşamanın ölçütü benim için yeni biriyle ilk tanışmandan seks yapana kadar ki süreç. Onu dışında yaşadım saymıyorum.
0
Hakan1980
(09.01.20)
tabii ki yaşadım sayıyorum. şöyle düşün: şu ana kadar yaşadığın hayatı beğenmemeni, daha fazlasını istemeni sağlayan şey bile esasında senin şu ana dek yaşamış olduğun hayat. bugün "umarım akşama yiyecek bir şey bulabilirim" değil de "et neden bu kadar pahalı? keşke daha sık et tüketebilsem" diye hayal kurabiliyorsan bu bile aslında bir şeyler yaşamanın, bir noktaya gelmenin, bir çeşit gelişimin ve değişimin sonucu. o açıdan ben tabii ki geçen hayatımı yaşadım kabul ediyorum. çok daha iyi ve renkli olabilir miydi? kesinlikle. objektif bakarsan, hayatımı "tırt" bile sayabilirsin ama ne çıkar? bence insan yaşadığı hayata bakıp da "ulan boş yaşamışım" diyebiliyorsa, zaten çıkarması gereken dersi çıkarmıştır. çünkü öteki türlü yaşamanın sınırı yok. çok çılgın, akıllara zarar bir hayat yaşarsın ama yine eksik hissedersin. bu somut olarak ölçülebilecek bir şey değil. o yüzden nasıl hissettiğine, nasıl değerlendirdiğine, kendi içinde nasıl sindirdiğine bağlı sadece. ben o yüzden "renkli" ve "özenilesi" bir hayat yaşamadığımı bilmek ve kabul etmekle birlikte kendi hayatımla kesinlikle barışığım, onu yaşadığım için mutluyum.
0
der meister
(09.01.20)
(7)

genel yetenek sorusu

surprise
23546, 9253, x, 8632, 4565, 3245yukarıda verilen sayılar ikili eşleşme olarak ortak özelliklere sahiptir.buna göre, x sayısı ne olmalıdır?a)8421 b)9321 c)9123 d)9122 e)9082not: orjinal metini de ekliyorum.edit: Cevap D imiş. Rakamların toplamı 14 olmasindan dolayi. Kardeşim bir bankanin müdürlük sın
23546, 9253, x, 8632, 4565, 3245

yukarıda verilen sayılar ikili eşleşme olarak ortak özelliklere sahiptir.

buna göre, x sayısı ne olmalıdır?

a)8421 b)9321 c)9123 d)9122 e)9082

not: orjinal metini de ekliyorum.

edit: Cevap D imiş. Rakamların toplamı 14 olmasindan dolayi. Kardeşim bir bankanin müdürlük sınavına hazırlanıyor ve elindeki bir soru kitapçığından bu soru.
0
surprise
(05.01.20)
D mi cevap?

Bu soru tarzını bilmiyorum sadece mantık yürüttüm. Sayıların rakamlarını topla 2 tane 20, 2 tane 19 var, kalan da 14 (3245). Şıklardan da D şıkkının rakamlar toplamı 14. Aranan şey böyle bir şeyse cevap d.
0
mesa
(05.01.20)
soruda tam olarak ne sorulduğunu bile anlamadım ama D yaptım ben de. rakamları toplayınca 20, 19, x, 19, 20, 14 diye gidiyor. cevabın rakamları toplamı 14 olan bir sayı olması lazım diye düşündüm.
0
der meister
(05.01.20)
İlk ve üçüncü sayı 2ye bölünüyor, son 2 sayı 5e bölünüyor diğer sayı ise 19a bölünüyor. Şıklarda 19a tam bölünen tek sayı E şıkkı. Böyle bir ortaklık da kuruluyor aralarında ama aşırı işlem gerektiren bir çözümü var bu şekilde. Saçma geldi, bilemedim.
0
Alyoşa
(06.01.20)
sıçam ya ben de D buldum, hiçbir ayrıcalığım yok şu dünyada moralim bozuldu.
0
ssiradanbirigibi
(06.01.20)
@Alyoşa e şıkkı da ikiye bölünüyor. cevap d şıkkıdır da uğraşsak başka bir şeyler de uydururuz illa ki bu sayılara.
0
mesa
(06.01.20)
hayatımda gördüğün en saçma mantık sorusu bu olabilir. Resmen adamın teki şöyle bir şey yapayım demiş, önce cevabı kurgulayıp soruyu da kendisi cevabı bildiği için anlaşılırlığını hiç düşünmeden sormuş. en azından sıralı ikililer arasında mı bi benzerlik var onu yazar insan. hayır soruyu sorandan başkası daha farklı bi benzerlik bulsa ve cevabı da şıklarda olsa soruyu soran bile adama yanlış çözmüşsün cevap bu olacak diyemez.

yani demek istediğim @mesa ve @der meister de doğru, @alyoşa da doğru. soru aşırı derecede saçma.
0
icerden cikan adam
(06.01.20)
Ösym böyle ikircikli sorular sormaz, sorsa da sonradan itiraz edilir ve soru iptal olur.
0
Alyoşa
(06.01.20)
(20)

işsizlik ve intihar

problem34
Son zamanlarda işsizlik kaynaklı intihar vakaları görüyorum.Ne bileyim bunlar hiç mi simit satayım vb düsüncesi içine girmiyor ? Neden direkt canına kıyıyolar ? Bu kadar intihar kolay mı ? Türkiyede cidden açlık var mı ? Belediye vb kurumlar yardım etmiyor mu ?
Son zamanlarda işsizlik kaynaklı intihar vakaları görüyorum.Ne bileyim bunlar hiç mi simit satayım vb düsüncesi içine girmiyor ? Neden direkt canına kıyıyolar ? Bu kadar intihar kolay mı ? Türkiyede cidden açlık var mı ? Belediye vb kurumlar yardım etmiyor mu ?
0
problem34
(05.01.20)
hiç simit satmayı denedin mi?
0
rentts
(05.01.20)
Onlar simit satmayı düşünüyordur da, işveren bu bizle kaç gun simit satabilir ki, sonuçta üniversite mezunu, yarın bir gün bırakır gider, istediğimiz gibi de ezemeyiz diyip işe almıyordur.


Memurlar.net sayfasında isyan eden kişileri görebilirsiniz. İyi puan alıyorsunuz mülakatta eleniyorsunuz. Özele gidiyorsun "sen bizi bırakıp gidersin" diyorlar.

İnsanlar çaresiz kaldığı için intihar ediyor. Ben hiç kimsenin masa başı iş olmadığı için intihar ettiğini düşünmüyorum.

Ve evet, yardım eden kimse yok. Aç olan kişilerin sayısı oldukça fazla.
0
geçerkenugradım
(05.01.20)
İntihar etmek için sadece aç olmak gerekmiyor. Aslında kimse kolay kolay açlıktan intihar etmez zaten, bazı şeyleri gururuna yediremediği için eder. Yoksa git sokakta bir lira iste milletten karnını doyurursun yine yada lokantaları gez karnım aç param yok de illa ki yemek verir sana birileri. Hayattan beklentisi kalmamıştır, bugüne kadar istediği hiçbir şey olmamıştır, toplum baskısından yılmıştır, aile baskısından yılmıştır, arkadaşı kalmamıştır vs. bin tane ana sebep var aslında. İşsizlik bataklığına girdiğinde bunların birçoğu default olarak geliyor zaten. her gün babandan 20-30 lira harçlık beklemek koyar insana bir süre sonra. Arkadaşların bir yere gider paran olmadığı için gidemezsin, gitmek istesen bile giyecek doğru düzgün kıyafetin olmayabilir, gururuna dokunduğu için türlü türlü bahaneler uydurursun, bir süre sonra ister istemez asosyal olursun, ondan sonra da intihar fikri kafanda ciddi yer etmeye başlar.
0
mesa
(05.01.20)
@rents sokakta kağıt dağıttım.Simitte satarım.

@geçergünugradım ve @mesa sanırım haklısınız ama intihar sırf iş bulamıyorum diye olmamalı .İnsanı iş bulamamak girişimci yapmalı !
0
🌸problem34
(05.01.20)
bir işsiz olarak söyleyebilirim ki etmiyor. işsiz gençleri anlayamıyorum bende. ama 30+ işsizlik ağır geliyor insana. kimseden para isteyemiyorsun birde insanın gururu kırılıyor yani. ama 30 yaş altı hele 22 23 yaşında gencecik çocukların yapabileceği bir sürü iş var. bir çoğu üniversite mezunu olduğu için "iş" 'i kendine yakıştıramadığı için çalışmayıp bunalıma giriyor. tanıdığım bir sürü minibüs şöförü seyyar satıcı vb var üniversite mezunu. biraz onur kırıcı olsa da hayatın gerçeği çalışıp para kazanmak. ama gençler biraz şey... şey işte... yani bir sürü bar günlük 100 150 liraya işçi arıyor, tanıdığım 2 bar sahibi çalışacak adam bulamıyor her hafta birini işe alıyorlar, önümüzdeki hafta "bu iş zor" diyerek insanlar işten çıkıyor. sebebi de kendilerinin üniversite mezunu olması diyor arkadaşım. ama türkiyede ciddi manada açlık var. bunu tartışmak yersiz olur. ülkede çalışsan bile açsın şu an. asgari ücret açlık sınırının "biraz" üstünde, yoksulluk sınırının ise epey altında. dolayısıyla büyük bir kesim aç, ama genel olarak çok büyük bir kesim yoksul diyebiliriz.
0
Tears of Devil
(05.01.20)
işsiz insan nasıl girişimci olsun peki? örnek verin mesela. cebinde para yok girişimci olacaksın?

kuzenim ankara antlaşmasıyla ingiltereye gitti. tüm birikimi gitti. ailesi de üç evini sattı.
0
geçerkenugradım
(05.01.20)
O zaman genç işsiz %25'in tamamı çıksın simit satsın, pazarda limon satsın, kağıt toplasın. Hatta bunların büyük bir bölümü de 4 yıl okumuş olsun. Okumamış kitle de siyasi bağlantıları ile bağladıkları işlerle altlarına Range çeksinler. Böyle mantık olur mu yav? Aynen islam devriminden sonraki İran ve Amerikan işgalinden sonraki Irak'taki gibi senaryolar. Kasım Süleymani inşaat işçisiyken komutan yapılmış. Irak'ta tanıştığım işadamı vardı, mütahhitlik yapıyordu, Saddam döneminde bakkal işletiyormuş, sonra koskoca mütahhit yapmışlar adamı. Hocam işte bu ziniyet gençleri intihara demesek bile karamsarlığa sürüklüyor. Devletin görevi elbette her gence iş bulmak, her açı doyurmak değildir; fakat piyasayı canlandırıcı ve her bireyin kendi ayakların üzerinde durabilceği ortamı desteklemektir. Bizim iç politika ayrı, dış politika ayrı... Aha Suriye bitecek mi diye düşünürken Libya başladı. Böyle yönetilmez...
0
malheiros
(05.01.20)
Hocam şimdi dünyada bin bir çeşit insan var. Milyon tane farklı karakterde insan var, milyon tane farklı yaşanmışlığı olan insan var. "Bak ben simit sattım bla bla yaptım herkes yapsın" diye bir genelleme yapamazsın. Kahve muhabbeti olur yani bu. İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.
0
mesa
(05.01.20)
sokakta simit falan satamazsın.
çorap bile satamazsın.
bir sefer kadıköy de midye satan bir çocugu 15-20 kişinin dövdügünu gördum. iki uc kişi olsa ayırırsın bu oyle degil bildigin çete gibiler. tezgahı kafasına vura vura kırdılar.
0
kulustur
(05.01.20)
İnsan psikolojisi bu kadar basit bir şey değil.

nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama dünyanın birçok ülkesinde açlık var.

olayın belediyenin yardım edip etmemesiyle alakası yok. bu soru için bir uzmanın cevap vermesi gerekir. bunlar da, ekonomist, toplumbilimci, ruh bilimci ve ruh doktoru.

olay gerçekten simitlik bir durum değil çünkü. bireysel bir ihtihar ancak uzmanlar bunu farklı ve gerçekçi boyuttan açıklar. burda da o yok.
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(05.01.20)
Olaya sadece sokakta bir şey satmak yönünden girip gideceğim. Her köşe tutulmuş siz tek başınıza bir şey yapmak isteseniz dayak, tehdit vs ile yaptırmıyorlar . Sandığınız kadar kolay değil.
0
damla sakızlı dondurma
(05.01.20)
aynen damla sakızlının dediği gibi geçen tvde zabıta simitçinin simitlerini götürdü. adam 750 liram gitti diyordu.

bir de çiftçilere destek vereceğiz dediler. tarım kredisi desteği verenler 50 bini 150 bin olarak ödüyormuş.bunun linkini bulamadım. fox haberde izlemiştim 2 gün önce.
0
geçerkenugradım
(05.01.20)
Sokakta mafya ve çeteler var kolay değil o işler. Anında tepene çökerler senin.
0
komando kani var bende
(05.01.20)
Simitçi çok acil işim çıktı, tezgaha bakar mısın desin sana yalvara yakara. Sen de kabul etmiş ol, o 10 dakika sana 10 yıl gibi gelir, tanıdık biri görse rezil olucam düşüncesiyle kurdeşen dökersin
0
neverletyougodown
(05.01.20)
sen nerede yaşıyorsun l.a'da falan mı?
0
anarsika
(05.01.20)
İnsanlar durumlarının düzelme imkanı olmadığını düşündükleri için hayatlarına son veriyorlar.

Ayrıca, sanki simit satmak çok kolaymış gibi yazmışsınız. Küçük girişimcinin Türkiye'de devlete veya devletin gayriresmi aygıtlarına (mafya vb.) haraç vermeden serbestçe iş yapması mümkün değil. Simit ve limon satmayı geçtim dilenemezsiniz bile. En iyi ihtimalle vergi gelirinin dörtte üçü dolaylı vergilerden sağlanmıyormuş, kimse vergi kaçırmıyormuş gibi tepenize çöküp "sen devletine nasıl vergi ödemezsin" diye tepene çökerler.

İşsizlikten fırsat yaratıp girişimci olmak için mülkiyet haklarına saygılı bir hukuk devletinde yaşamak lazım.
0
bruce mclaren
(05.01.20)
@angina instagramdan satış yap,büyük şehirde iş ara hayat güzel !
0
🌸problem34
(05.01.20)
insanlar onca sene dirsek çürüttükten sonra günde 10 saat karın tokluğuna çalışmak istemiyorlar, hele ki diğer insanların nasıl yaşadığını çok daha rahat bir şekilde görebildikleri böyle bir devirde. bunun adı da "şımarıklık" oluyor, "nankörlük" oluyor. bu zihniyetteki adamların yatacak yeri yok. yattığı yerden para kazanmak isteyen birinin intihar ettiğini zaten görmezsiniz. o fakir diye beğenmediğiniz, iş beğenmediğini söylediğiniz insanların çoğu türlü türlü aşağılamalara, terbiyesizliğe maruz kalarak sırf karnını doyurabilmek için türlü türlü işte çalışıyor genelde. onca sene eğitim aldıktan, belli bir alanda kendilerini geliştirdikten sonra insanca simit satabilmekten fazlasını yapmak istemeleri tuhaf mı?

bugün 4 bin lira maaş alan şanslı sayıyor kendini. bu parayla ne yapabiliyorsun sen mesela? ömür boyu çalış. ev mi alacaksın? araba mı? sabah akşam peynir ekmek yersen belki 45-50 sene sonra yaparsın işte. insanların psikolojisi bozuluyor. kimse yatmak ya da saraylar sahibi olmak derdinde değil. sadece şunu soruyor insanlar: başkaları refah içinde yüzerken ben niye bunca uğraşıma rağmen hep mücadele etmek zorunda kalıyorum? etsem ne olacak, ömrümü sırf aç kalmamak için çabalamakla mı geçireceğim?

buna diğer sorunları da ekle, dağ gibi büyüyor işte. psikolojin bozuluyor. çalışkan, mücadeleci, yırtık insanlar yerine göre günde 16 saat çalışır, gardırobun içinde uyur, tuvalette yatar vs... onlara helal olsun tamam ama bu "norm" değildir. insanlık onuruna, gururuna yakışan bir şey değildir. insanların bunu normalleştirmesi, insanlardan bunun beklenmesi şerefsizliktir. hele ki okula gitmiş, eğitim almış, 22-23 yaşına kadar dirsek çürütmüş insanların yarına çıkıp çıkamayacağını düşünmek zorunda kalması devletin ve düzenin ayıbıdır. hiçbir kimse insanca yaşayabilmek için "katma değer üretmek" zorunda olmamalı; komünizmi mabadından anlayan arkadaşlar gibi "doktorla işçinin maaşı aynı olsun" falan demiyorum ama insanlar iş bulabilmeli ve günde 8 saat çalışan her insan belli standartlara kavuşabilmelidir. oyuncak değil bu, insan. haftada 40-45 saat çalışan insanlar bir parça et yiyemiyorsa, yırtık ayakkabısını yaptıramıyorsa bunun sorumlusu o insanlar değildir. devletin görevi de bu insanlara sahip çıkmak, insanlara iş ve yaşam konusunda destek olmaktır.

robot değiliz hiçbirimiz. sen yıllarca uğraşıp bir ev yapsan, ben de seninle dalga geçer gibi gelip dinamitle patlatsam "neyse yenisini yaparım" deyip gidecek misin? hiç üzülmeyecek misin? bu ülkenin başına ne geldiyse bu garibanlığı normal bulan, hak arayana "nankör" diyen, vasatlığı ve varoşluğu yücelten anlayıştan geldi. bunu üniversite mezunu olup da iş bulamadığı için intihar eden insanlar yerine gidip patronlara anlatsanıza. onlara sorsanıza bakalım çalışanları tembel miymiş?

ulan benim annem 50 yaşında sabah akşam, gece gündüz demeden çalışıyor. bir ara temizliğe giderdi, ben masaj yapmasam ertesi gün yerinden kalkamıyordu kadın. şu kadıncağız 200 lira fazla istese "tembel" olacak, "nankör" olacak; iyi yaşayamadığı, çocuklarına gelecek sağlayamadığı için psikolojisi bozulup da intihar etse "niye simit satmamış" olacak öyle mi?

şu kapitalizmi, patronları, girişimcileri sevdiğiniz kadar sadece insanca yaşamayı arzulayan ve bunun için halihazırda haftanın 40-45 saatinden vazgeçmeyi göze almış insanları sevseniz ya lan, çok mu zor?
0
der meister
(05.01.20)
Soru saka gibi
Der meister +1
0
hindistan cevizi
(05.01.20)
@der mister o kadar güzel ve net yazmış ki ekleyecek bir şey bulamadım cevap olarak.
0
nifak tohumu
(05.01.20)
(25)

bana ingiliz dizisi önerir misiniz?

der meister
bu aralar canım o taraflardan bi' şeyler izlemek istiyor çok. sık sık the it crowd ve black books'u özlediğimi fark edip hüzünleniyorum. komedi olması şart değil ama bu iki diziyi çok sevmiştim, o yüzden bu tarzda bi' şeyler olması artı puan olur. şöyle bölümleri 20-40 dk arası, bitirmesi yıllar sür
bu aralar canım o taraflardan bi' şeyler izlemek istiyor çok. sık sık the it crowd ve black books'u özlediğimi fark edip hüzünleniyorum. komedi olması şart değil ama bu iki diziyi çok sevmiştim, o yüzden bu tarzda bi' şeyler olması artı puan olur. şöyle bölümleri 20-40 dk arası, bitirmesi yıllar sürmeyecek ama bölüm sayısı çok az da olmayan, buram buram cheeky cunt kokan esaslı bir ingiliz dizisi önerir misiniz?

peep show ve peaky blinders var aklımda, onları tavsiye eder misiniz mesela? bunun dışında "dizi yok ama film var" derseniz onlar da olur ama öncelik dizi tabii.

teşekkürler.
0
der meister
(03.01.20)
coupling
0
freebird5406_2
(03.01.20)
Dizi
Fleabag
Film
İ am Daniel Blake
0
Amaranta ursula
(03.01.20)
misfits
0
whoosie
(03.01.20)
Broadchurch
Coupling
0
kisa
(03.01.20)
Peep show'u şiddetle tavsiye ederim. İzlediğin hiçbir komedi dizisine benzemez, gerçekten efsane. Hem netflix'te vardı en son. Rahat rahat izlersin.

onun dışında şöyle sağlam tertemiz bir ingiliz polisiyesi izleyeyim dersen Luther'i tavsiye ederim.
0
philiptraum
(03.01.20)
peaky blinders tavsiye ederim.

onun dışında 2 gün önce dracula başladı. sherlock yapımcısından ona başladım. sevdim gibi ama bakalım.
0
ozdek
(03.01.20)
misfits +1

gerçek bir cheeky cunt dizisi.
0
cay koy geliyorum
(03.01.20)
fleabag cok populer. guncelden kopmamis olursun hem.
0
hot potato
(03.01.20)
Black Mirror sevdiysen Years and Years.
0
epistemic_regress
(03.01.20)
spaced
0
nothing in my way
(03.01.20)
Peep show +100
0
ravenclaw
(03.01.20)
Taboo. Tom Hardy oynuyor 18.yy ingilteresi.
0
burockbudarock
(03.01.20)
@epistemic_regress, yok mirror değil books benim sevdiğim ama black mirror da tarz itibariyle çogacayip bir şeye benziyor, onu da izlemek istiyorum.
0
🌸der meister
(03.01.20)
after life
0
archmage mahmut
(03.01.20)
office uk
gavin and stacy
0
try again fail again fail better
(03.01.20)
Peaky blinders
The crown
Wanderlust(özellikle favorim)
0
astrid
(03.01.20)
Skins
0
heritage
(03.01.20)
downton abbey
0
redskull
(03.01.20)
Spaced +1
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(03.01.20)
Peep Show kadar underrated baska bir dizi var midir bilmiyorum. Bence sans verin.
0
pike
(03.01.20)
Coupling eskidir how i met your mother gibidir

Peaky blinders guzeldir
0
basond
(03.01.20)
netflixte sex education'ı sevmiştim ben. Hem aşırı güzel manzaraları olan bi yerde geçiyor. British havasını alırsın sırf o evlerin olduğu mahalle sahnelerinden bile. Mizahı, karakterleri de iyiydi. Tatlış bi dizi işte.
0
nundu
(03.01.20)
nhk ni youkosu
(03.01.20)
skins ve misfits ergen dizileridir, yaş 20 üzeriyse sarmayabilir. couplings hatırladığım kadarıyla o kadar da iyi değildi. himym daha iyi mesela. peaky blinders'a fragmanında bayılmıştım fakat izlemeye başlayınca yarım saat tahammül edememiştim.

the it crowd ve black books seven insan için peep show biçilmiş kaftan. fleabag'e yeni başladım ben de, güzel duruyor fakat kulvar farklı sanki bahsettiğin ikisinden. peep show tek geçer hepsini. sex education'ı da keyifle izlemiştim. inbetweeners var bir de ki baya kalitelidir. dizinin ardından 3 filmlik serisi çekildi, son filmlerde cazibesi hafiften kaybolmuş olsa da keyifle izlettirir kendini.

idris elba'nın yazdığı ve oynadığı turn up charlie var. tek bir kategoriye sokmak mümkün değil fakat baya iyidir.

yukarıda saydıklarım ağırlıklı olarak komedi dizileri. drama olarak this is england var ki tadından yenmez. 2007'de film olarak çıkıyor, ardından 2010'dan itibaren this is england '86, '88, '90 şeklinde 3 sezonluk dizisi yayınlanıyor. defalarca izlemişimdir.

suç kategorisinde top boy var netflixte fakat dikkat et, iki ayrı yapım mevcut, ben izlemeye başladığımda son yayınlananı izlemiş, ilk seriyi, dolayısıyla başını kaçırmıştım ve fark ettiğimde baya pişmanlık hissetmiştim.

saydıklarımın hiç birisi pişman etmez.
0
kahverengi mont
(04.01.20)
Luther/idris elba
0
suser maaslarini yapan mutemet
(04.01.20)
(5)

Yurtdışına tatile gidecek olsanız nereye giderdiniz

buenas
Yılbaşından sonra vizesiz gidebileceğim Bi yere tatile gitmeyi düşünüyorum. Siz olsanız nereye gidersiniz?
Yılbaşından sonra vizesiz gidebileceğim Bi yere tatile gitmeyi düşünüyorum. Siz olsanız nereye gidersiniz?
0
buenas
(31.12.19)
Balkanlar.
0
but that was just a dream
(31.12.19)
benim canım bu ara sırbistan istiyor. imkânım olsa sırbistan, daha çok imkânım olsa genel bi' balkan turu düşünürdüm.
0
der meister
(31.12.19)
Turkiye'ye giderdim, canim bolca guzel kebap ve meze cekiyor.
0
crown
(31.12.19)
İspanya ( kız arkadasımdan dolayı ) bir diğeri ise Tayland.. Üzerine tanımam..
0
sislerrr
(31.12.19)
para varsa maldivler


para yoksa balkanlar
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(31.12.19)
(12)

yılbaşını çok abartmıyor muyuz sizcede?

baldan kaymak
sonuçta bu da bir ayın bitişi.kasım sonu yada mart sonundan farksız. sadece makul şekilde soruyorum sizce de abartmıyor muyuz? fikirlerinizi merak ettim.
sonuçta bu da bir ayın bitişi.

kasım sonu yada mart sonundan farksız. sadece makul şekilde soruyorum sizce de abartmıyor muyuz? fikirlerinizi merak ettim.
0
baldan kaymak
(31.12.19)
İnsanlar mutlu ve güzel vakitler geçirmek için böyle günleri bahane ediyor sadece, çok da abartı değil.
0
angelus
(31.12.19)
abartmıyoruz. maksat yeşillik olsun. eğlenmeye bahane işte ne güzel.
0
fezagezgini
(31.12.19)
angelus +1, sembolik önemi olan ve insanların sevdikleriyle bir araya gelip güzel vakit geçirmeye çalıştığı bir gün sadece. abartılı olan kısmı nedir, anlamıyorum. kutlayanlar da aralık ayının bitmesinin özel bir anlamı olmadığını biliyor, merak etmeyin.
0
der meister
(31.12.19)
geçen bir arkadaşın çocuğu oldu böyle sevinçli falan
dedim çok abartıyorsun sonuçta dünyadaki 7,53 milyar olaydan biri,
bir küfretti aboovvv
0
dedim dedim de kime dedim
(31.12.19)
ya insanları rahat bırakında eglensinler. bir bahane.
0
sizofren06
(31.12.19)
@angelus +250
@sizofren06 +250
0
datnet
(31.12.19)
Burada olay herkesin başına aynısının gelmesi. Mesela herkes depremi hissettiği ve kimlik fark etmeksizin etkilendiği için herkes depremi konuştu. Oysaki trafik kazasında ölme riskimiz daha yüksek. Ama herkes trafikte değil, konuşulmuyor.
Örneğim kötüyse af diliyorum. Özetleyeyim:
Büyük olmasının sebebi herkesin aynı anda bir şeyi, (bir yılı bitirmek) başarması. Tek başımıza olduğumuz bir gezegende yaşasak umursamayız mesela. Ama iki kişi olsak, muhtemelen bir şeyleri farklı yaparız. Bu da böyle, gezegende birçok ulus bunu anlamlı ya da anlamsız olarak büyüttüğünde doğal olarak herkes yapmış olmak istiyor. Sonra dünyaca kutlanıyor. Amaç moda, amaç iletişim, amaç ''biz de sizin kadar insanız'' demek. Moda bunu sağlar.
0
Etanglement
(31.12.19)
abartan biz miyiz sadece? bi avrupa ülkelerini gör. abartılsın neden kafana takıyorsun ki.
0
mikahakkinen
(31.12.19)
Sizofren ve Angelus +1 demeye geldim. Kutlamak istemeyen kutlamaz da kutlayanlara karsi sürekli bir eleştiri içinde olmak da doğru değil. İnsanların hayatlarında o kadar kötü şey varken bırakalım da böyle günlerde bahaneleri de varken eğlenip mutlu olsunlar.
0
fraise
(31.12.19)
Kimsenin abarttığı yok ? Tatil günlerinde ne yapıyorsa farklı bir şey yapmıyor insanlar. İnstagramda herkes sahte takılıyor aydınlanmasını yasayan üniversite 2. Sinif öğrencisi tespiti bunlar.
0
twq
(31.12.19)
Abartıyoruz tabi ki, abartmaya özel gün arıyoruz, şimdiden 2020 resmi tatili hesaplayan arkadaşım bile var herif bırak 2020 ye girmeyi şimdiden yılı bitirdi.
0
paramolacak
(31.12.19)
bence bu sene çok sönük, sen birde 2000'i hatırla, yada ne bileyim 1997'yi hatırla, çok değil 5 sene öncesini hatırla.

bu yıl başı için ise hissettiğim yeni bir ayı bitirdiğim ve bir yıla girdiğimin, biraz daha yaşlandığımı anladığım biraz daha mutsuz, sinirli biraz daha ruhsuz bir gün mesela, işten kaçmak için bir bahane etrafıma soruyorum onlarda benzer durumda, işte aslında yılbaşı kutlanılması demek bu hissiyattan kurtulmak biraz olsun ortama ısınmak demek aslında. dolayısı ile bence abartmıyoruz, abartamıyoruz, o seviyeye gelemedik, gelemeyeceğiz. başka şeyleri abartacağız ama.
0
selam
(31.12.19)
(21)

Kuryelere yazık değil mi?

kaptan maydanoz
Getir, banabi, glova gibi uygulamaları kullanırken eğer hava kötüyse kendimi çok kötü hissediyorum tembellik edip markete gitmiyoruz adamı ayağımıza çağırıyoruz karda kışta diye. Mesela akşam eve biraz market alışverişi yapmak istedim ama yılbaşı günü kuryeyi çağırıyoruz yazık diye vicdan yapıyorum.
Getir, banabi, glova gibi uygulamaları kullanırken eğer hava kötüyse kendimi çok kötü hissediyorum tembellik edip markete gitmiyoruz adamı ayağımıza çağırıyoruz karda kışta diye.
Mesela akşam eve biraz market alışverişi yapmak istedim ama yılbaşı günü kuryeyi çağırıyoruz yazık diye vicdan yapıyorum.

Kötü havada sipariş gelince çok üzülüyorlar mıdır :/
0
kaptan maydanoz
(31.12.19)
O bende de var. Evet onun görevi hangi şartta olursa olsun bana o ürünü getirmek için maaş alıyor ama ister istemez vicdan yapıyorum ben. O durumlarda da fazlasıyla bahşiş veririm.
0
IcedFlames
(31.12.19)
Hava kotu bile olsa acil ihtiyaclar icin siparis verilebilir bunun icin maas aliyor sonucta ama bahsisi de mutlaka verilmeli diye dusunuyorum.
0
msb
(31.12.19)
Ben kuryelerin kötü hava şartlarında çalıştıkları için çok üzüldüklerini düşünmüyorum, kötü hava şartlarında biraz gecikme olunca kendilerine ayı gibi davranan müşterilerle karşılaşınca üzülüyorlardır muhtemelen. Birkaç gün önce böyle bir durumda hava şartları nedeniyle trafik vardı ondan geçiktik özür dilerim deyince ne önemi var hocam canın sağ olsun dedim adam mutluluktan boynuma sarılacaktı nerdeyse, artık nasıl tiplerle karşılaşıyorlar da nasıl muameleye maruz kalıp bu hale geliyorlar sen düşün, yağmurdur soğuktur çok etkilemiyordur bence anlayışsızlık kırıcı oluyor.
0
angelus
(31.12.19)
Onların işi bu ve bunu bilerek o işi kabul ediyorlar. Ona göre giyiniyorlar, hazırlık yapıyorlar. Bence kendinize dert etmeyin, fazla duygusal bakıyorsunuz olaya :)
Ayrıca kurye piyasası var, bunlar nazlı ve iyi paralara çalışan adamlar. Öyle asgari ücrete çalışanını bulmak mümkün değildir. En azından İstanbul'da durum bu.
Bir de hayatta kolay iş yok.
Hepimiz gerçekten çok zor şartlarda para kazanıyoruz.
Ya insanların, yöneticilerin, patronun ağız kokusunu çekiyoruz akşama kadar ya da hava koşulları ile, trafikle mücadele ediyoruz.
Ne bileyim hepimizin hayatında çeşitli zorluklar var.
Onların yaptığı işin zor tarafı da bu.
Başka birşey yok.
0
yesil basli govel santor
(31.12.19)
İşte bu yüzden kötü havalarda ve tatil günlerinde sipariş getiren olursa bahşişi kapıyor. Hem kendi vicdanımızı hem de onların moralini bir nebze de olsun düzeltiyor.
0
kimlanbu
(31.12.19)
şöyle düşün o app olmasa ve sen olmasan adam işsiz kalacak.
0
dedim dedim de kime dedim
(31.12.19)
Hiç bahşiş vermeyen bir tek ben miyim? Gerçi öğrenci olduğum için söz konusu olamaz ama ben de teşekkür edip hızlıca alıyorum paketi mahçup hissettiğim için. Mesleğini icra etmesinden ziyade herkesin bahşiş verme kültürü olması ve bir tek benim bahşiş vermiyor olma suçluluk duygusu mahcubiyete neden oluyor
0
siyah giyen adam
(31.12.19)
glovo'nun hava kötüyken aldığı ekstra bir ücret var, o işime geliyor.
o yüzden genelde yemeksepeti'nden ya da restoranın kendisinden değil de, glovo'dan sipariş veriyorum hava kötüyken.

diğer yandan, çok duygusal bakmamak lazım muhtemelen.
insan üzülmeden edemiyor tabii, ama bu durumda her kış 2-3 ay çalışmamaları falan lazım.
onların çalışmaması restoranlara ve glovo tarzı uygulamalara da yansır.

hatta diğer yönden düşününce, asıl bu havalarda işe yarıyor bu uygulamalar.
hava güzelken herkes çıkıp alışverişini yapar istese.
ama bu havada "ya isteyeyim gitsin" demek daha kolay oluyor.
0
blatta hiberna
(31.12.19)
140 journos bu konuda belgesel çekmişti
youtu.be
0
freebird5406_2
(31.12.19)
zor şartlarda çalışıyorlar ama bu da onların ekmek teknesi
ben mutlaka bahşiş veriyorum
0
superb
(31.12.19)
asansörsüz eski bina dolu semtte damacana kuryesi değilse o kadar da yazık değil arkadaşlar.

birincisi, adamın bir yeteneği özelliği olsa yapabileceği daha iyi bir iş bulur onu yapar. Siz paket siparişten vazgeçtiğinizde bu arkadaşlar uzun vadede işsiz kalır. merak edenler için yazayım çöpü yere atmazsak çöpçüler işsiz kalır diyen dayı ile akrabalığım yok.

ikincisi, aslında o kadar da eziyetli bir iş yapmıyorlar. Sipariş için sıraları var, 100 siparişi yüklenip sabahtan akşama paket gezdirmiyorlar, verilen 2-3 paketi yarım saat içinde teslim edip dönüyorlar. Pazarcı esnafı, ispark biletçisi, türlü seyyar satıcı, polis/asker ve belediye temizlikçileri çok daha fazla bu soğuğa yağmura maruz kalıyorlar, onlara kıyasla oldukça iyi durumdalar.

son olarak şunu yazayım, kaşar paketçiler bu soğuk işini avantaja çevirip daha çok bahşiş toplayacakları taktikler geliştiriyorlar ve iyi semtte iyi iş yapan bir paketçi çok güzel paralar kazanabiliyor.

üzülecek bir şey yok yani, rahat olun.
0
kambek
(31.12.19)
Adamın işi bu ve bu iş karşılığında maaşını alıyor. Bu şartları kabul ederek giriyor işe. O yüzden bahşiş vermeye karşıyım.
0
ruhen hastayim ben
(31.12.19)
aşağı yukarı her kurye çıktığı iş başına ekstra para alıyor; sadece kuru maaş değil yani.
0
redlinetheturk
(31.12.19)
dün yürüyerek getirdi bir kurye,15 dakikalık yol. Yağmur da vardı, bir de kurye kadındı. baya üzüldüm, bahşiş versen dert, vermesen dert...bilsem sipariş vermezdim.
0
passion rules the game
(31.12.19)
Bende arada vicdan yapıyorum ama uygulamayı kullanmasan kurye çalışmayacak. Adam işsiz kalacak veya işletme çalışmayacak. Onun yerine bahşiş olmasa bile geç getirdi diye kızmamak lazım diye düşünüyorum. Teşekkür etseniz güzel bir davranış.
0
Topalordek
(31.12.19)
Mutlaka bahşiş veririm kuryeye, normal zamanda 3-5 bozukluk ne varsa, ama yağmurlu ve zor hava şartlarında 10 liraya kadar çıkarım.

1 lira bile olsa bahşiş verin, her gittiği sipariş 1 lira verse seve seve yapar işini.
0
John Bloor
(31.12.19)
yağış olduğu zamanlar çok acil bir ihtiyaç değilse eğer sipariş vermiyorum. çok lazımsa yağmurun dinmesini bekliyorum ondan sonra veriyorum.
0
outis2
(31.12.19)
böyle durumlarda ben de üzülüyorum ama bahşiş veriyorum. "bahşiş vermiyorum" diyene saygım var, kimsenin cebindeki parayı yönetecek değilim ama "işini yapana bahşiş vermek saçma" zihniyetini anlamıyorum. arkadaşlar, dünya o kadar adil ve güzel bir yer değil maalesef. maaş veriyorlar da az veriyorlar işte. adam belki günde 10 saat trafiğin içinde sürekli baskı altında motor kullanıyor, günde üç tane hata yapsa belki 10 saatini boşuna çalışmış olacak. gün içinde hem trafikte hem de gittikleri yerlerde bir sürü aptal saptal tiple karşılaşıyorlar, sürekli azar işitiyorlar. klasik tabirle "herkes 1 lira verse" bu insanlar maruz kaldıkları terbiyesizliğe karşı en azından daha fazla kazanç elde etmiş, hiç değilse "bunca boka püsüre katlanıyoruz ama hiç değilse elimize güzel para geçiyor" demiş olurlar.

"eee madenciler de zor şartlarda çalışıyor, onlara da bahşiş verelim!1!!" diyorlar böyle deyince... dünyadaki her şeyi, tüm kötü koşulları tek başınıza bir anda değiştiremeyebilirsiniz. bu yüzden yapabileceklerinizden geri durmak zorunda mısınız? evet siz devrim yapmayacaksınız, evet sizin bahşişleriniz dünya kuryelerinin hayatını güzelleştirmeyecek ama tek bir insan için dahi adım atmış olmak, atmamaya kıyasla daha güzel değil mi?

o yüzden ben kendi gtünde donu olmayan bir öğrenci olmama rağmen son 20 liramla 15 liralık sipariş veriyorsam dahi 1-2 lira bahşiş vermeye çalışıyorum, "siparişin üstüne 2 lira daha ekleyemeyeceksen sipariş verecek paran yoktur, dışarıdan söyleme o zaman" diye düşünüyorum. "ayranı yok içmeye, atla gider sçmaya" durumu biraz ama olsun, hiç gocunmuyorum şahsen, kendi adıma doğru olanı yaptığıma inanıyorum.

neyse, çok gaza geldim, bu konu üzerine manifesto yazmanın lüzumu yok, uzatmayayım. kısacası o kuryeler siz sipariş vermeseniz başka yere gidecekler, maalesef yapılacak fazla bir şey yok. angelus'un da değindiği üzere kendilerine iyi davranarak, saygı göstererek, küçük de bir bahşiş vererek sanırım imkân ölçüsünde en iyisini yapmış oluruz.

"bunlar vicdan rahatlatmaya yönelik ucuz hareketler" diyen varsa da kalksın devrimini yapsın o zaman, arkasından yürümeyen şerefsizdir.
0
der meister
(31.12.19)
yazık değil. sadece sen onlara insan gibi davran aşağılama. adamın işi o. bahşiş konusundada biraz cimriyimdir :)
0
sizofren06
(31.12.19)
kötü hissetmenize gerek yok çünkü bu onların işi. bazı şirketler sipariş başına prim de veriyor merak etmeyin. eğer içiniz rahat etmeyecekse bahşiş verebilirsiniz.
0
false pretension
(31.12.19)
Dilenciye para vermem ama her gelen kuryeye 5 lira fix bahşiş verir ayağına sağlık derim. ben de kendimi kötü hissediyorum bazen. ne yapalım hayat böyle işte.
0
panamera
(31.12.19)
(8)

Yılbaşı gecesi özel bir şey yapmama adeti olanlar

damladamla
Bunu söyleyince niye şaşırıyor insanlar
Bunu söyleyince niye şaşırıyor insanlar
0
damladamla
(30.12.19)
Valla son 5 senedir saat 12 yı bile bulmadan uyuyorum, ne dışarıya çıkıyorum ne yılbaşı ağacı ne de hediye. Millet aylak olduğu için seviyor böyle şeyleri, 365 gün özel gün koysunlar sektirmezler alışveriş yaparlar sağa sola giderler öyle bi yığın var
0
paramolacak
(30.12.19)
ya kim şaşırıyor allah aşkına? ben şu "yılbaşı gecesi hiçbir şey yapmıyorum" veya "partilerden nefret ederim" insanlarını anlamıyorum. inan şu yaşıma kadar kimseye "ooo gece hayatı sevilmez mi ya" veya "ne demek yılbaşını kutlamıyorum?!" dendiğine şahit olmadım, kaldı ki belli bir yaşa kadar geceleri ne dışarı çıktım ne de yılbaşı kutladım. yanlış anlamayın, kusura bakmayın ama bu tavır bana biraz komik geliyor. hiçbir şey yapmak, kimseye herhangi bir şey ispatlamak zorunda değilsiniz. belki kendinizi özel hissetmek istiyorsunuz, bilmiyorum ama üzgünüm: inanın yılbaşı gecesi hiçbir şey yapmamak yahut parti sevmemek vs. son derece sıradan ve aklı başında insanların hiçbir önem atfetmeyeceği normal şeyler. bunun üzerinden kimlik geliştirmeye çalışmak anlamsız.

kişisel algılamayın bu arada, genel konuşuyorum aslında. çünkü bu tarz davranışları çok sık görüyorum. şey tribi var mesela, "partilemek mi?!?! evde kitap okumayı tercih ederim..." ya ne alaka birader, bunlar birbirinin zıttı şeyler değil ki? parti sevmeyebilirsin. tarzın değildir, gitmezsin, eyvallah. kime neyi ispatlamaya çalışıyorsun ki yani? ben biraz bu tavra benzettim duyuruyu, ondan şeettim.

yılbaşı gecesi bir şey yapmamak gayet normal. "özel bir şey" yapanların da büyük bölümü yeni yılı kutlamak bahanesiyle sevdikleri insanlarla bir araya gelip keyifli bir akşam geçirmeye çalışıyorlar işte, abartacak bir şey yok. ha yapmışsın, ha yapmamışsın. ikisi de normal.
0
der meister
(30.12.19)
ben mesela,

ozel anlamlar yuklemiyorum, bu gece nasil geciyorsa ve ne yapiyorsam yarin da aynisi ya da benzeri olacak

ha izlerken beyin gerektirmeyen iki program izlerim bir de iki mandalina soyarim o kadar
0
exlibris
(30.12.19)
yılbaşında 80'lik ninem patlamış mısır yiyip oryantal oynarken 25'lik gençlerin depresyon stayla takılmalarını ben de anlamıyorum kusura bakmayın.
0
heidi'nin dedesi
(30.12.19)
Der meister+1 kelimesi kelimesine
0
astrid
(30.12.19)
Ben senelerdir dışarı çıkmam yılbaşında. Neden ? Bütün mekanlar ağzına kadar dolu, konforlu bir yılbaşı gerçirmek için uygun değiller, hepsi olduğundan daha pahalı.

Esas sıkıntı normalde içen içmeyen herkes dışarda, yılbaşı diye a** g*** dağıtan çok fazla kişi oluyor ve kavgaya karışmasan bile kavga geliyor seni buluyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde çok fazla olay oluyor. Trafik, mekanlar, sokaklar her yer içmeyi bilmeyen sarhoş dolu.

O yüzden böyle günlerde dışarı çıkmamayı tercih ediyorum. Bu yılbaşı da planım yoktu, arkadaş davet etti sağolsun. Çoluğu çocuğu kapıp 3 aile birlikte kutlayacağız. 2 şişe viski 2 kasa bira, 1 şişe de rakı var. Sarhoş olacaksam da güvenli bir ortamda sarhoş olacağım.

Davet olmasaydı evde aile ile birlikte yemek yiyip bir film izler yatardım muhtemelen.

Çevremde de yadırgayan insan görmedim. Yaş aralığı 18-25 arasıdır, öğrenci tayfası belki yadırgar ama işinde gücünde birisi dinlenmek için fırsat olarak bile görür, vurur kafayı yatar.
0
kimlanbu
(31.12.19)
şaşırmış gibi yapıp kendilerini özel göstermeye çalışıyorlar olabilir.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(31.12.19)
benim bu..her geçen sene anlamsızlaştı.

aslında gülmek eğlenmek güzel bir şey de..

daha 1, 2 ay öncesinden "yılbaşında ne yapacaksın? yıl başında ne yapıyoruz? yılbaşında böyle yapıcam, şöyle yapıcam" insanlarınından gına gelmesi nedeniyle --->

kein Plan.
0
AlsterWasser
(31.12.19)
(12)

2019 yılı nasıl geçti?

rock n roll
Selam herkese. Geride bırakmak üzere olduğumuz yıl nasıl geçti sizler için? Bu arada yeni yılda neler yapmak istiyorsunuz, hedefleriniz neler? Belki ben de feyz alırım sizlerden. Yeni yılınızı şimdiden kutluyorum.
Selam herkese. Geride bırakmak üzere olduğumuz yıl nasıl geçti sizler için? Bu arada yeni yılda neler yapmak istiyorsunuz, hedefleriniz neler? Belki ben de feyz alırım sizlerden. Yeni yılınızı şimdiden kutluyorum.
0
rock n roll
(30.12.19)
2019'un ilk yarısı bombaydı, ikinci yarısı içimden geçti. 2020'den beklentiler tavan. iyi seneler.
0
datnet
(30.12.19)
2019'a bana yazan bir kızla birlikte girmiştim, ilk date'imiz idi. Başlarda aşktan gözüm kör iken bayağı iyi geçti ama sonrasında pişman oldum maalesef. Arkadaş kalmaya çalıştım ama sürekli sorunlar çıkardı bitmek zorunda kaldı.

Birkaç ay sonra hayatımın aşkını buldum diyordum, karşılıklı cümlelerimizi tamamlıyorduk vs. 2 gün önce bitti maalesef. Yine de bayağı medeni ayrıldık, kendimle gurur duyuyorum. Karar verdikten sonra birkaç saat oturup konuştuk, bir süre yürüyüp karşılıklı teşekkürleştik ve vedalaştık. Yine de ilk kez biri benden ayrıldı hayatımda ve resmen ölümlülüğün farkına varan insan gibi oldum daha yeni çıkıyorum şoktan.

Onun dışında birkaç ay saçma bir işte çalıştıktan sonra artık şans diyeceğim sanırım ama mükemmel bir işe başladım. Kariyer planlarım en az bir 10 senelik ilerlemiş oldu birkaç ayda. Umarım herkes böyle şanslar yakalar.

Yeni yılda tek yapmak istediğim sosyal kaygımı yenebilmek. Yavaştan yavaştan başladım ama kendime inanıyorum 2020'de bunu aşacağım.

Mutlu yıllar herkese!
0
aguen
(30.12.19)
Şubat ortalarında okul bitti. Biraz boşluğa düştüm. Bir süre iş aradım. Sonra istediğim gibi bir iş denk gelmediğinden ales çalışayım bari dedim. Bu arada 6 ay kadar düzenli spor da yaptım. Yüksek lisansa başladım tam derslere giderken mantıklı bir teklif geldi. Onun koşturmacaları başladı ve dersler ilk dönem kaldı. Şimdi şimdi rutine bindirdim sayılır. İkinci dönem devam ederim diye düşünüyorum. Tıpkı diğer yıllar gibi inişli, çıkışlı, üzüntülü, sevinçli bir yıl oldu. Hayatımın yeni evrelerini görme fırsatım oldu.

Yeni yılda eğer bileğimdeki sakatlık geçerse tekrar düzenli spor yapmak istiyorum. İş konusunda gelişmek istiyorum. Belki askere giderim. Çok uzun vadeli plan yapmak bana göre değil. Teşekkürler senin de yeni yılın kutlu olsun.
0
mekaniker
(30.12.19)
2016-2018 çok kötüydü, 2019'da toparlandım, genel olarak güzel geçti. İş açısından oldukça iyiydi. Araba kullanmayı bile öğrendim. Aşkı bulmaya yaklaşmıştım ama olmadı, 2020'de o da olur umarım, bir eksik o kaldı :) ha bir de bol gezeceğim.
Senin de yeni yılın kutlu olsun ^^
0
pati
(30.12.19)
hayatımın arka fonunu oluşturan gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı ve sağlık sorunları gibi faktörlere rağmen benim açımdan fena geçmedi bu yıl. ilk yarısı daha keyifli ve güzeldi. ikinci yarısında ekonomik olarak ciddi anlamda zorlanmaya başladım. en yakın arkadaşımın şehirden ayrılmasıyla birlikte çok daha yalnız hisseder oldum. yine de fena değildi açıkçası, uzun vadede gülümseyerek ve güzel hatırlayacağım şeylerin sayısı kötülere kıyasla daha fazla.

2019 zaten pek bi' şey beklediğim bir yıl değildi işin açığı. hazırlığı da sayarsak 5 yıllık üniversite macerasını yarıladım sayılır. tam ortada, fazlasıyla sıradan, ne yeni başlamış olmanın büyüsünü ne de sona yaklaşmanın endişesini taşıyan bir yıldı benim açımdan. sıradan, düz, rutin... ne dersen. şikayetçiyim diyemem. yalnız yeni yıla giriş açısından hayatımın en kötü yılı 2019 olacak. muhafazakar ailede büyüdüm, bizde böyle şeyler kutlanmazdı. ona rağmen o dönemlerde yaşadıklarım ve hissettiklerim bile daha civcivliydi. yarın gece ciddi anlamda HİÇBİR ŞEY yap(a)mayacağım. en azından içerim diyordum, param yok. arkadaşım yok. yani var aslında ama onlarla bir şey yapmak istemiyorum, zaten onların da böyle bir isteği olduğunu zannetmiyorum. öylece odamda oturacağım, dizi-film izlerim belki. herhalde kuruyemiş ve kola bile almayacağım. öyle yapayalnız, bomboş... hiç böyle olmamıştı. hemen her yıl ya ailem ya arkadaşlarım olurdu yanımda. sevgilim ya da. bu sefer kimse yok. tuhaf geliyor biraz.

***

yeni yılda sağlığıma kavuşmak, 75-100 arası kitap okuyabilmek, okul performansımı ciddi ölçüde etkilemeyecek ve bana biraz olsun insanca yaşama hakkı tanıyacak bir iş bulabilmek, erasmus sınavını kazanarak 2021'i mümkünse letonya'da karşılayabilmek istiyorum. büyük beklentilerim yok, daha ziyade uzun vadede işleri yoluna koyabilmek adına küçük adımlar attığım bir yıl olmasını bekliyor/temenni ediyorum.

herkesin yeni yılını ENİŞTEN dileklerimle kutlarım.
0
der meister
(30.12.19)
iş sağlık aşk. her anlamda berbat geçti. 2020den umutluyum :)
0
dafuq
(30.12.19)
2019 her anlamda hayatımın en kötü yılıydı.

Büyük bir sağlık sorunu yaşadım, uzun süreli ilişkim çok kötü bir şekilde bitti, kendimden beklemediğim şeyler yaptım, severek yaptığım işten nefret edecek duruma geldim, bıraktım. Çok zorlandım ama çok şey de öğrendim aynı zamanda.

Bu yıl yeterince mutsuz olduğuma karar vermiş olacak ki gider ayak hiç beklemediğim şirinlikler yaptı bana :) mutlu, heyecanlı ve umutlu giriyorum 2020'ye, her alanda ilerlemenin yılı olur umarım benim için ^^

Mutlu yıllar herkese :)
0
anneboleyn
(30.12.19)
güzel başladı, ama çok kötü bitti. her geçen yılla ben daha da tükeniyorum.
0
denizgonen
(30.12.19)
Dönüm noktaları ile kırılma anlarının bir hayli fazla olduğu ve haliyle önem taşıdığı, iyisiyle kötüsüyle, inişli çıkışlı, ilkleri yaşadığım, mutlulukları tattığım dönemler gibi, en karanlık, en depresif ruh hali içerisine girdiğim dönemler de oldu.

- Yamaç Paraşütü yaptım.
- Yaşça bana yakın olan bir bayanı sosyal etkinliğe çağırdım. İlk defa yaşça bana yakın olan karşı cinsle organize ettiğim kültür sanat gerçekleştirdim.
- Ekim ve kasım ayı hayatımın en rutinli dönemi oldu. Haftada 3-4 gün spor, 2 gün ingilizce speaking. 8 Haftasonun 6'sinde sinema ve tiyatro.

- Ağustos ayında depresif, bunalımlı ve epey karanlık geçti.
0
put it in your appropriate place
(30.12.19)
İnişli çıkışlı.
Yılın başında yeni bir iş yerinde çalışmaya başladım. Çok rahattı çalışma ortamı. Evi de taşıdım. Çok sevdiğim bir muhitte yaşıyorum. Ancak verilen sözler tutulmadığı için işten ayrılma kararı aldım. Global bir şirkete %60 maaş artışı ile geçtim. Şu an aşırı mutsuzum. İş bakıyorum ama bu seviyede bir şirkette bu seviyede maaş bulmak çok zor.
0
himmet dayi
(31.12.19)
İlk yarısı güzeldi. Eylül-Ekimden sonrası çok kötü ve yıpratıcı. Kötü bitiyor. İlkler, dönüm noktaları vs, hayatımın en önemli senesi olabilir.
0
aquarium
(31.12.19)
çocukluğumun en büyük travmalarından birine dair atlattım ve geçmişte bıraktım sandığım hiçbir şeyi atlatamadığımın çok acı bir şekilde farkına vardım. bu farkındalıkla hayatıma devam ediyorum ve geçmişte o durumla başa çıkışımın üzerine kurduğum her şeyi yeniden öğreniyorum. bu açıdan çok zorlayıcı oldu, ergenlikte bıraktım sandığım bazı huylarım falan geri geldi çünkü. millet 2020'ye giriyor, ben 2002'ye sanki, o kadar geriye gittim. neyse önce afalladım ama yavaş yavaş toparlıyorum bence.

mutluluğu, sağlığı, parayı huzuru geçiyorum, bunlar zaten olmazsa olmaz. 2020'de kendime daha şefkatli davranmayı planlıyorum, kontrol edemediğim şeyleri oluruna bırakmayı öğrensem daha ne isterim bu hayattan. yeni yılınız kutlu olsun sevgili duyuru.
0
evde liyakat kalmamis
(31.12.19)
(11)

bu erkekler niye böyle?

oldubitti
ben bu erkekleri anlamıyorum. adamın biri yazıyor ben cevap veriyorum geri yazmıyor. 3 gün arazi oluyor sonra tekrar hortluyor hop baştan aynı masal. artık umursamadım bıraktım. birine ben yazıyorum iyi hoş muhabbet ama bu da mesajı cevapsız bırakıyor. hayır yani ben yazmayınca o da yazmasa takmıyor
ben bu erkekleri anlamıyorum. adamın biri yazıyor ben cevap veriyorum geri yazmıyor. 3 gün arazi oluyor sonra tekrar hortluyor hop baştan aynı masal. artık umursamadım bıraktım. birine ben yazıyorum iyi hoş muhabbet ama bu da mesajı cevapsız bırakıyor. hayır yani ben yazmayınca o da yazmasa takmıyor diyeceğim. adam kendi yazınca bile cevabımdan sonra devam ettirmiyor konuşmayı. hadi dedim olur. belki mesaj yazmayı sevmiyor ama adam buluşma işine de mırın kırın ediyor. yok başım öyle, yok kıçım şöyle.

niye böyle yapıyor bunlar, dertleri ne anlamıyorum. hoşlanmadıysan, görüşmek istemiyorsan söyle işte. daha ne mesaj atıyorsun? bir de kadınlara laf ederler yok taktik kasıyorlar yok bilmem ne. art arda böyle vakalar canımı sıktı. artık başımı ağrıttı bu işler.
0
oldubitti
(30.12.19)
yas 13 falan mi? yoksa hala "erkekler", "kadinlar" diye genelleme yapmak pek normal degil. begenmemisler demek ki seni, o kadar dusunmeye degecek bir sey degil, baskasiyla konus sen de.
0
der meister
(30.12.19)
erkeklerin %21.77 si skor peşinde koşar. o ara başka gol atıyordur yazmamıştır.
0
potsdamer
(30.12.19)
yeterince güzel değilsin. daha güzeller ile ilgilenirken seni yedekte tutuyorlar.
0
dafuq
(30.12.19)
benzeri kelimeleri kadınlar içinde kullanabiliriz. bana da bazen böyleleri denk geliyor. bazıları öylesine, amaçsızlar sanırım.
0
scudman1
(30.12.19)
o zaman sen de açık oyna, böylece ellerinden bu imkanı almış olursun. beni istiyor musun diye sor, hayır derse o zaman ne istiyorsun ne diye sor, evet derse o zaman gel beni al böyle vakit kaybetmeyelim dersin, so simpıl.
0
bezgin adam
(30.12.19)
kadınlar daha çok yapıyor bunu. hatta ne 3 günü, hiç yazmıyor:)
0
nothing in my way
(30.12.19)
muhtemelen yedeklerdesin. yoklukta gideri var derler ya. yokluk icin el altında saklıyor denir buna.
dert etme hepimiz bazen birilerinin yedekleriyizdir.
0
prizmatik
(30.12.19)
youtu.be

Matthew Hussey'in ve diğer arkadaşların da dediği gibi, bazi erkekler programlarındaki boşlukları dolduruyor. Ilgi hala duruyor mu acaba diye bi yoklayıp ego tatmini yapıyorlar. Istedikleri ilgiyi göstermeyin, zaten bir daha yazmazlar.
0
Olive
(30.12.19)
sizin gibileri kaldı mı ya :) lütfen yılmayın devam edin.
0
zencipanda
(30.12.19)
erkek olarak cevap vereyim, yukaridakilerin cogu hakli, biraz bos muhabbet, biraz yedekleme, biraz ya duserse mantigi.. bunu cok iyi anliyorumda, aynisinin kadin versiyonu şu an başimda, onun icin bir baslik aciyorum simdi ve cevaplarinizi bekliyorum, başligini biraz calabilir miyim?:)
0
alttaraf
(30.12.19)
Yedekte bir sürü kadını tutuyordur, sizinle konuşmadığı süreçte onlarla konuşuyordur, başka ne olacak. Var böyle insanlar.
0
stoa
(30.12.19)
(18)

İkili ilişkilerde ilk adımın kadından gelmesi

Cookie
Beyler sorum size; ikili ilişkilerde ilk adımın kadından gelmesi eksi puan mıdır?Çok fazla etkilendiğim bir adama hoşlandığımı irite etmeden nasıl belli edebilirim? Ya da etmeyeyim mi?
Beyler sorum size; ikili ilişkilerde ilk adımın kadından gelmesi eksi puan mıdır?Çok fazla etkilendiğim bir adama hoşlandığımı irite etmeden nasıl belli edebilirim? Ya da etmeyeyim mi?
0
Cookie
(30.12.19)
x'te kızlar teklif ediyormuş kalıbından bir ütopya gibi bahsedildiğine göre bunun son derece iyi bir şey olduğu yönünde genelleme yapabiliriz gibime geliyor.

kaldı ki cinsiyet farketmeksizin ilk adımı atabilmek saygıyı hak edecek bir davranış.
0
onemoremile
(30.12.19)
Direk gidip söyle üzerinde çok da kafa yormaya değmez.
0
uzunincemalbrodayim
(30.12.19)
Bu karşındaki kişinin seni beğenip beğenmemesiyle alakalı aslında. Önce ya da sonra söylemen olayı pek etkilemeyecektir. Eğer karşılığı varsa oh be dedirtir, yoksa al başına belayı dedirtir.
0
filipis
(30.12.19)
Bizim millet biraz gariptir. Kız için ölür biteriz, “ah keşke” deriz. Kızdan ilk adım gelirse “yollu bu yollu” deriz..

Not: bir erkek...
0
silah taciri
(30.12.19)
Bir kadın olarak bunu özgüvenli buluyorum. Arkadaş araya sokmak ne kadar ezikçe geliyorsa bu da o kadar hoş geliyor. Bir kadın ya da bir erkek bana gelip beğendiğini söylese çok hoşuma gider.
0
tessera
(30.12.19)
karşındaki erkek malsa eksi puandır.

ben bayılırım. çok hoşuma gider.

hiç de öyle yollu falan demem. böyle bir toplumda ilk adımı atabilen kadın cesur ve gerçek bir kadındır.
0
tabudeviren
(30.12.19)
yahu niye eksi puan olsun. merhaba dersiniz ve olaylar gelişir.
0
calucifer
(30.12.19)
eksi puandır evet bir şey istiyorsan asla söyleme karşıdaki telepati yoluyla anlasın.

anlamıyorsa zaten o erkek seni taşıyamaz.
0
inekadam
(30.12.19)
benim için artı puandır. diğer kadınlar gibi kıvırmadan, millete uymadan içinden geldiği gibi hareket ettiğini düşünürüm
0
gazozailacatmauzmani
(30.12.19)
maalesef öyledir. kaçan kovalanıyor. bir de erkek havalanınca çok pis bir psikolojiye bürünür.
0
Jesus Christ
(30.12.19)
benim gözümde eksi puandır. kadın çok hoşlanıyorsa erkeğin adım atmasına en fazla önayak olmalı. erkek zaten çok rahat anlar. kadın olsam ve amacım erkeğe adım atmak olsa en fazla bir tiyatroya ya da bir etkinliğe davet ederim.
0
hep mutlu olmak istedim
(30.12.19)
Ben tanışmak istediğimi belirten bir mesaj atmıştım, numarasını bulup.yazmasaydım, hep bi keşke kalırdı içimde.hoşlanıyorsanız belli edin, konuşmaya çalışın.herşeyin erkekten beklenmesine karşıyım.
0
astrid
(30.12.19)
ben fazla çekingen ve sayko bir adam olduğum için sanırım sadece bir ya da iki kez "hoşlanıyorum" diyebildim hayatım boyunca. diğer tüm durumlarda karşı taraf açıldı. bunu hiç garipsemedim, nahoş bulmadım. aksine çok takdir edip mutlu oldum, benim şahsi fikrim ve yaşam görüşümce bu hiç anormal bir durum değil; hatta bu tarz "delikanlı" kadınları daha çekici buluyorum.

ha başkası vardır işte "yollu" der, gtü kalkar, bi' şeyler olur... öyleleri de var. adamına bağlı işte. ben kendim adına konuşuyorum sadece. "senden hoşlanıyorum" cümlesi yüzünden gtü kalkacak, karşı tarafa yollu diyecek bir tiple birlikte olmamak ne kaybettirir insana, onu da düşünmek lazım. bence yardır gitsin. şu sözüne saygı duyamayacak, bu yüzden gtü başı ayrı oynayacak biriyse en azından vakit kaybetmemiş olursun. hoşlandığını söyleyemediğin biriyle ne yaşamayı bekliyorsun ki? git belli et, cesaretin varsa açık açık konuş.
0
der meister
(30.12.19)
astrid Telefon numarası var, evet çok fazla etkilendim, fiziksel ve de ruhsal bir etkileşim oldu hayatımda ilk kez. Günlerdir düşünüyorum. Peşinden koş diyor bir tarafım, diğer taraftan da biri olup olmadığını bilmiyorum. Eğer öyleyse; bana olan saygısını yitirmesini istemem.
0
🌸Cookie
(30.12.19)
Eksi puan mı bilmem ama bana göre doğru bir taktik değil çünkü (genelleyerek söylüyorum) kadınlar istemiyorsa reddederken erkekler reddetmez ve bu noktada kadın zaten baştan duyguyla teklif ettiği için kalkansız kalır. Geleneksel olarak erkeklerin teklif etmesi bu sebeple anlamlı. Her adete sırf adet olduğu için karşı olmamak lazım. Önayak olursun, sinyal verirsin, olmuyorsa zaten olmayacak iştir gidip açıkça teklif etmezsin.
0
osssy
(30.12.19)
@cookie denemeden asla bilemezsin.ayrıca niye saygısını yitirsin ki, cesaretli olman saygı duyulacak birşey bence.
0
astrid
(30.12.19)
burada işin kötüsü, erkek tarafı aslında ilgilenmese bile nasılsa kısmet ayağıma gelmiş biraz skor yaparım sonra kaçarım diye düşünebilir.
0
prizmatik
(30.12.19)
Sorunuz erkeklere, ancak bu cevap bir bayandan olsun:) Biraz evvel bir paylaşımda bulundum, yaşasın acemilik diye. Dünya döner mi bizim için de? dedim. Bazı arkadaşlar siz döndürün, dedi. Beraber döndürelim şu dünyayı, ne dersiniz? Şu kelebekler hala uçuşuyorken. Dilek tutmalardan, dile dökmelere geçelim. Dön be dünya :)
0
İnanç
(01.01.20)
(10)

İnstada neden bütün bilindik hesaplar bizim arabayı övüyor

condom kurşunu
Yani bi olumsuz yorum bi fabrika nerde vs gibi yprum görmedim alayı şöyle müthiş böyle müthiş havasında. Hepsi cebini doldurmuş herhalde. Akepe çalışıyor maşallah
Yani bi olumsuz yorum bi fabrika nerde vs gibi yprum görmedim alayı şöyle müthiş böyle müthiş havasında. Hepsi cebini doldurmuş herhalde. Akepe çalışıyor maşallah
0
condom kurşunu
(27.12.19)
tasarımı iyi çünkü. konsepti italyan firma yapmış. anladığım kadarıyla ortada ne fabrika var ne türk malı bi ürün var. yani şuan eleştirecek bişey yok. ortada bişey yok çünkü.
0
sttc
(27.12.19)
şu an olumsuz yorum yapanı fena fişlerler bende mesela burda yerin dibine soktum ama firma sayfasından övdüm de övdüm
0
dedim dedim de kime dedim
(27.12.19)
olumsuz yorum yapan linç yer şu an. ya da para almışlardır.
0
jelly bear
(27.12.19)
milyon takipçili "sözde" mizah sayfalarının çoğunu takip ediyorum arkadaşlar arada bi' şeyler gönderdiği için. genel kalite inanılmaz düşük. reklamlar falan akıllara zarar. şu "how can i get to taksim" videosuyla meşhur olan dayı var ya mesela... "o dayının hayat hikayesini paylaştık!11!" diye başka sayfanın reklamını yapıyorlar veya "x ile y ünlüsü birbirine girdi, videosu hesabımızda" diyorlar vs... gördükçe kusasım geliyor, gerçekten 6 yaş seviyesi yani, fazlası değil. haliyle pek bir şey beklememek lazım. kitlenin iq'su tek haneli falan siyasi görüşünden bağımsız olarak. böyle bomboş içerikler üreten, tek derdi kendisi gibi aptallar sayesinde para götürmek olan yerlerin tepkilerine şaşırmamak lazım. konya'da uzay üssümüz var desen onu da paylaşırlar. amacı etkileşim yaratmak çünkü, inansın ya da inanmasın, türk bayrağıyla paylaşıp prim yapabiliyorsa yapacaktır.
0
der meister
(27.12.19)
twitter da aynı. fenomenlere basmışlar virali.
0
nrmnm
(27.12.19)
reklam. herkes ekmeğinde.
0
anarsika
(28.12.19)
Yanlış hesapları takip ediyor olabilir misiniz?

twitter.com

twitter.com
0
Mirket
(28.12.19)
su anda gozuken pininfarina elindeki birkac konsepti hafif degisiklikler yaparak bize gecirmis. bunun birkac sene onceki saab fiyaskosuna donusmesi olasi ama bir sans vermek lazim. gommek icin erken, benim de 500bin takipcili bir hesabim olsaydi ilk etapta gommeye calismazdim..
0
cooperr
(28.12.19)
ulkemize ciddi hir katki yapma ihtimali olan bir girişime şu aşamada gömmeye calişmak karaktersizlik olur, o yüzden. Herkes biliyor aslinda henuz bir fabrika olmadigini vs. İyi bir şeyler yapılmaya çalışılıyor, bunlara takos olmak, kötülemek yanlıştır. İnşallah tamamına erer bu proje.
0
The_Lollok
(28.12.19)
Reklam kokan hareketler. Altta yorumlar efsane yalnız.

Herifin birisi "italyanlar ne araba yapıyor beee" yazmış sabah sabah sesli güldürdü :)) Haliyle hemen cevap gelmiş "bmw'yi de o firma tasarlıyor bla bla.."

Sonra bir manyak da bu herife cevap vermiş, "e geriye ne kaldı, türk malı dedikleri sen mi oluyorsun o zaman" diye :))

Tasarım güzel ama iyi niyetlerine hiçbir zaman inanmadım. ilerleyen günler gösterir nasıl bir pislik çıkacağını.
0
kimlanbu
(28.12.19)
(8)

erken uyandım ve hava karanlık

market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
şey gibi afedersiniz. bu ne biçim bir durum yaa. imsanlar gece yarısı işe gidiyor Istanbul'da yaşayanlar bu durumda demi? kış saati uygulamasıyla mı alakalı bu durum? ayy fenalık geldi sabah sabah.
şey gibi afedersiniz. bu ne biçim bir durum yaa. imsanlar gece yarısı işe gidiyor Istanbul'da yaşayanlar bu durumda demi? kış saati uygulamasıyla mı alakalı bu durum? ayy fenalık geldi sabah sabah.
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(27.12.19)
sen yenisin galiba.
haftalardır böyle ki hatta en uzun geceyi geride bıraktık :)
0
foolrules
(27.12.19)
ne haftası ya? yıllardır böyle. gece gidip, gece dönenlerdeniz.

şey gibi afedersiniz'e gerek yok, hoş birşey değil doğru.
0
baldan kaymak
(27.12.19)
@baldan kaymak

bu sezon için demiştim haftalardır diye :) yoksa senin de dediğin gibi yıllardır böyle. ama sadece ekim-mart arası gece uyanıyoruz.
0
foolrules
(27.12.19)
ilk defa mı bu saatte kalktın? yıllardır böyle, insanlar o yüzden isyan ediyor. yaz/kış saati uygulaması varken böyle değildi, 7 gibi aydınlanıyordu hava.
0
sir gawain
(27.12.19)
2016 yilindan beri boyle, her sene bu sacma uygulama kalkar diye umuyorum ama degismiyor, ben zaten erken kalkan biriyim, 5-6 gibi uyanıyorum 9a kadar aydinlanma bekledigim gunler oluyor, bir tek doguda rahat ettim, Kars'ta mesela vakitlice aydinlaniyodu hava, orada mi yasasam napsam.
0
(27.12.19)
Yaz saati uygulaması varken de boyleydi, kisin bir donem karanlıkta çıkıyordu evden milyonlarca kisi.
0
stavro
(27.12.19)
freebird5406_2
(27.12.19)
sen daha gecen gun 6 bin lira maasim var nasil birikim yapayim diye duyuru acmamis miydin, ilk kez mi sabah 7'de uyaniyorsun?
0
der meister
(27.12.19)
(9)

ev sahibiniz kefil istedi mi?

dafuq
kefil olmadan ev kiralayan kimler var? nasıl başardınız?
kefil olmadan ev kiralayan kimler var? nasıl başardınız?
0
dafuq
(21.12.19)
hiç yaşamadım şimdiye kadar böyle bir şey, hatta kefil istendiğini ilk defa sizden duyuyorum desem yeridir.

Biz de kendi kiracilarimizdan hiç istemedik bu arada.
0
fraise
(21.12.19)
istemişlerdi 5 yıl önce
0
ikcı
(21.12.19)
banka teminatı isteyen oldu ama kefil hayır.
0
gas gas
(21.12.19)
ilk kez eve cikacagim zaman kefil istemisti ev sahibi, bir arkadasimi ablam diye kefil gostermistim. ondan sonra 2 kez daha ev kiraladim kefil soran olmadi.
0
in vino veritas
(21.12.19)
Kirada 2 evimiz var, kefil falan istemedik. Bizim evlerin rayiç bedeli düşük çünkü. Memur değilsiniz diye istiyor olabilirler. Ev sahibi olmanın en büyük sorunu kira takıp kaçılması. Her 5 kiracının 3 ünden bu zararı görüyor ev sahipleri.
Birde yüksek rayiç bedelli evler önüne gelene verilmez, verilirse de bir teminat istenir.

Depozitoyu artırırsanız bence ikna olabilirler. Atıyorum 2 kira depozito yerine 4 kira depozito ev sahibine “parasal sıkıntım yok” mesajı verecektir.
0
enis buyutucu
(21.12.19)
Bizimki istedi kefili beğenmedi fazladan senet aldı böyle de ayrı bir cinsti. 1 yıl sonra çıktık evden senetleride aldık. Birde emlakçı memur kefil istedi ama o ara öğrenci idik.
0
Topalordek
(21.12.19)
ankara'da yaşıyorum ve öğrenciyim demem yeterli olur sanırım jsfjsfjs. benim amcam memur, bu tip durumlarda direkt onu arıyorum, sağolsun her seferinde yardımcı oldu. tam detayına vakıf değilim ama kallavi de bi memur, beni görünce "ya yalnız kefil lazım :S :S" deyip yarım ağızla konuşan emlakçılar amcam gelince indirim falan yapıyo, big_dick_officer06 sağolsun o konuda sorun yaşamıyorum hiç.
0
der meister
(21.12.19)
2 kira depozito verdim bir de kefil isteseydi bari.
0
catch the arrow
(21.12.19)
1 defa aile disindan İstediler
Digerlerinde esim kefil oldu
0
basond
(21.12.19)
(7)

Pazartesi sendromu geldi mi

hafifmesrepgay
Sıkılanlar yazsa ya :)
Sıkılanlar yazsa ya :)
0
hafifmesrepgay
(15.12.19)
Geçtiğimiz hafta izinliydim. Bugün sabahtan beri sendromluyum. Yarın nasıl çalışacağımı düşünüyorum. :(
0
siyah noktali film
(15.12.19)
benim pazartesi günü dersim yok, salı sendromu yaşıyorum o yüzden. gerçi yarın iş var, halletmem gereken diğer şeyler var ama olsun onlara canım çok sıkılmıyor, sığır gibi yatmaktan iyidir kafam dağılır.
0
der meister
(15.12.19)
geldi yine sendromum :/
0
dafuq
(15.12.19)
Haftanın 7 günü çalışınca pazartesi sendromu kalmıyor. ♡
0
chihirovekohaku
(15.12.19)
delireceğim. (._.)
0
velvetmorning
(15.12.19)
Pöf!
0
cemallamec
(15.12.19)
haftanın 7 günü çalışınca sendrom kalmıyor tavsiye ederim...
0
basond
(15.12.19)
(14)

market poşetlerinin ücretsiz olması alışkanlıklarınızı nasıl değiştirdi ?

aslindasorunumpsikolojik
ayda harcadığım poşet adedi hiç azalmadı bende.kırtasiye toptancısından kiloyla poşet aldım. markete giderken poşeti evden götürüyorum. çöpü plastik poşete koyup atıyorum.sizin poşet tüketiminiz azaldımı mesela ?
ayda harcadığım poşet adedi hiç azalmadı bende.
kırtasiye toptancısından kiloyla poşet aldım. markete giderken poşeti evden götürüyorum. çöpü plastik poşete koyup atıyorum.
sizin poşet tüketiminiz azaldımı mesela ?
0
aslindasorunumpsikolojik
(15.12.19)
azaldı. sebze poşetleri haricinde ayda 1 ücretli poşet alıyorumdur en fazla. market için bez poşetler var onlar güzel.
0
jelly bear
(15.12.19)
çok iyiymiş ya. onun yerine daha büyük ve dayanıklı poşetlerden alsanız ve onu kullansanız olmuyor mu?
son 1 senede 3 tane dayanıklı poşet, 3-4 tane de daha dayanıksız olan normal poşet aldım sadece. ama bu dayanıksız dediğim poşetler ömür boyu garantili ve parçalanırsa değiştiriyorlar.
0
ozdek
(15.12.19)
Bariz azaldı. Ani market ziyaretleri haricinde bez poşetlerimi alıyorum yanıma.
0
mekaniker
(15.12.19)
markete giderken yanıma 2 tane bez torba alıyorum.. çok nadir parayla poşet alıyorum.. o da dışarıdan eve dönerken işte..

ama çöp atma alışkanlıklarım kesinlikle değişti.. jumbo boy çöp kovası aldım.. jumbo boy çöp torbası alıyorum marketten.. içinde 10-15 adet oluyor.. kova da torba da büyük olunca haftada bir çöp atar oldum.. bekar olunca öyle çok fazla kokacak akacak çöpüm olmuyor tabi..
0
strobist
(15.12.19)
kesinlikle azaldı, 3-5 şey ise genelde elimde götürüyorum mesafe çok yoksa
0
gezegen olan pluton
(15.12.19)
azaldı ama ekmek reyonundaki ince şeffaf poşetlerden çalıp onlara dolduruyorum.
0
heidi'nin dedesi
(15.12.19)
Eskiden de çevre kaygısıyla mümkün olduğu kadar az poşet alırdım ve aldığım her poşeti evde 1 günlük çöp poşeti olarak değerlendirirdim. Şimdi de aynı şeyi yapıyorum. Poşet kullanımımda eskiye nazaran hiç bir değişiklik olmadı.
Eskiden beleş diye market poşetine 3er 5er boş poşet tıkıştıran teyzelerin bu kadar poşeti ne yaptıklarını da şimdi evden torba getirenlerin çöp poşeti sorununu nasıl çözdüklerini de hep merak etmişimdir.
0
Mirket
(15.12.19)
Zaten zorda kalmadıkça poşet almamaya çalışıyordum birkaç senedir. Ya sırt çantama atıyordum aldıklarımı ya da yanımda bez çanta oluyordu. Çok bir şey değişmedi diyebilirim bu yüzden kendi açımdan.
0
ms brownstone
(15.12.19)
eskiden parayla çöp poşeti alırdım, artık marketten parayla aldığım poşetleri kullanıyorum. yani öyle aşırı bir azalma veya artma olmadı.

bez torba kullanıyorum unutmadığım zamanlar, her unuttuğumda bez torba ala ala evde 6 tane bez torba oldu.

poşet tüketimini azaltamamamdaki ikinci sebep ise evden direkt olarak markete pek gitmemem.

yani dışardayken markete uğrayıp sonra eve geliyorum. evden direkt gitmiyorum pek.
0
hem şişko hem deli
(15.12.19)
Yaşadığım ülkede zaten uzun süredir poşetler paralı, ilk taşıdığımda çok yadırgamıştım parayla poşet almayı ve unutuyordum poşetleri tekrar kullanmak üzere çantama atmayı, ama her markete gidince 10p 20p vermekten ciğerim soldu, sağlam büyük bez poşetleri çantalarıma katlayıp attım, işten eve dönerken alışverişimi yaptığımda çantamda yer yoksa bile poşetim oluyor yanımda mutlaka.

Ama genelde insanları büyük alışveriş yapmadıkları sürece aldıklarını çantalarına tıkmış ya da elinde taşırken görüyorum, bence poşetlerin paralı olması gerçekten etkiliyor poşet kullanımını.

Bir diğer dikkatimi çeken nokta ise, mesela bimde a101de falan hala bedava olduğu zamanlardaki gibi kalitesiz, eve gidene kadar yırtılan poşetler parayla satılıyor, halbuki burda parayla satılan poşetler baya büyük ve sağlam, aylarca kullansan bana mısın demiyor. Amaç gerçekten çevreyi düşünmekse o poşetlerin gerçekten tekrar tekrar kullanılabilir olması gerekiyor ki gerçekten işe yarasın, yoksa 25 kr verip ikinci kez kullanamayacak bi poşet alacaksam, bu üzüm yemek değil bağcıyı dövmek oluyor benim gözümde. Çevre falan hikaye Türkiye'de, kullandığınız poşetten bile devletin bütçe açığını kapatmaya çalışıyorlar vergisidir şusudur busudur. Hoş değil.
0
bir nick var benden iceri
(15.12.19)
azaldı. toplu alışverişe giderken evden bez poşet götürüyoruz. eskiden toplu alışverişten 20 poşetle gelirdik eve.
0
trajikomix
(15.12.19)
okuldan dönüyorsam aldıklarımı çantama atıyorum ama onun dışında poşet almaya devam ediyorum. ayın 30 günü markete gidip her seferinde bir poşet alsam 7.5 lira edecek, hadi ikişer tane alayım 15 lira olsun, her allahın günü markete giriyorsam ayda 15 lira param da vardır sonuçta.

"ama çevre..." diyecek olanlar için: ben elimden geldiğince hassasım bu konuda, uygulamayı da destekliyorum ama mevcut düzende para basan firmaları ve fabrikaları görmezden gelip suçu sıradan vatandaşa yıkma dingilliğinden de tiksiniyorum. ben 100 sene her gün aralıksız sokaklara sçıp çöp atsam tek bir tane fabrikanın bir saatte doğaya verdiği zararı veremem. ben az tüketiyorum, olabildiğince az talep oluşturmaya çalışıyorum. skindirik bir poşeti almamaktan daha faydalı bence bu doğa için, kaldı ki o poşetleri de gidip sokağa atmıyorum ben.

poşet almayanlara "niye almıyorsunuz" diyecek değilim de 25 kuruşa poşet almayıp da yanında bez torba taşıyor diye kendini gezegenin kurtarıcısı zanneden insanları anlamıyorum. burnuna kadar tüketime batmışsın poşet almasan ne olur, gezegeni kurtarmak o kadar kolaysa bundan sonra ben de poşet almayarak kurtarayım madem.
0
der meister
(15.12.19)
benim için değişiklik yok. senelerdir evdeki alışveriş çantamda file durur. fileyle yapıyorum zaten alışverişi. doğaya katkısı vb bilmem, şekli hoşuma gidiyor. bir ara kese kağıdıyla yapıyordum şekli güzel diye.
0
Tears of Devil
(15.12.19)
Sanal market hariç, bugüne kadar hiç poşet satın almadım. En çok bunlara yaradı herhalde, istememe gibi bir seçenek yok.

Markete gidince sepeti kendi aracıma kadar götürünce gerek kalmıyor.
Bazen sadece abur cubur alınca, kasiyer tezgah altından manav poşeti çıkarıp veriyor.
0
lemon cake
(16.12.19)
(5)

ahmet davutoğlu-ali babacan

problem34
Bu ikisi yüzde kaç alır ? İkisi de ayrı parti kurdu.İşin ilginci Her akpye genel başkan olan iktidarı kaybedinde muhalif oluyor .Ahmet davutoğlu-Abdullah gül -Yakında binali yıldırım da muhalif olursa şaşırmam :))
Bu ikisi yüzde kaç alır ? İkisi de ayrı parti kurdu.İşin ilginci Her akpye genel başkan olan iktidarı kaybedinde muhalif oluyor .Ahmet davutoğlu-Abdullah gül -Yakında binali yıldırım da muhalif olursa şaşırmam :))
0
problem34
(13.12.19)
bunlar cok buyuk oy potansiyeline sahip olamazlar ilk etapta, sadece biraz oy calarlar, % 3-5 gibi bir oylari olur, kemik kitle reis neredeyse oraya yanasir, reis onemli
0
exlibris
(13.12.19)
iki parti toplamda %5'i görürse bile şaşarım, %2-3 arası bekliyorum. ha sen kimsin dersen düz vatandaşım. sözlükteki yorumlara bakıyorum da insanlar çok pozitif yahu, "halk siyasal islam'ın ne olduğunu gördü, bir daha buna geçit vermezler" falan diyor hahaha yahu ne alakası var, bizim millet cebindeki para azalınca aklınca erdoğan'a mesaj vermek için tepki gösterdi işte alt tarafı, babacan amerika'dan birazcık para getirsin de hepsi yine siyasal islamcı olur. türkiye'de sanki böyle bir bilinç varmış gibi "siyasal islam'ın ne olduğunu gördüler" yazılması komik geliyor bana. adamlar hala dış güçler zart zurt diyor, mevcut durumu siyasal islam'a bağlayabilecek zekası olan zaten en başından beri bunlara oy vermiyordu ki.
0
der meister
(13.12.19)
Ani bir etki olmasa da tabi ki etkili olacaklarını düşünüyorum. Özellikle Babacan'da büyük potansiyel görüyorum ben. Davutoğlu da ittifakla falan kendini bi şekilde meclise atmayı başaracaktır ama bence.

Halkımız şu an iyi durumda değil ekonomik olarak. "Hep ampule bastık, bu seçim de bu partiye basalım." diyebilirler. Bizim halkımız aslında bu tarz yenilikleri sever. Sadece günümüzde şu ana kadar bunu ifade edebilecekleri parti yoktu pek. Hatta AKP-MHP arası geçiş yapan oyların çoğunu alır gibi bu iki yeni parti. Bir miktar İyi Parti'den de alırlar. Çünkü aslında programlarını okursak daha İslamcı düşündüğümüz Davutoğlu'nun programı bile İyi Parti'den çok farklı değil.
0
nundu
(13.12.19)
İkisi toplamda %5 alsa ben de çok şaşırırım, toplamda alacakları %3 bile olmaz. Onun da tamamını AKP'den değil, İYİP, SP hatta kemik CHP seçmeni olmayan seçmenden bile bir tık alırlar.

AKP'den oy çalarız, Erdoğanı deviririz diye umutlananlar hangi halkın arasında yaşıyorlar ya hu?
0
John Bloor
(14.12.19)
bunlar akp tabanından oy çekecekler akp'de oy kaptırmamak için bunlarla çalışmak zorunda kalacak. mhp gibi.
%5-6 çekerler ki önemli baya.
0
dedim dedim de kime dedim
(14.12.19)
(16)

Kitap okuyamıyorum! bütün okumayanlar bu başlıkta toplansa ya

ikcı
okuyamama nedenlerim;1. Telefon2. Hayatıma son 1 ayda dahil olmuş lanet instagram.3. Odaklanamama Yani her gün düzenli kitap okumak istiyorum. Zamanım bol. Zamanım olmasa da her gün, 30 dakika ayırarak hiçbir şey kaybetmem.Ne yapayım?Hadi çözümleri madde madde buraya yazalım, herkes yararlansın.Sela
okuyamama nedenlerim;

1. Telefon
2. Hayatıma son 1 ayda dahil olmuş lanet instagram.
3. Odaklanamama

Yani her gün düzenli kitap okumak istiyorum. Zamanım bol. Zamanım olmasa da her gün, 30 dakika ayırarak hiçbir şey kaybetmem.

Ne yapayım?

Hadi çözümleri madde madde buraya yazalım, herkes yararlansın.

Selamlar
0
ikcı
(12.12.19)
1.Kalın olmayan, sevdiğin türde bi kitap seç.
2.Her gün muhtemelen akşam 10:30-11:30 arası boşsun. Veya başka bir saat varsa sen seç.
3.Saat kur. Kitap okuma saatin gelince telefonunu uzak bi yere bırak, çalarsa duyarsın nasılsa. Birisi seni aramadığı sürece telefona bakma.
4.Bunu her gün yap.
0
megalomaniac
(12.12.19)
aynen ben de senin gibiyim. nerede eski ben, nerede şimdiki ben :)

çözüm olarak şöyle öneri verebilirim: her gün en az on sayfa (veya ne kadar istiyorsan) okumaya zorla kendini. böylece hiç okumadığın gün kalmaz ve kitabı bitirmiş olursun.
0
tabudeviren
(12.12.19)
Çözüm 1: daha önce okuduğunuz keyif verici bir seri varsa onunla giriş yapmak. zira bu yeni düzen ve etraftaki uyaranların fazlalığı vakit ayırsak bile uzun vadede bizi odaklanmakta güçlük çeken ve dikkat&ilgi süreleri daha kısa insanlar haline getirdi. ısınma için beyine ufak bir yükle başlamak adına bu iyi bir yöntem. Seri olmak zorunda değil tek bir kitap da olabilir.

Çözüm 2: öykü ya da deneme okuyarak başlamak. böylece tatmini yükseltmek, çünkü böyle olunca tamamlama hissi daha çabuk geliyor. aynı zamanda sürdürülebilir oluyor yoğun da olsanız.
0
kullanıcıadımbuolsun
(12.12.19)
belli sure boyunca telefonu kurcalamaniza engel olan app'leri tavsiye ederim. 15 dakikayla baslayip yavas yavas artirabilirsiniz. benim dikkat araligim (bkz: attention span) 3 dakikaya dusmustu, odaklanma app'i sayesinde 50 dakikaya kadar cikarttim.

cocukken surekli kitap okuyan biri olarak su an yilda 3 kitap bitirirsem sukrediyorum. cok uzucu. en buyuk nedeni telefon bence de.
0
kasabanın en güzel kızı
(12.12.19)
Okumayı sevdiğin türde kitaplarla ilgilenmen lazım. okurken eziyete katlanıyormuş gibi hissediyorsan telefonunu elinden bırakamayacaksın. araştırma kitapları veya uzun soluklu romanlar yerine, merak uyandırıcı, görece kısa 4-5 adet klasikle başlamak işe yarayabilir.
0
In a silent way
(12.12.19)
Aynı durumdayım. Eskiden gayet iyi okurken 1 senedir hiç içimden gelmiyor. Geçen denedim odaklanamadım. ama benim asıl merak ettiğim, instagram nasıl bu kadar vaktinizi alabiliyor? Hani son postlara baksan en fazla 10 dakika falan sürüyor. Şimdi instagram hareketlerime baktım, salı 1 saat 39 dakika, çarşamba 1 saat 13 dakika geçirmişim. Siz ne yapıyorsunuz içeride la? Bilmediğimiz ortamlar falan mı var :DD
0
eazy
(12.12.19)
aynı sorundan mustaribim ne yazık ki. ben bir de maç hastasıyım, şimdi avrupa maçları bizim saçma saatimiz yüzünden gece 1'de ancak bitiyor, öyle "akşam oturup okuyayım" da diyemiyorum, çok lazımmış gibi aklım hep avrupa'nın farklı bir köşesindeki maçta oluyor, kendimi veremiyorum.

ben kendi adıma üstesinden gelmeyi başaramadım. yalnızca hiçbir şekilde dış etken tarafından rahatsız edilemeyeceğim, gerçekten "bomboş" kalabileceğim zamanlarda kitap okuyabiliyorum. uzun süreli tatil, sabahın körü veya beni ilgilendiren hiçbir maçın olmadığı sayılı günler... anca o zaman. o yüzden ben bazen normalden biraz daha erken kalkmaya çalışıyorum veya okuyacak vakit bulduğumda normalde okuyacağımdan daha fazla okumaya çalışıyorum.

bu şekilde mevcut tempomdan hiç memnun olmasam bile ayda 300-400 sayfayı bulabiliyorum; çünkü ay boyunca kitabı elime 3-4 kez alıyorum ama alınca da bayağı okumuş oluyorum. onun dışında okul, iş-güç, hayatta kalma savaşı ve onun getirdiği stres vs. derken düzenli olarak kitap okumak zaten çoğu kişi için çok zor. çelik gibi irade lazım.

bende bi' de anlama takıntısı var, her bir cümleyi kaplumbağa hızında okuyup tam anlamıyla sindiremezsem rahat edemiyorum. tamamen odaklanmadan asla başlamam. öyle olunca daha da zorlaşıyor, yani diğer insanlar gibi toplu taşımada yahut kafası atınca pat diye kitap okuyabilen biri değilim ne yazık ki, çok özeniyorum. o yüzden ayda 1-2 kez kitaba davranıyorum ama elime alınca da bırakmıyorum, kendi adıma böyle çözdüm. yılın 8-9 ayı ayda birer kitap, nispeten rahat edebildiğim ve boşa çıktığım üç ayda da aylık ortalama 3-4 kitap... senede 20-25 oluyor. çok mu? asla. ama olsun, hiç yoktan iyi :/
0
der meister
(12.12.19)
tuvalete kitap birakin, her gittiginiz de bir iki sayfa okuya okuya sadece orada bir kitap bitirirsiniz.
bir kitap klubune katilin, sadece kitap okuma aliskanligi kazandirmiyor, ayni kitaptan farkli insanlarin ne kadar farkli noktalara dikkati ettigini farkediyorsunuz. bir de belli bir sure oldugu icin ister istemez kitaplar bitiyor, cok etkili bir yontem, fakat disiplinsiz bir grup olmasin, onlar sinir bozucu oluyor.

kolay okunan bir kitap ile baslayin, misal ben bu aralar kukla'yi okuyorum, zaten hicbir zorlugu olmayan uzun tanimlamalara girmeyen, dizi gibi kitap.

bir de gaza geldiginiz zamani iyi degerlendirin, bos oldugunuz bir gun guzel bir kitapciya girin, uzun uzun kitaplari inceleyin, iclerinden ilginc olan, hemen okuyasiniz gelen bir tanesini hemen o an alin, yakindaki bir kafeye bara gidip cayinizi biranizi alip okumaya baslayin, uzun zamandir gecirdiginiz en iyi zaman oldugunu farkedeceksiniz. hatta ustune parkta yuruyus, o sirada kitapta okuduklarinizi dusunmek sindirmek, sonra dayanamayip bir banka oturup biraz daah okumak, sonra usuyup yine bir kafeye bara oturmak vs derken, sanki bir kitap la randevuya cikmis gibi oluyorsunuz, acayip guzel bir his.
0
mavicorap
(12.12.19)
cozum mudur bilmiyorum, ama bence ne yapsaniz okumayacaksiniz. tecrubem o ki: okuyan kucuk yastan baslayarak okuyor, okumayan da okumuyor.

benim onerim: telefonda faydali seylere bakmaya calisin, daha iyi instragram hesaplari takip edin. bilgiye baska sekilde ulasin.
0
ebabil curnatasi
(12.12.19)
Bahis koy, kesin okumak istiyorsan.

1. Bana 100 lira ver.
2. Eğer 30 gün boyunca her gün yarım saat kitap okumazsan, okumadığın gün, senin 100 lirayı tuvalete atıp sifon çekeyim. Sana videosunu göndereyim.

Ne dersin?

Not: Bu yöntem, okuma ihtimalini 3 kat artıracak.
0
herşeyi soran adam
(12.12.19)
Bu şekilde spor ve kilo vermek isteyen 2 kişiyi takip ediyorum.
Eğer başka yardım isteyen varsa, bana yazan ilk 3 kişiye daha yardımcı olacağım.
0
herşeyi soran adam
(12.12.19)
ben anksiyete nedeniyle birkaç sene kitap okuyamamıştım, psikoloğumun tavsiyesi üzerine çok sevdiğim, akıcı kitapları tekrar okumaya başlayarak okuma alışkanlığımı geri kazandım.
0
cedric tweedledee
(12.12.19)
ebabil +1
0
msb
(12.12.19)
Sesl kitap dinliyorum ben. Bende de aynı sıkıntılar vardı.
0
epistemic_regress
(12.12.19)
sesli kitap dene derim işe yarıyor.
0
ipmus90
(12.12.19)
cok sevdiginiz ve daha onceden elinizden birakamadiginiz bir yazarin bir kitabini ya da eskiden bu sekilde okudugunuz bir kitabi alip okuyun. kendinizi cok kaptirarak bir kitap/yazar ile basladiginizda tekrar, en azindan bende, kesinlikle ise yariyor. o havaya girince tekrar okuyabilmeye odaklaniyorsunuz.
0
kassiopeia
(12.12.19)
(8)

Bu insanlar korkmuyor mu?

bir peynir kutusu kibrit
https://www.youtube.com/watch?v=LugNFyF5Eb0Abi bunun gibi onlarca var. Bu insanlar korkmuyor mu? Gece ayısı, kurdu, çakalı her bir haltı var. Yanlarına silah mı alıyorlar? Bir de tek kişi yani yaralansa veya bayılsa falan kim kurtaracak bu herifi?
www.youtube.com

Abi bunun gibi onlarca var. Bu insanlar korkmuyor mu? Gece ayısı, kurdu, çakalı her bir haltı var. Yanlarına silah mı alıyorlar? Bir de tek kişi yani yaralansa veya bayılsa falan kim kurtaracak bu herifi?
0
bir peynir kutusu kibrit
(10.12.19)
9.1 milyon izlenme için risk almış. Belki yanında da silah falan vardır.
0
prole
(10.12.19)
Karda tek başına doğada kamp yapanları mı diyorsun yoksa 1.5 saatlik videoyu izlememiz mi lazım?
0
Tochinoshin
(10.12.19)
@Tochinoshin Karda tek başına doğada kamp yapanları diyorum
0
🌸bir peynir kutusu kibrit
(10.12.19)
ayılar kış uykusunda, kurtlar da ateşten kaçar.
0
tchuck
(10.12.19)
ya bu isleri yapan adamlar tecrubeli oluyor zaten. bu ise ilgisi olan, belki yillarini vermis, ciddi tecrubesi ve egitimi olan kisiler. azicik adrenalin de seviyorsa yaparlar. bunlar senin benim icin korkutucu, yapan icin degil.

izlenme icin risk aldigina da katilmiyorum. en fazla "ben bunu zaten yapiyorum, bari youtube icerigine donustureyim" demistir. izlenme icin yapilacak is degil bu, olup gidersin.
0
der meister
(10.12.19)
adam çadırın içine soba bile kurmuş niye korksun ki :) cep telefonu veya telsizi vardır muhtemelen
0
burya
(10.12.19)
videoya kitlendim. teşekkürler.
cevap: medeniyetten çok uzak bir yerde olduğunu düşünmüyorum.
0
işimdeyim gücümdeyim
(10.12.19)
Bu videonun medeniyetten uzak bir yerde çekildiğini ben de sanmıyorum, ama gerçekten dağa çıkıp kış kampları yapan ve kurt sürüleriyle bile karşılaşan insanlar var.

Tecrübe varsa, önlemlerinizi alırsanız ve doğanın kurallarına göre oynarsanız kolay kolay sıkıntı çıkmaz.
0
John Bloor
(11.12.19)
(5)

kışın yürüyüş için nasıl giyinmeli?

der meister
hem sakat hem şişko olduğum için tempoyu zaten fazla arttıramıyorum, düz yürüyüş temposu olarak düşünelim. bazen gaza gelirsem hızlandığım oluyor.20 gün kadar önce bayağı coştum, 2 saat yürüdüm, sonra bir hafta boyunca yataktan kalkamadım. ne yapmam gerektiğini anlamıyorum. kalın giyinmesem çok üşüy
hem sakat hem şişko olduğum için tempoyu zaten fazla arttıramıyorum, düz yürüyüş temposu olarak düşünelim. bazen gaza gelirsem hızlandığım oluyor.

20 gün kadar önce bayağı coştum, 2 saat yürüdüm, sonra bir hafta boyunca yataktan kalkamadım. ne yapmam gerektiğini anlamıyorum. kalın giyinmesem çok üşüyorum. kalın giyinsem terliyorum. ortasını bulmak çok zor, 10 dakika yürüsem terliyorum zaten.

bu işin püf noktası nedir? nereyi ne kadar örtmeli, ne kadar açık tutmalı, hangi malzemeden yapılmış kıyafet giymeli?

akşam 2 derece mesela, ben çıkıp 1.5 saat boyunca deli dana gibi yürüyeceğim. nasıl bir şey giymem lazım ertesi gün düşüp ölmemek için?
0
der meister
(08.12.19)
Valla soğuğu nerenden aldığını bilmen gerek bu konuda. Ben misal ayaklarım, kafam ve yanlarımdan soğuk alıyorum daha çok. Bu yüzden üstüme kalın giymeye çalışıyorum. Henüz 2 çoraba geçmedim ama eksileri bulunca botun içine 2 çorap giyerim. Bere sezonunu çoktan açtım. İçlik giymeyi düşünmüyorum niyeyse fazla rahatsız edici geliyor ısrarla diretiyorum. Geçen sene giymemistim ne güzel. Bu sene Ankara feci soğuk olacak diyor herkes bu kez cidden winter iş coming. Çok çok üşürsem içlik giyerim mecbur. Ha birde boynunu sıcak tut. Atkı olsun muhakkak.
0
Amaranta ursula
(08.12.19)
hmm hasta olduğum günü düşünürsek savunmasız olan tek bölge kafamdı. bere, atkı vs. hiçbir şey yoktu. pek kalın da giyinmemiştim işin açığı, tişört üstüne SERSERİ ÇEKETİ vardı, önü açık olduğu için oradan da içeri girmiş olabilir. ama ben o gün kafamı gözümü kapatsam da hasta olurdum galiba ya. anlamadım çok saçma geldi.

bakıyorum diyorlar ki terlemeyin. e spor için çıktım ben ne demek terlemeyin, nefes alırken terliyorum zaten nasıl terlemicem. böyle kışın her terlediğimizde hasta olacaksak işimiz var.
0
🌸der meister
(08.12.19)
Pamuklu kıyafetleri at bir kere kenara. Terini dışarı atacak sentetik şeyler giymen lazım. İlk katman olarak git termal içlik al. (pamuklu değil tabi ki. spor için uygun olanlardan) O senin ikinci bir derin gibi olacak, teri hemen vücudundan uzaklaştırıp kuru kalmanı sağlayacak. Üstüne yine sentetik uzun kollu bir şey giy. En dışa da rüzgar geçirmeyen ve çok kalın olmayan bir ceket al. Spor mağazalarının koşu için olan bölümlerinde bulabilirsin uygun kıyafetleri. Fazla para vermek istemiyorsan Decathlon'dan da alabilirsin bu dediklerimmi. Teri vücudundan uzaklaştırman en önemli şey burda. Teri tutacak pamuklu hiçbir şey olmasın üstünde. Yazın giydiğin sıradan t-shirt ve serseri cekediyle soğukta antrenman yaparsan ölürsün.
Ek olarak, alnından da çok fazla soğuk çarpar. Onu engellemek için kafa bandı da al.
0
synesthesia
(08.12.19)
En içe termal içlik. Bu teri dışarı atar üzerine pamuklu bir şey onun üzerine de havaya göre mont yağmurluk vs.
0
kisa
(08.12.19)
Sırtına havlu sok.
0
Hakan1980
(08.12.19)
(3)

Passolig sorusu

nothing in my way
Arkadaşla kasımpaşa-beşiktaş maçına gitmek istiyoruz. Arkadaşta gs, bende bjk logolu kart var. Misafir bileti zaten bitmiş. Misafir bilet dışında bilet alamıyorum bjk kart olduğu için. Arkadaş maratondan kendi ve benim adıma bilet alsa ben de onla birlikte girebilir miyim?
Arkadaşla kasımpaşa-beşiktaş maçına gitmek istiyoruz. Arkadaşta gs, bende bjk logolu kart var. Misafir bileti zaten bitmiş. Misafir bilet dışında bilet alamıyorum bjk kart olduğu için. Arkadaş maratondan kendi ve benim adıma bilet alsa ben de onla birlikte girebilir miyim?
0
nothing in my way
(06.12.19)
· Kasımpaşa A.Ş. biletleri, Beşiktaş A.Ş. logolu Passolig Kartlar hariç, diğer tüm Passolig kartlar ile satın alınabilir.

yani beşiktaş passolig kartlarına misafir tribün harici bilet satışı ve devri mümkün değil.
0
eeb
(06.12.19)
maalesef hocam, passolig garabetine hoşgeldin.

"Beşiktaş A.Ş. logolu kartlar sadece rakip tribünden bilet satın alabileceklerdir."

deplasman tribününde bilet transferini de engellemişler bu maç için. sen ya başka birinin kartını alıp kasımpaşa tarafına gireceksin ya da bi' şekilde ikiniz de deplasman tribününden bilet almış kişilerin kartlarını alacaksınız, aklıma başka yol gelmiyor. şu ana kadar başkasının kartıyla stada girmeye çalışıp geri çevrilen birini görmedim, fotoğrafa falan bakmıyorlar bile ama yine de garantisi yok.
0
der meister
(06.12.19)
bjk logolu kartı olan kimse kasımpaşa tribününe giremez o maçta
0
hadsafhada
(06.12.19)
(15)

nereye ne kadar kira veriyorsunuz?

dafuq
hadi bir veri tabanı olusturalımhangi semtte oturuyorsunuzkaç kişi kalıyorsunuzne kadar kira veriyorsunuz
hadi bir veri tabanı olusturalım

hangi semtte oturuyorsunuz
kaç kişi kalıyorsunuz
ne kadar kira veriyorsunuz
0
dafuq
(28.11.19)
suadiye marmaray'ın yakınında oturuyoruz 3+1 evde. 2100 kira veriyorum. 700 faturalar.

2800'ü bölüşüyoruz.
0
picassoishere
(28.11.19)
üsküdar
tek
1300
0
datnet
(28.11.19)
3000
galatasaray
tek
0
scudman1
(28.11.19)
Acibadem 2.500 2 kisi
0
you
(28.11.19)
Fulya 1750 tek
0
mg3929
(28.11.19)
Sahibinden.com
0
prole
(28.11.19)
Küçükçekmece
Marmaray ve Metrobüse 3 dakika
2+1
900
iki kişi
0
paramolacak
(28.11.19)
Bornova
3
1700
0
lüzumsuz adam
(28.11.19)
kadıköy tek 1700 2+1
0
nahtoderfahrung
(28.11.19)
cebeci/ankara, eşyalı 3+1, 1000 lira
0
der meister
(28.11.19)
Eskisehir 3+1 1100
0
nax
(28.11.19)
Erenköy 2+1 2.400 2 kişi.
0
violetdawning
(28.11.19)
Çekmeköy 3+1 dublex 1000 TL 2 kişi.
0
delikedidilimiyedi
(28.11.19)
Kadıköy Yeldeğirmeni 1400 tek
0
isilisilisil
(28.11.19)
suadiye marmaray'a yakın oturuyorum. 2+1 ev 2750 tl kira. tek kişi.
0
levpontryagin
(28.11.19)
(9)

anal fissur için kullanıp memnun kaldığınız merhem

yuvarlanantencereninkapagi
var mı? tamam yaşam tarzı değişikliği falan ama şimdilik acil çözüm lazım. ağlayarak kaka yapıyorum :'(
var mı? tamam yaşam tarzı değişikliği falan ama şimdilik acil çözüm lazım. ağlayarak kaka yapıyorum :'(
0
yuvarlanantencereninkapagi
(24.11.19)
Yaşam tarzını bilmem ama bana çok yarayan 2 şeyi paylaşayım.

1- bol bol su içki gaita olabildiğince yumuşak olsun.

2- İstanbul'daysan İBB kepekli halk ekmek tüket. Bunu bir hafta denersen sorunlarının büyük ölçüde azalacağına inanıyorum.
0
nickaramaktanbiktimben de bunickisectim
(24.11.19)
zamanında proctolog çok yardımcı olmuştu bana. o kadar ki, oturduğum yerde "sçıcam lan ben durduramazsınız!1!!! aslanlar gibi de yapıcam işte!1!" diye gaza geliyordum. özgüven gelmişti adeta. proctolog ağlatmazdı, proctolog üzmezdi. çok şükür geçti.
0
der meister
(24.11.19)
Botox tedavisini araştırın. Ben ameliyat olma aşamasında iken bu tedaviyi oldum. (3 kez tekrarlamak gerekti) ve bunun sonunda kurtuldum. Merhem olarak da madecassol iyi gelebilir
0
faithless
(24.11.19)
Fissürü ne yazık ki hiçbir ilaç iyi edemiyor.

imza: yaklaşık bir yıldır süren kanamalı bir fissür dertlisi.
0
Avoiding The Puddle
(24.11.19)
hazır bu duyuru altında toplanmışken dernek falan mı kursak :(

anestol pomad +1
procto gylvenol fitil. kesinlikle kreminden daha iyi.
tıpkı hemoroidde olduğu gibi sıcak suda oturma da iyi gelir, rahatlatır.
doktora danışmak kaydıyla daflon.
0
solitude ov the lonliest star
(25.11.19)
2014 yılında operasyon geçirdim. siz de operasyon geçirip kurtulun, ömür boyu çekeceğinize 2 hafta çekip kurtulursunuz. bu arada sıcak suya oturma banyosu kremden daha çok işe yarıyor.
0
kanlakarisikyagmur
(25.11.19)
Bir genel cerrah olarak cevap vereyim.
Anrecta krem ve anestol pomad kullanın. Anrectayı günde 3 kez, anestol pomadı günde 2 kez bezelye büyüklüğünde makatın mümkün olduğunca içine doğru sürün, birlikte kullanabilirsiniz
Anrectanın baş ağrısı yan etkisi olmakta, olursa 2*1'e düşün yine olursa kesin
Mutlaka ılık suya oturma banyosu yapın.
Ayrıca anal fissür kronik olabilir, o ameliyat gerektirir. Bu nedenle kremlerle ağrı geçse bile doktora başvurun.
Geçmiş olsun
0
mey17
(25.11.19)
Bu arada yazmayı unutmuşum, ağrısını dindirmek için (kaslardaki kasılmadan ötürü) cataflam kullanabilirsin, en azından ağrını rahatlatır.

Onun dışında dokuda oluşan bir zedelenmeyi merhemle iyi etmek imkansız. Genel cerrahlar bile bunu önerebiliyorsa biz yanmışız.
0
Avoiding The Puddle
(25.11.19)
@Avoiding The Puddle, Anrecta kremin amacı direk zedelenmeyi iyi etmek değildir. Makat bölgesinde dışkıyı tutmaya yarayan kasları gevşetir. Böylece hasta dışkılamayı daha rahat yapar. O bölgedeki kaslar gevşeyince yaranın iyileşmesi hızlanır. Ha zedelenme geçmeyebilir. Geçmezse zaten ameliyat gerekir.
Bilip bilmeden konuşmamak lazım
0
mey17
(27.11.19)
(5)

Deodorant doğru telafuzu

body electric
Bu fransızcadan türkçeye geçen kelimelerin doğru telaffuzu konusunda kafam karışık.Yıllar önce tiyatro hocam fransızcadan geçen kelimelerin sonundaki t söylenmez demişti; fakat TDK deodorantın sonundaki t yi de dahil ediyor telaffuza. Nedir bunun doğrusu;)*Bu agresif tavrın sebebini anlamadım, düşün
Bu fransızcadan türkçeye geçen kelimelerin doğru telaffuzu konusunda kafam karışık.

Yıllar önce tiyatro hocam fransızcadan geçen kelimelerin sonundaki t söylenmez demişti; fakat TDK deodorantın sonundaki t yi de dahil ediyor telaffuza.

Nedir bunun doğrusu;)

*Bu agresif tavrın sebebini anlamadım, düşüncenizi sordum sadece ama çoğu kişi hocama saldırmış, belki ben yanlış anladım o zaman bilemiyorum, yalnızca netleşmek adına soruyorum kafama takıldığı için, gelen cecaplar her ne kadar bilgilendirici olsa da neden saldırmadan düz cevap veremediğinizi çözemedim. İlginç..
0
body electric
(24.11.19)
Fransizca okunusunda sondaki "n" bile belli belirsiz cikiyor. Ama yazilisinda sonda "t" oldugu icin ve Turkce cogu zaman yazildigi gibi okundugu icin t'yi seslendirerek okumusuz, dile o sekilde girmis.

Ayni durum "restaurant" icin de gecerli. Farkli olarak tdk bunu Fransizc okunusu ile, "restoran" olarak, almis ama gundelik hayatta hala cok insan "restorant" diye okuyor ve yaziyor.

Yabanci dilden gecince genel bir kural olmuyor, halk dile nasil aldiysa oyle devam ediyor gibi. Ben sahsen ikisini de t'siz okuyorum.

Edit: ayni Restaurant gibi Fransizlar gibi okuyarak aldigimiz baska bir kelime de aklima geldi: "fond de teint". T'yi okumayarak fondoten olarak almisiz.
0
crown
(24.11.19)
"restaurant" alakasiz bir ornek zira o kelime "restoran" adapte edilmis. Hal boyleyken sonuna t koymak cahillik. Deodorant ise deodorant.
0
hot potato
(24.11.19)
deodoran.

*ayrıca türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değildir.
0
jimjim
(24.11.19)
kelime turkceye gectigi sekilde okunur, hocaniz sacmalamis. fransizcanin kendi telaffuz kurallari ayri, turkceninkiler ayri. kelime dile gecerken zaten genelde daha rahat okunabilecegi sekilde alinir. "deklare etmek" gibi ifadelerin dile girmesinin nedeni de bu - bizim icin telaffuz etmesi zor degil, turkceye adapte edilebiliyor. he hos mu orasi tartisilir ama sonuc itibariyle turkler "deklarasyon" diyebiliyor. rus bunu kendi diline adapte ediyor, o da "deklaratsiya" seklinde aliyor. yani yabanci dilden gecmis bir kelime cogunlukla "gecebildigi" icin geciyor zaten. turkcede deodorant ise oyle okunur. her kelimeyi kokenine gore okuyacaksak o zaman "dikleer etmek" diyelim deklare yerine. televizyon yerine de "televijın" diyelim. oyle sacmalik mi olur.
0
der meister
(24.11.19)
turkcenin yazildigi gibi okunmamasi baska bir olay ayrica. cikarilacak seslerin niteligini belirleyen isaretlerin bulunmamasi, ayni yazilan harflerin farkli sesler verebilmesi vs. ile ilgili. kelime sonundaki koskoca t'yi okumamanin bununla alakasi yok.
0
der meister
(24.11.19)
(21)

ateist arkadaşım hristiyan oldu

dakota
bi arkadaşım var 10 yıldır tanırım. iyi çocuktur. ben de ateistim. o da ateistti. 2 yıl önce erasmus değişim programı ile Polonya'ya gitti yüksek lisans için. yüksek lisansını da yaktı ve geri dönmedi. Ben burda Tanrıyı buldum dedi bana birkaç kez. ben de şaka yapıyor sandım. dün ciddi olup olmadığı
bi arkadaşım var 10 yıldır tanırım. iyi çocuktur. ben de ateistim. o da ateistti. 2 yıl önce erasmus değişim programı ile Polonya'ya gitti yüksek lisans için. yüksek lisansını da yaktı ve geri dönmedi. Ben burda Tanrıyı buldum dedi bana birkaç kez. ben de şaka yapıyor sandım. dün ciddi olup olmadığını sorunca ciddiyim dedi. Ben olayı şuna bağlıyorum; cahil, hukukun üstünlüğü olmayan, siyasal islamcı, üniter, insan haklarının hiçe sayıldığı ülkemizden, bunların tam tersi olan Avrupa'ya gidince ve biraz medeniyet görünce onların medeniliği ile birlikte dinlerini de kabul etti. Şu an Polonya'da değil zaten. Hollanda'da çalışıyor.Geri dönmeyeceğini ve İsa'nın onun bütün hastalıklarını iyileştirdiği gibi saçma şeyler söylemeye başladı. Siz bu konuda neler düşünüyosunuz?
0
dakota
(21.11.19)
Pek ateist değilmiş gibime geldi. Seni yemiş.
0
ozdek
(21.11.19)
şizofreni olabilir
0
Goldstein
(21.11.19)
Ne dusunelim, kendi tercihi. Baskasina zarari yok, istedigine inansin.
0
stavro
(21.11.19)
Umarım bu işten bi çıkarı olmuştur olmadıysa vay haline.
0
olaylar olaylar
(21.11.19)
İltica başvurusu falan yaptıysa şayet, belki ileride mahkemede delil olarak kullanmak için eski tarihli konuşmalar (şu an aranızda geçen) kayıtta dursun diye şimdiden böyle muhabbetlere girmiş olabilir. Sorunca gösterir ben ta Kasım 2019'dan beri bu yoldayım zaten falan diye.

Ateist bir adamın Allah'ı Polonya'da bulabileceğini sanmıyorum.
0
fxinturevi
(21.11.19)
bu arada polonya epey tutucu, pek düşündüğünüz gibi değil. ne bileyim bir şekilde misyonerlere filan denk gelmiştir, olabilir.
0
tepedeki psychedelic adam
(21.11.19)
Allah yolunu açık etsin.
0
late viper
(21.11.19)
Ortama ayak uydurma meselesi gibi düşünüyorum.
Buralarda ise daha çok çeşitli sosyal alanlarda mealist takılanların, bir zaman sonra deizme ya da ateizme kaymasıyla ilgili haberler söz konusu.
Medeniyeti ise orta çağ karanlığındaki avrupaya Endülüs emevilerin öğretti. Kilise göz açtırmıyordu o zaman hiç kimseye. Yani Endülüs emevilerinden yıkıldıktan Sonra Avrupa (sözde) medeniyette öncü oldu. Rönesans ve reformun en önemli etkeni Endülüs emevileridir.
0
Erva
(21.11.19)
Ortama ayak uydurma +1

Yok öyle "şuraya gittim ışığı gördüm" muhabbeti. Arkadaşın biraz kolpa.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(21.11.19)
Bence Polonya’da zor günler geçirirken bir misyonerle yolları kesişti. O kadar çok var ki Avrupa’da hristiyanlığı yaymaya çalışan, insanları dine çağıran kiliseye davet eden anlayışlı, ılımlı, güleryüzlü, sakin insanlar. Otobüs durağında denk gelmiştim ben, evime de geldiler birkaç kere. Kötü hissettiği bir ana denk gelmiştir, sıcaklık hissetmiştir ve gitmiştir. Aile gibi benimsemiştir.
0
megalomaniac
(21.11.19)
Ortama ayak uydurmuş biraz. Sonuçta kimseye zararı yoksa kimseye kötülük etmiyorsa çalmıyorsa yalan söylemiyorsa doğru isler yapıyorsa hayırlı olsun.
0
monkey
(22.11.19)
bi şey düşünmüyorum, adam pekala "aa mantıklı lan" deyip inanmış olabilir.

ben de ateistim ama ortodoksların kültürüne, kilise ortamına, öğretilerine vs. bayılıyorum. inanılmaz çekici geliyor, hoşuma gidiyor. türkiye'de müslüman ve dindar tek bir arkadaşım yok mesela ama slav arkadaşlarımın/tanıdıklarımın önemli bir bölümü dindar sayılmasa bile en azından inancı konusunda gayet net insanlar. içimde bir yaratıcının varlığına dair en ufak bir inanç olsaydı kesinlikle hristiyan olurdum. ben kültür olarak seviyorum ama gerçekliğine inanmıyorum, o yüzden hâlâ ateistim. arkadaş belki fikrini değiştirmiştir, insan her zaman aynı kalmıyor. allah yolunu açık etsin ne diyek.
0
der meister
(22.11.19)
Bunda sorgulanacak bir şey göremiyorum. Ateisttir diye sorgulamıyor anlamına gelmezdi, kaldı ki arayış içindeymiş. Belki şöyle belki böyle ama bir şekilde şu anki seçimi bu. Özgür iradesi var, kendisi için en iyi seçimi yine kendi yapabilecek yaşta. Bence bunun üzerine kafa yormak anlamsız.
0
muhayyer divan
(22.11.19)
Multecilige basvurur yakinda.
0
baldur2
(22.11.19)
hayırlı olsun. başkasının inancı bize müdahale noktasına gelmediği sürece bizi ilgilendirmez.

inancını paylaşmıyorum, inancına saygı duyuyorum.
0
babilbaligi
(22.11.19)
kendi tercihiyse diyecek bir şey yok ama boşluktayken dine hızla dalış yapanlarda ayarı tutturamama, kafayı kıracak kadar ileri gitme olaylarına denk geldim. ara ara yoklayıp keyfinin yerinde olup olmadığını anlayın. inancından dolayı eleştirmeyin (hangi din olursa olsun), alaycı konuşmayın.

eğer yeni hayat tarzı dışında garip gelen bir şeyler sezerseniz ve sizin yanında olma şansınız yoksa yakınlarına durumu haber edebilirsiniz. dinle kafası yıkanıp kukla gibi kullanmasınlar adamı. dediğim gibi bir anda hızlı giriş yapanlar her şeyi yapmaya teşne olabiliyorlar.

eğer her şey yolundaysa @megalomaniac+1
0
brkylmz
(22.11.19)
Gerçek bir ateist değilmiş evvela bunu söyleyeyim. İçinde hep bir tanrı inancı taşıyormuş. Kendi adıma konuşayım bu saatten sonra hiçbir din beni kendine çekemez. Arkadaşın için konuşursak yarın ben hristiyanlığı da bıraktım diyeceğine adım gibi eminim. Ha yine müslüman oldum da diyebilir yani = )
0
sifirdokuzucuolanvarmi
(22.11.19)
Bizdeki ateistlerin ekserisi bi islama karşılar zaten. Ona saldırdıkları kadar hiçbir dine ve öğretilerine saldırmazlar. Öyle işine gelmiştir. Çok var böyle.
0
mekaniker
(22.11.19)
"neler düşünüyosunuz?"

düşüncemizi söyleyelim de sonra şe'olmasın.

ateist olmaktan iyidir. inşallah islama döner. 20 yıldır insanlar hırsızları, rantçıları, zalimleri, haksızlıkları, iltimasçıları, ve darbecileri görüp bunları islama mal etti. halbuki bunlar Kuran'da açıkça yasaklandığı halde. "savaştayız (bok savaştasınız) o yüzden bize bize mübah, biz cemaatiz Allah bizimle, biz yapmasak kafirler yapıp önümüze geçer" gibi dayanaksız argümanlarla dini manipule edip insanları dinden soğuttular. belki bunun etkisidir.
0
ya ben lan neyse
(22.11.19)
@mekaniker, kardeş, o ateistler bu ülkede islam dini yüzünden baskılandıkları için olabilir mi acaba? kaldı ki hiçbir avrupa ülkesinde dinin sosyal yaşam üzerindeki etkisi bu kadar büyük değil. burada bağnazlar hükümette söz sahibi. avrupa'da birkaç ülke dışında bağnazı anca sokakta görürsün, "deli" deyip geçersin. orada tarikatlar bakanlıklara sokulmaz, ülkedeki her şey dine göre ayarlanmaz, insanlar nasıl yaşamak ve davranmak istedikleri konusunda büyük ölçüde özgürdür. ayrıca hristiyanların çoğu dini kendi kültürlerine adapte etmiştir; ruslar kendi dillerinde veya eski slavca kullanarak dua edebilir, inancını kendi kültürüne eklemleyebilir. ayrıca modern dünyada hiçbir dinin temsilcileri islam'ınkiler kadar agresif ve kısıtlayıcı değildir; çoğu yerde dindar cemaatler kendi içine kapanıp kendi işine bakarken burada devleti ele geçirmeye çalışır, onu yapamıyorsa otobüsteki kadına sataşır.

şunların arasındaki farkı anlayamıyor musunuz gerçekten?
0
der meister
(22.11.19)
@der meister beni destekler nitelikte konuşmuşsun zaten ama yine de havaya üflemek isterim. Baskı altında yaşadığın için üzgünüm. Umarım senin için özgürce yaşanılacak günler yakındır.

Anlayamadığım çok şey var haklısın. Kendimi ilerletme konusunda çaba gösteriyorum. Fakat bunların içerisinde kendini nasıl bu kadar bilgisiz bırakabilmiş olman da var. Kusura bakma dostum bunun çabasını senin göstermen gerek. Ülkede yaşanan kirliliğin müsebbibi olarak dini gösteremezsin. Yanlı gözle bakmayı bir kenara bırakmaya karar verirsen sana dünyada zenginliğin ve refahın, masumiyeti doğrulamayacağına dair okumalarda bulunman için yardımcı olabilirim.
0
mekaniker
(22.11.19)
(7)

İşsizlik döneminde Workaway?

deveyidiken
Herkese merhaba,Yaklaşık 9 aydır işsizim ve artık iş bulmaya olan inancım da epey azaldı. Yani nereye başvurursam başvurayım, cevap alamıyorum. Tanıdıkları devreye sokuyoruz, bu sefer daha da torpillisi karşıma çıkıyor ve bir şekilde o iş de olmuyor.Velhasıl, işsizlik bu kadar içimi kemirirken kenar
Herkese merhaba,

Yaklaşık 9 aydır işsizim ve artık iş bulmaya olan inancım da epey azaldı. Yani nereye başvurursam başvurayım, cevap alamıyorum. Tanıdıkları devreye sokuyoruz, bu sefer daha da torpillisi karşıma çıkıyor ve bir şekilde o iş de olmuyor.

Velhasıl, işsizlik bu kadar içimi kemirirken kenara attığım bir miktar parayla Workaway yapmayı düşünüyorum. Budapeşte ve Bükreş'teki birkaç hostelden görüşme daveti aldım Skype aracılığı ile. Hatta bazısı harçlık boyutunda para da verebileceklerini belirttiler ama tam detayına henüz inemedim görüşme gerçekleşmediği için.

Sorum şu ki, işsizlik döneminde Workaway yapmak ne kadar mantıklı olur? Ben şahsen hiçbir şey yapmamaktansa en azından dil pratiği yapar, birkaç yeni insan tanırım gözüyle olumlu bakıyorum ama yanlış mı düşünüyorum bilemedim tabii.
0
deveyidiken
(20.11.19)
maddi açıdan masraf oluşturmayacaksa (veya en azından tolere edebileceğiniz bir masraf olacaksa) bence evde oturmaktan her türlü iyidir. workaway süper bir olay. açıkçası işveren olsam bu tarz girişimleri önemserdim şahsen.

ha workaway için çokça masraf yapacaksanız, sırf bükreş veya budapeşte'yi göreceğim diye sabahtan akşama kadar hostelde çalışıp üstüne para verecekseniz (kalacak yer ve yemeği karşılarlar muhtemelen ama siz de gece gündüz hostelde kalmayacaksınız sonuçta, dışarıda attığınız her adım masraf olacak) bence anlamsız olur.

para varsa güzel, yoksa kötü.
0
der meister
(20.11.19)
@ der meister

Konuştuğum yerler iki öğün yemek, içecek vs veriyor. Yani konaklama, yeme-içme masraflarım neredeyse 0 olacak. Ayrıca canım başka bir şey isterse, gidip ona masraf yapacağım ki o da çok aman aman bir maliyet oluşturmaz diye düşünüyorum bu ülkelerde.

Ayrıca ortalama olarak 4-5 saat çalışacağım günde, sonra tüm gün bana kalacak gibi gözüküyor.

Bu arada çok güzel bir noktaya değindiniz. Bugüne kadar UEFA ve Euroleague için gönüllü işlerde çalıştım, ayrıca yine gönüllü pozisyonunda editör olarak çalışmıştım ama gittiğim bazı işverenler, "Hmm sen böyle gönüllü çalışmışsın ama biz daha ciddi işler yapıyoruz" dedi açık açık.

Yani normalde bunların işe alımda artı katması gerek ama maalesef Türkiye'de bunu önemseyen çok az yere denk geldim, onlar da bir şekilde olmadı.
0
🌸deveyidiken
(20.11.19)
ozellikle ingilizceni gelistirebilecegin bir yere/ortama git bence. ustune baska bir seyler de ogrenebilecegin hatta cvne normal ismis gibi yazabilecegin bir sey olursa daha da iyi (ne kadar var boyle bir sey bilmiyorum tabi)
0
hot potato
(20.11.19)
@ hot potato

Hostel'de çalışmak kendi alanımdan çok farklı bir şey olsa da, evet yazabilirim diye düşünüyorum özgeçmişime.

Bunun dışında, bu şehirler turist çeken yerler.İngilizce pratik konusunda katkısı olacağından kuşkum yok.
0
🌸deveyidiken
(20.11.19)
İngilizce pratikin yanı sıra burda ya da orada sıkı çalışıp dil geliştirmeye bakın
0
kaset
(21.11.19)
Ikisine de gitmedim, ama duyduklarimdan yola cikarak eger para kazanilmayacaksa asya ulkelerini oneririm. Tayland, vietnam vs. avrupaya kiyasla daha ucuzdur ve cok ciddi bir avrupali genc turist akini var.
0
icim urperiyor
(21.11.19)
@ icim urperiyor

Aslında bunu ben de düşündüm ama uçak biletleri çok pahalı Asya'ya. Her ne kadar hayat ucuz olsa da bazı ülkelerde, uçak bileti çok ciddi bütçe istiyor.

Mesela Budapeşte'ye gitmek istersem, trenle Sofya'ya, oradan da Wizzair'la Budapeşte'ye giderim diye planlıyorum ki böyle yapınca gidiş-dönüş 350-400 tl'ye geliyor. (istanbul'dan Budapeşte'ye direkt gidersem 800 tl civarında bir para çıkacak cebimden.
0
🌸deveyidiken
(21.11.19)
(8)

Nasılsınız?

Tersidüzükilec
Nasıl gidiyor? Çalışanlar, iş arayanlar, arayıpta bulamayanlar, hedef belirleyip ulaşanlar-ulaşamayanlar. Nasılsınız ya hu ? Sıkıldınız mı bu durumlardan?
Nasıl gidiyor? Çalışanlar, iş arayanlar, arayıpta bulamayanlar, hedef belirleyip ulaşanlar-ulaşamayanlar. Nasılsınız ya hu ? Sıkıldınız mı bu durumlardan?
0
Tersidüzükilec
(20.11.19)
Normalim, sen nasılsın?
0
Amaranta ursula
(20.11.19)
Canım sıkkın. Değişmiyor. Koşu bandında kostugumu hissediyorum. Yoruluyorum terliyorum ama aynı noktadayim. İnancımı da kaybettim. Olmayacak. Değişmiyor. Ne yapsam değişmiyor. Gerçi artık birşey yapmayı da bıraktım. Koyverdim. Saat kaç olmuş hala evdeyim ofise gitmedim. Daha duş alıp cikicam. Aman öyle işte.
0
allah yazdiysa bozsun
(20.11.19)
calismaktan sikilmak realist bir durum degil bana gore, eger calismaktan sikildigini dusunen varsa isini sevmiyordur, cunku para kazanmak icin calismak gerekiyor.
ben iyiyim, bugun diger gunlere gore biraz daha rahat bir gunum is yerinde, o yuzden kalan islerimi toparliyorum.
sen nasilsin?
0
interview with the vampire
(20.11.19)
yorgunum.
0
datnet
(20.11.19)
@amarantaursula, @interviewwiththewampire
Kötüden hallice :<
0
🌸Tersidüzükilec
(20.11.19)
İşi bulduk bulmasına da daha ilk maaşı almadan epey masraf yapmam gerekti. Yüksek lisansa başlamıştım. İş sebebiyle derslere uğrayamadım. Burnu yere düşse eğilip almayacak profesörlere dert anlatmaya çalışıyorum. Artık kurtarabildiğimi kurtarır diğerlerini bırakırım.

Kafamda, ileri vadede gerçekleşmesini istediğim hedefler var. Onların arasından seçim yapmam gerekiyor.

Tüm bu işlerin arasında acayip aşık olasım var. Hadi bakalım :)
0
mekaniker
(20.11.19)
Ortalamaya vurduğumuzda iyi diyebilirim. İşim çok rutin, günün çoğu zamanı iş yerinde boş geçiyor ben de bir şeylerle doldurmaya çalışıyorum, açıköğretim derslerine çalışıyorum. Sigarayı azalttım, epey azalttım yani günde 2 paketten 7-8 taneye düşürdüm, güzel bir şeymiş. Hayatıma biri girdi yeni sevgililik dönemi yaşıyoruz. Güzel yani.
0
ckgoneforawhile
(21.11.19)
ben çok bunaldım. kötüyüm diyemem. gelecek kaygısı çok ciddi yük oluşturuyor sadece.

yaşı almış yürümüş öğrenciyim. üzerimdeki baskı yüzünden derslerimi anca verebiliyorum (o da bölümü çok sevdiğim için, fazla uğraşmam gerekmediğinden, hevesli olduğumdan... ciddi efor sarf etmem gerekse küp şeker gibi dağılırım) ve başka hiçbir şey yapamıyorum. eskiden ara sıra üç kuruş getiren bir yan işim vardı, o da bitti sayılır, artık gelmiyor hiçbir şey. bi' yerden aramışlardı, eskiden çalıştığım yer sayılır aslında. dediler biz seni yine istiyoruz, şöyle olacak böyle olacak. aşırı mutlu oldum. hem çok sevdiğim, hem fazla vakit almayan hem de benim gibi öğrenci hayatı yaşayan biri için düzgün ve düzenli gelir sağlayacak bir işti. bugün, yarın, bekle, şu ara çok yoğunuz şu dönem bitsin vs. diye diye uzadıkça uzadı. kovalamıyorum artık. aradım sordum, hep "dur" dediler. aylar oldu. aptal gibi bekledim, ümit ettim. rahat rahat hem okuyup hem çalışacağım, düze çıkacağım, okulumu da aslanlar gibi bitireceğim diye düşünürken şimdi bombok ortada kaldım.

yani babam sağolsun çok yardımcı oluyor, ben 100 lira istersem 150 lira gönderiyor ama çok üzülüyorum. aha erasmus imkanı doğdu, ne halt olacağı belli değil, 6 ay sonra nerede yaşayacağımı bile kestiremiyorum. her şeyi bi kenara bırakıp şöyle yırtık, cevval bir adam olup "ne iş olsa yaparım abi" kıvamında önüme gelene dalsam, gidip garsonluk ya da başka bi iş yapsam, hem bel fıtığım var (bazen düz yolda yürüyemediğim oluyor) hem de mevcut sebepler dolayısıyla anksiyetem çok zorluyor. zaten üç kuruşluk beynim var, yoğun iş temposu & okul falan derken hepten dağılıp paramparça olmaktan korkuyorum.

ailem de aynısını söylüyor, "olm zaten malsın biz para gönderiyoz işte sktir git okuluna, mezun ol, sonra gerilirsin. şu an gerilme" diyor ama duramıyorum gerilmeden. yanlış anlaşılmasın ay çok kötü hayatım var derdim başımdan aşkın demiyorum asla. yaşamayı seviyorum. sahip olduğum şeyler benim için çok kıymetli. bu yaşta baba parasıyla hala okuyor olabilmek çok büyük lüks. ama geriliyorum işte. birazcık daha rahat, daha az gergin olabilseydim, ne bileyim geleceğe dair umudum olabilseydi istiyorum.

böyle kafamda saç kalmadan 2-3 sene daha zorlayacağım, anamın babamın iliğini kemiğini sömüreceğim. sonra günde 10 saat mesaiyle hadımköy'de 2500 liraya falan iş bulursam şanslı sayacağım kendimi. bundan şikayet edince de nankör diyecekler, tembel diyecekler. çok üzülüyorum. yaşamayı sevmesem intihar ederdim ama seviyorum işte pi.
0
der meister
(21.11.19)
(3)

youtube'a giremiyorum?

ykyt
evin internetinden youtube açılmamaya başladı, 2 laptop 2 telefon ile denedim olmuyor. opera vpn ile giriliyor. ama vpn siz girilmiyor. chrome 'u fabrika ayarlarına döndürdüm ama işe yaramadı. opera, firefox ve chrome'da denedim. dns kullanmıyorum. turknet internet. neden olabilir ki?
evin internetinden youtube açılmamaya başladı, 2 laptop 2 telefon ile denedim olmuyor. opera vpn ile giriliyor. ama vpn siz girilmiyor. chrome 'u fabrika ayarlarına döndürdüm ama işe yaramadı. opera, firefox ve chrome'da denedim. dns kullanmıyorum. turknet internet. neden olabilir ki?
0
ykyt
(19.11.19)
Sözlükte de bir sürü insan giremediğini yazmıştı. Yurt dışında bir sorun yok, sorunsuz giriliyor ama Türkiye özelinde erişim sorunu ya da belki kısıtlaması var demek ki.
0
crown
(19.11.19)
türkiye için genel bir sorun söz konusu sanırım. ben de giremiyorum, arada sapıtıyor. arkadaşlarımda da durum farklı değilmiş. bende bu akşam diğer siteler de öyle çoğunlukla... başta cevap vermiyor sayfa. sonra hiçbir şey olmamış gibi jet hızında yükleniyor. sizde de öyle mi acaba? ben de türknet kullanıyorum, yine onlardan kaynaklı bir tuhaflık mı, merak ettim. internet stabil değil bu akşam. sıkıntı var.
0
der meister
(19.11.19)
C:\Windows\System32\drivers\etc içindeki host dosyasını açıp içindekileri silin, ben böyle çözdüm.
edit: çözemedim,düzelmedi.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(19.11.19)
(7)

Nature makalesinde grameri yanlış cümle olur mu? Olmazsa bu nedir?

lab cat
Gerçekten merak ettim. Şu cümle nature makalesinden alıntı:"Predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy is a major goal in cancer research."Şimdi burada, "response'u tahmin etmek ve kemoterapi tesirini artıran additional hedefleri belirle
Gerçekten merak ettim. Şu cümle nature makalesinden alıntı:

"Predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy is a major goal in cancer research."

Şimdi burada, "response'u tahmin etmek ve kemoterapi tesirini artıran additional hedefleri belirlemek, kanser araştırmalarının ana hedefidir" mi diyor? eğer öyle diyorsa neden "is" kullanmış? "are" kullanması gerekmiyor mu?
Yoksa şunu mu demek istemiş: "response'u tahmin etmek ve additional targetleri belirlemek kemoterapinin tesirini artırır ve bu kanser araştırmalarında ana hedeftir"
Böyle dediğini zannetmiyorum ama dediği buysa da bu sefer "that" kullanımı biraz garip değil mi?
Her açıdan bu cümleyi gerçekten çok kötü buldum ve nasıl bir makale özetinin giriş cümlesi olmuş anlayamadım. Beni aydınlatacak iyi ingilizceli arkadaşları bekliyorum.
0
lab cat
(19.11.19)
bir hata göremedim. kemoterapinin etkisini artıracak ek hedefleri tespit etmek ana amaçtır diyor.
0
kelepir
(19.11.19)
@kelepir, ... and ... IS A major goal diyor. Yani swimming and running is a sports demek gibi değil mi? ... and ... are major goals olması gerekmiyor mu? neden is kullanmış ben anlamadım.
0
🌸lab cat
(19.11.19)
şöyle düşün... what is a major goal in cancer research?

predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy. "what" sorusuna cevap olarak tek bir şey söyleyebilirsin, haliyle "is" kullanmasında sıkıntı yok.

"that" kullanımı garip değil, identifying ile başlayan kısmı bağlıyor o. "kemoterapinin etkinliğini arttıracak ek hedefleri tespit etmek" = identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy, bu kısmı bağlayan "that" o.

üzgünüm ama bir şey yok cümlede.
0
der meister
(19.11.19)
predicting (...)- tahmin etmek
and- ve
identifying (...) - belirlemek
is a major goal in cancer research - kanser araştırmalarında temel bir hedeftir.

are da olabilir ama o zaman bunlar ayrı ayrı, "are major goals" olurlar. demek ki ayrı ayrı değiller, "predicting and identifying" tek bir şey. "evi silmek süpürmek zor bir iş" der gibi türkçe.

ikinci söylediğinizi demek istememiş ve bu cümle her açıdan son derece düzgün.
0
inekadam
(19.11.19)
"Şimdi burada, "response'u tahmin etmek ve kemoterapi verimliliğini artıran additional hedefleri belirlemek, kanser araştırmalarının ana hedefidir" mi diyor? eğer öyle diyorsa neden "is" kullanmış? "are" kullanması gerekmiyor mu?"

cevap: "Predicting the response and identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy are two major goals in cancer research." diyebilirdi ve o zaman are olurdu ancak mevcut kurguda is olur.

"Yoksa şunu mu demek istemiş: "response'u tahmin etmek ve additional targetleri belirlemek kemoterapinin verimliliğini artırır ve bu kanser araştırmalarında ana hedeftir"
Böyle dediğini zannetmiyorum ama dediği buysa da bu sefer "that" kullanımı biraz garip değil mi?"

cevap: "response'u tahmin etmek ve kemoterapinin verimliligini arttiracak ek hedefleri belirlemek" buradaki ozne. that'in neresinin garip oldugunu anlamadim da cumlede herhangi bir kotuluk yok, bence oldugu gibi benimse.
0
hot potato
(19.11.19)
bence is kullanmadan önce multiple eylemi that ile tek bir clause haline getiriyor o yüzden is.

_________________________

ama senin dediğin plural kullanımını that'den hemen sonra gelen will'de görebiliriz aslında, will yerine geniş zaman kullanmış olsaydı mesela, improves değil improve diyecekti.
0
aziz dostum jack
(19.11.19)
(Predicting the response) AND (identifying additional targets that will improve the efficacy of chemotherapy) (is) (a major goal) (in cancer research).

öğelerine ayırdım, gayet doğru.
0
babilbaligi
(20.11.19)
(11)

yılbaşında kiev ?

oyeaby
romalı gardaşlarım,bir sap arkadaşımla beraber 28 aralık - 1 ocak tarihleri arasında kiev'de olacağız. vallahi abaza falan değiliz. yeni yerler gezmek görmek yeni deneyimler peşindeyiz. vizesiz de olunca ülkeden kısa süreliğine de olsa kaçalım dedik. bir de boşandı arkadaş eşinden biraz da kafası d
romalı gardaşlarım,

bir sap arkadaşımla beraber 28 aralık - 1 ocak tarihleri arasında kiev'de olacağız. vallahi abaza falan değiliz. yeni yerler gezmek görmek yeni deneyimler peşindeyiz. vizesiz de olunca ülkeden kısa süreliğine de olsa kaçalım dedik. bir de boşandı arkadaş eşinden biraz da kafası dağılsın. falan filan derken kiev'e gidecez işte. aldık biletleri.

abaza değiliz dedik diye takılmalık fırsat olursa da takılmayız demiyoruz.

bu şartlar altında, neler yapalım nerelere gidelim. kalacak yer de ayarlamadık. önereceğiniz yerler aktiviteler mekanlar nelerdir. şurası süper aga kesin gidin, şu süper deneyim kesin yapın diyeceğiniz şeyler var mı ?

bir de g*tümüz ne kadar donar buna ne kadar hazırlıklı olalım ?
0
oyeaby
(19.11.19)
erotik masaja gidin. ya da otele çağırın. güzel kafa dağıtıyor, ciddiyim.
0
kamile necaset
(19.11.19)
Kiev planı kesin değilse Belgrad'a kırın rotayı yılbaşı için.
0
fxinturevi
(19.11.19)
saci sakali kesip kiyafete ozen gosterin, konaklama ve donus bileti ciktilarinizi yaniniza alin gumrukten gecerken. hevesiniz kursaginizda kalmasin sonra :)

son donemde cok killik yapiyorlar.
0
brkylmz
(19.11.19)
erotik masaja gitmeyin bağımlılık yapar, tekrar söylüyorum sakın gitmeyin.
0
kanlakarisikyagmur
(19.11.19)
bence ilk önce kendinize dürüst olun ya da arkadaşınıza =) zamparalık yapmicaksanız ne işiniz var kışın ortasında kiev'de. götünüz donar. 2 sap bi de, adam eşinden boşanmış, zor zaptedersin arkadaşını =)

gündüzleri kültür turu yapıp gece takılırsınız işte. ısınmak için de alkol türevlerini abartmayın.
0
kveldulv
(19.11.19)
Gotunuz donar biraz da Sibirya falan degil orasi rahat ol.
Erotik masaj gidin +1
Saci sakali kesmenize falan gerek yok, efsane bunlar.
0
stavro
(19.11.19)
@kveldulv
tabii ki imkanlar dahilinde zamparalık yapacağız :) ama abaza değiliz sırf zamparalık olsun diye değil az açılalım bi iki yer görelim diye düşündük velhasıl :)
0
🌸oyeaby
(19.11.19)
@stavro
efsane demiş ama günde kaç kişinin geri gönderildiğinden haberi yok muhtemelen. ben bildiğim/gördüğüm bir veri üzerinden söyledim söyleyeceğimi. arkadaşın da bir bildiği var ki konuşuyor heralde. saçı sakalı kesin derken özen gösterin anlamında söylediğimi belirtmeme gerek yok sanırım.
0
brkylmz
(19.11.19)
Sikinti yasayanlari ben de gordum, o ayri konu. Bunun sac sakalla ilgisi yok, efsane dedigim bu. Adam seni gonderecekse Leonardo Dicaprio'nun Titanic'teki hali olsan da gonderir zaten. Sac sakali toparlamanla ilgisi yok. Ben isid terk halimle girip cikiyorum Ukrayna ve diger ulkelere mesela. Benim gibisi dolu.
0
stavro
(19.11.19)
benim her kiev sorusuna cevabımdır: anavatan anıtı (rodina mat) ve peçersk lavra. tarih & savaş merakınız yoksa ilki sıkabilir ama çok güzel bir müzesi var, her gittiğimde uğrarım. peçersk lavra inanılmaz güzel bir yer, imkanınız olursa kulelere falan da çıkın, dinyeper manzarası enfes. arsenalna metro durağı civarında zaten saydıklarım, o bölgeyi karış karış gezin derim, bissürü müze & anıt var, çok şirin bir yer.

podil'e uğrayabilirsiniz, orası da sevimli mekan. andriyivski yokuşu mu ne vardı, adını unuttum devasa bir katedral var o taraflarda yine, st. sophia idi galiba.

g*tünüzün ne kadar donacağı şans işi. son dört ya da beş kışın hepsinde ukrayna'da 10-30 gün arasında bulundum. -24 de gördüm 8-10 derece de gördüm. bazen şubat ayının istanbul'u gibi olabiliyor nadiren olsa da... tam yılbaşında kısa süreli sağlam bir soğuk hava dalgası yemedikleri sürece -5 ile 5 derece arasında falan olur sanırım. içlik, gömlek üstüne kazak gibi ufak tefek eklemelerle gayet rahat üstesinden gelirsiniz. ama hava durumunu takip etmek lazım, ihtimal oldukça düşük olmakla birlikte -20 görürseniz de şaşırmayın.
0
der meister
(19.11.19)
Eğlence, kop kop mekanı önerecek olan var mı ? Damsız giriliyor mu mesela varsa güzel mekan ? Pahalı mıdır ucuz mudur ortalama mıdır nedir durum bilgi verebilecek var mı
0
🌸oyeaby
(19.11.19)
(1)

TVde bugun spor

ekyil
televizyonda yayinlanacak spor karsilasmalarini nereden gorebilirim?sporx'in linkini kullaniyordum ancak malesef hepsini gostermiyor.mesela dun Turkiye'nin karsilasmasinin TRT 1'de oldugu yoktu.https://www.sporx.com/tvdebugun/?date=2019-11-17liveonsat kullaniyorum ancak onda da turk kanallarini bulm
televizyonda yayinlanacak spor karsilasmalarini nereden gorebilirim?
sporx'in linkini kullaniyordum ancak malesef hepsini gostermiyor.
mesela dun Turkiye'nin karsilasmasinin TRT 1'de oldugu yoktu.
www.sporx.com

liveonsat kullaniyorum ancak onda da turk kanallarini bulmak zor oluyor.
var mi aradigim gibi bir site?
0
ekyil
(18.11.19)
türk televizyonlarında yayınlanacak maçlar için soruyorsanız,

sporekrani.com

burada youtube, laola1.tv gibi platformlardan yapılan resmi yayınlar da paylaşılıyor.
0
der meister
(18.11.19)
(4)

Sıfırdan Almanca Öğrenmek

MustafaCan
MerhabaAlmanca öğrenmek istiyorum hiçbir bilgim yok. İngilizcem var fakat sıfırdan kendi imkanlarımla almanca öğrenmek istiyorum.Nasıl bir yol ve kaynak önerirsiniz ?
Merhaba

Almanca öğrenmek istiyorum hiçbir bilgim yok. İngilizcem var fakat sıfırdan kendi imkanlarımla almanca öğrenmek istiyorum.

Nasıl bir yol ve kaynak önerirsiniz ?
0
MustafaCan
(18.11.19)
bir almanca kursuna başlamanı öneririm. özellikle grammerde belli konular öğretmensiz zor oluyor. kurs seçerken de asıl işi almanca kursu olan bir yer öneririm. her dili öğretiyoruz kurslarında belli bir seviyeden sonra sınıf bulman zor olabilir.
0
helenart
(18.11.19)
Öncelikle İngilizceye ne kadar hakimsiniz onu kendinize sorun.

Bir dili öğrenecek kadar yabancı dile hakimseniz, kendiniz Almanca öğrenebilirsiniz.
Değilseniz, biraz evde özne (özellikle çoğullar), yardımcı fiil (bin, ist, sind, hat) vb. temel öğelere bakın evde. dative and accusative ya da ayrılabilen fiillere (türkçesini bilmiyorum "trennbare verben" diyorlar almanca) girmeye gerek yok kesinlikle.

yavaş yavaş cümlecikler kurmaya başladıktan sonra (geliyorum, gidiyorum, istiyorum) sonra iki fiilli cümleler kurun. "Bu yaz almanya'ya gitmek istiyorum" gibi. "Akşam annemi aramam gerekiyor" ve "akşam annemi arayacağım". birisinde anrufen, diğerine rufe (...) an gibi komplike cümlelere başlayın.

Şimdi okuyunca zor ve/veya karmaşık gelebilir ama yapmaya başlayınca zevkli oluyor. Özellikle çoğu insanın çok zor dediği bir dilde böyle bağlaçlarla falan cümleler kurmaya başlayınca daha da hevesleniyor insan.

Ben almanya'dayken Münih havalimanına gidiyordum. uçağa ucu ucuna yetişeceğim, neyse ki sadece sırt çantam vardı. trene bindiğimde ters yöne gittiğimi fark ettim. bir sonraki durakta indim ve oradaki çalışana almanca "İngilizce biliyor musunuz" diye sordum. almanca bildiğim halde güvenemedim kendime. 5 saniye sonra baya ben adama sonraki tren saat kaçta gelecek, kaç numara, burada havalimanına kaç dakikada giderim, yetişebilir miyim falan diyordum o da anlatıyordu. tren geldi. trene binince fark ettim, o can havli ile almancayı söktüm 2 dakikada.

Çok uzun yazdım, bi de hikaye ekledim kusura bakmayın ama A2 seviyesine gelince B civarı gibi bi' Almanya'ya gidin derim. Hoş, euro artık çok yüksek ama şansınız varsa 3-6 ay güzel tecrübe olur.
0
fxinturevi
(18.11.19)
fono türkçe biraz ezber mantıkla yol aldırabilir
0
seyyar satıcı
(18.11.19)
ingilizceniz varmis, youtube'daki learn german with jenny kanalindan yardirin derim. mis.
0
der meister
(18.11.19)
(9)

Dizileri İngilizce altyazıyla izliyorum ama cümle kuramıyorum

jeanvaljean21
South Park'ı, ne bileyim belgeselleri falan İngilizce altyazıyla izliyorum (%80 falan da anlıyorum) ama "Bu videoda şunu gördüm ki Japonya'da üzerinde İngilizce açıklama olan etiket bulmak imkansız" gibi görece basit bir cümleyi kuramıyorum. Kelime eksikliği desen değil, cümledeki bütün kelimelerin
South Park'ı, ne bileyim belgeselleri falan İngilizce altyazıyla izliyorum (%80 falan da anlıyorum) ama "Bu videoda şunu gördüm ki Japonya'da üzerinde İngilizce açıklama olan etiket bulmak imkansız" gibi görece basit bir cümleyi kuramıyorum. Kelime eksikliği desen değil, cümledeki bütün kelimelerin karşılığını biliyorum ama cümle kuramıyorum kilitleniyorum. Sebep ne olabilir? Gramerim epey kötü ondan mı acaba?
0
jeanvaljean21
(18.11.19)
türkçe olarak düşünüyorsanız ondan olabilir.
0
bagcivan
(18.11.19)
Etkili Pratik İngilizce, Burak Öztürk youtube kanalına bskın @bagcivan in dediği konuyu anlatıyor. Dil öğrenmek tek yönlü bir eylem değil, gramer çalışmanız, yazmanız vs de lazım aynı zamanda.
0
kaset
(18.11.19)
Yeterince okumuyorsun.
0
hot potato
(18.11.19)
kelimeleri değil phrase'leri ezberlemelisin.

örn: "impossible to find" phrase'i senin kurmaya çalıştığın cümlenin temeli.
0
sinek kral
(18.11.19)
bilirkişi değilim ama bence de pratik. konuşamıyorsan konuşma pratiği, yazamıyorsan yazma pratiği yapmalısın.
0
black mamba
(18.11.19)
dilbilgisi sikintisi gibi..
0
cooperr
(18.11.19)
Yeterince okumuyorsun bence de olumlu bir eleştiri.

Bunun haricinde cümleyi parça parça kurmaya çalış ilk başlarda. Şöyle ki;

"Bu videoda şunu gördüm ki Japonya'da üzerinde İngilizce açıklama olan etiket bulmak imkansız" cümlesini ele alalım ve parçalayalım. Mot-a-mot çevirmeyeceğim ama fikir verir diye düşünüyorum .

"impossible/difficult/hard to find" - bulmak zor.
in Japan - Japonya'da.
What I have understood from this video is ... - Bu videodan anladığım şu ki...
sign/label in English language. = İngilizce dilinde tabela/etiket/açıklama/duyuru vs.


Cümlenin 1'inci bölümü: "what I have understood from this video" (videodan anladığım) - is (şu ki)...
2'nci bölümü: in Japan, it is really hard to find (come across) a traffic sign/signboard/label in English language/announcement/explanation etc.

Türkçedeki öğelerine ayırma işini yapıp küçük cümlelerden başlarsanız, bence bir yerden sonra daha akıcı şekilde çevirebilirsiniz. Biraz zaman alır, kafaya takmayın. İşin sonunda dönüp baktığınızda o fark yaratmadığını düşündüğünüz şeyler, üst level için büyük bir sıçrama oluyor.
0
fxinturevi
(18.11.19)
gramer eksigi +1, @fxinturevi zaten cok guzel aciklamis. cumleyi parcalara ayirabilmen, minik minik parcalari birlestirebilmen gerekiyor. sonucta kimse cumleyi tek seferde cikarmiyor agzindan, parca parca geliyor. muhtemelen gramer altyapin zayif oldugundan, 3-4 farkli kelime grubunu dogru sirayla bir araya getiremediginden oturu zorlaniyorsun. "cumle kurarken neyi bilmem gerekecek?" sorusunun cevabi icin bol bol okuyup olabildigince farkli cumle cesitleri gormeni, "bildigim seyleri dogru sirayla nasil kullanacagim?" sorusunun cevabi icin de gramer calismani tavsiye ederim. basbayagi kitap basina oturup cumlenin ogeleri nedir, hangisi nereye gelir, baglaclar nasil kullanilir vs. gibi konulara bakmak gerek.
0
der meister
(18.11.19)
anadilini nasil ogrendiysen o sekilde yabanci dil ogrenmeyi dene.
Dinleyerek.
Dizileri ingilizce dinle, makale, kitap vs oku.
Subject + verb + object ve turkce dusunme.
0
janderzel zartanyan
(18.11.19)
(6)

gençliğinde çok zayıf olup daha sonra kilo alan biri

Transa
daha kolay mı kilo verir yoksa kilo aldıktan sonra herkes için zorluğu aynı mıdır?
daha kolay mı kilo verir yoksa kilo aldıktan sonra herkes için zorluğu aynı mıdır?
0
Transa
(16.11.19)
Yaş ilerledikçe, metabolizma yavaşlıyor haliyle dikkat etmezsen kilo almaya başlıyorsun. Hele birde ofis de çalışıyorsan geçmiş olsun kilo almak gayet kolay hareketsiz yaşam sabah simit poğaça vs.

19-20 yaşında kilo almak için aktardan karışım alıyordum şaka gibi, şimdi boks ve vg yaparak düzen kurdum.

Metobolizma ve yeme alışkanlığın hareket spor tarzın kilo almanı yada zayıflamanı belirler. Vücut tipleri de etkili bu konuda
0
Fritz-X
(16.11.19)
kilo aldıktan sonra vermesi çok efor gerektiriyor. 60lı kilolardan 80li kilolara çıktım, aktif sporcu ve gençtim. sakatlandım 20 kg aldım veremiyorum.
0
mikahakkinen
(16.11.19)
@fritz-x

vücut tipleri diye bir şey olmadığı biliniyor, not düşeyim. (ecto, meso bunlardan bahsediyorsan)
0
🌸Transa
(16.11.19)
Gençken zayıf olan ilerde kolay kilo verir.
0
heidi'nin dedesi
(16.11.19)
Hiçbir zaman aşırı kilolu olmadım ama bir örnek olması açısından söylüyorum. 190+ boyum var 24 25 yaşına kadar 75 kiloyu geçmedim aşırı zayıftım. Sonra 95 96 kilolara çıktım aynı yemek yeme ve hayat düzenine rağmen. Ve aynı yeme ve hayat düzeniyle bir yılda 20 kiloya yakın kilo kaybettim yine aynı kilolara düştüm. Neden aldı veya neden verdim hiçbir fikrim yok düzen tümüyle aynı.
0
Deathcomenearme
(16.11.19)
19 yasima kadar at gibiydim, takip eden 6 yilda 40 kiloya yakin aldim.

o zamanki yasam tarzimi surdurerek kilo vermem imkansiz. karbi azaltip bol sebzeli, proteinli, abur cubursuz ve nispeten bol hareketli bir yasam tarzi tutturdugum zaman kilo verebiliyorum yalnizca. eh o kadar ugrasinca veriyorsun.

bence zayif yasayip sonradan kilo almak cok kotu. adapte olmak cok zor cunku. ben 16 yasinda ayni sekilde yasiyordum ama tig gibiydim. alistigim duzeni birakmam lazim simdi, cunku o duzen 25 yasinda saglikli yasamak icin uygun degil. bu zihinsel degisim sureci cok yoruyor beni. ayi gibi yiyip icebilmeyi ozluyorum. simdi acikmiyorum mesela, az yiyorum ve mutlu da oluyorum ama catlayana kadar yemeye alismisim ornegin, yadirgiyorum o yuzden cabuk doymayi.

bence kilo vermek zor is. en basta almamak en iyisi. matematiksel olarak da boyle bu... ben su an gunde 2000 kalori alsam ayda sadece 1.5 kilo falan verebilirim. halbuki ideal kilomda olsam gunde 2350 civari yerim, ayni kalirim.

o yuzden kotu yani kilo vermeye calismak.
0
der meister
(16.11.19)
(6)

insanların dışarıda yeme merakı neden?

diffarentiationation
onun yerine toplanıp eve gidip yemek yapmak sadece bana mı daha mantıklı, eğlenceli geliyor?
onun yerine toplanıp eve gidip yemek yapmak sadece bana mı daha mantıklı, eğlenceli geliyor?
0
diffarentiationation
(15.11.19)
uğraşmak istemiyorlar ya da ev müsait olmuyor. bi de herkese yemek beğendirmek zor.
0
jelly bear
(15.11.19)
kaç öğün yemeğini kendin yapıyorsun, merak ettim. ben yemekle uğraşmayı seven, rahatlatıcı bulan birisi olarak istisnasız her allahın günü mutfağa girmekten nefret ediyorum. çok şükür bir öğünü okulda halledebiliyorum, bazen gaza gelip direkt tek öğün yiyorum vs. böylelikle olabildiğince az girmeye çalışıyorum mutfağa. başka ihtiyaç olsa da yemek bu... herkes günde en az bir kez yiyor. her günün 1-2 saatini yemek hazırlamak & malzeme almak için harcamak acayip bunaltıcı geliyor bana. kaldı ki dünyanın en boş adamlarından biriyim, gerçekten işi gücü olan insanlara nasıl koyuyordur kim bilir.

imkânım olsa sanırım 10 öğünümden 9'unu dışarıda yerim... hafta sonu kahvaltısı ya da özellikle denemek/yapmak, kendi kendime pişirmek istediğim bir şey yoksa hiç girmem mutfağa. boş iş çünkü. uğraş allah uğraş... niye? en temel yaşamsal fonksiyonları yerine getirebilmek için. ohooo. hiç hoş değil.

ya bütün malzemeler hazır olsa bile düşünsene akşam 6'da işten eve gelmişsin (türkiye şartlarında pek az insan bu kadar şanslı). üstüne yemek hazırlayacaksın. hazırlaması, pişirmesi, yemesi, bulaşığını yıkaması vs. derken temiz bir saat gidecek. zaten kendine ayırabileceğin 4-5 saatin anca var, onun da en az birini öyle bomboş yemek peşinde koşturarak geçireceksin. bir değil iki değil neredeyse her gün böyle... nesi keyifli ki bunun?
0
der meister
(15.11.19)
Disarida yiyince benim kafam dagiliyor biraz. Arada ondan tercih ediyorum.
Ozellikle arkadasla girmektense tek yemege cikmayi daha cok severim. Desarj yani benim icin
0
Flipsflops
(16.11.19)
kırk yılda bir yemek yapıyorsan tabi eğlenceli ama her gün işten çıkıp evde yapıyorsan arada bir nefes almak gerekiyor. evlenmeden önce makarna harici yemek yapmayan insandım, o da mecbur kalınca. ama şu an her gün işten çıkıp eve gidip yemek yapıyoruz eşimle. aynı yemeği ikinci gün yiyemediğimizden her gün mutfaktayız. üstelik yemek yapma sürecinde en sıkıntılı durum ise hangi yemeği yapacağını bulmak. bu yüzden arada dışarıda yemek veya dışarıdan söylemek iyi geliyor.
eskiden hemen her gün dışarıda yer evde yemek yemezdim. o da sıkıcıydı ama.
0
elorelia
(16.11.19)
Ne yesem diye düşünmek, yorgunken ona zaman ayırmak ve her gün her gün uğraşmak bıktırıcı. Seçım şansı varsa arada değişiklik iyi oluyor.
0
sopiro
(16.11.19)
yalnız yaşıyorum.. 10dakikalık bir yeme eylemi için "yarım saat yemek hazırlama + yarım saat bulaşık temizlik" gibi şeylerle uğraşmak o kadar zoruma gidiyor ki.. bu nedenle akşamları genellikle tost yapıyorum.. hiç bulaşık çıkarmadığı için de tostuma buradan teşekkür ederim :)
0
strobist
(16.11.19)
(6)

hangi rus öyküsünde kar kış kıyamet teması vardı? gorki'nin miydi?

bcdhms
selam,hatırlayamadım bir türlü, şansımı deniyorumkış vakti at arabasıyla uzun sürecek bir yolculuğa çıkan iki adam vardı, yollarını kaybediyorlarda tipiden, artık ümitleri tükeniyordu bir yerden sonra filan..roman değildi, kısa sayılabilecek bir öyküydü diye hatırlıyorum. gorki olabilir, çehov olabi
selam,

hatırlayamadım bir türlü, şansımı deniyorum

kış vakti at arabasıyla uzun sürecek bir yolculuğa çıkan iki adam vardı, yollarını kaybediyorlarda tipiden, artık ümitleri tükeniyordu bir yerden sonra filan..

roman değildi, kısa sayılabilecek bir öyküydü diye hatırlıyorum. gorki olabilir, çehov olabilir gibi. neydi ki?
0
bcdhms
(15.11.19)
rus olduğuna emin miyiz? jack london olabilir mi?
0
aziz dostum jack
(15.11.19)
aklıma tolsto dayının "efendi ile uşak"ı geldi, o olabilir mi?
0
der meister
(15.11.19)
hmm, şimdi öyle deyince kesin rus diyemedim :)
adı neydi peki?
0
🌸bcdhms
(15.11.19)
evet efendi ile uşak idi. şahane!
@der meister, teşekkür ederim.
0
🌸bcdhms
(15.11.19)
"Genç bir doktorun anıları"

Rusyada geçiyor, kar kış tipi felakette at arabasıyla gidiyorlar, bir yerden sonra yol kayboluyor, öylece kalıyorlar, kurt sesleri yaklaşırken doktor silahını eline alıyor ve beklyior.... devamını oku
0
masseter
(15.11.19)
Efendi ve usak diycektim ben de. Benden once demisler:)
0
hindistan cevizi
(15.11.19)
(11)

rusça çok zor abi, öyle böyle zor değil baya zor

aziz dostum jack
tamam anladık zor da bu ne abi -> https://eksisozluk.com/entry/97679764 (debe entry'si)adam 2011 rus dili ve edebiyatı mezunu, yani nereden baksan yaklaşık 4+9 = 13 yıldır tek işi gücü rusça ve hala dil kursuna gidiyorum diyor.tamam anladık rusça zor da, 13 yıldır hala bir dili öğrenemediysen oturup
tamam anladık zor da bu ne abi -> eksisozluk.com (debe entry'si)

adam 2011 rus dili ve edebiyatı mezunu, yani nereden baksan yaklaşık 4+9 = 13 yıldır tek işi gücü rusça ve hala dil kursuna gidiyorum diyor.

tamam anladık rusça zor da, 13 yıldır hala bir dili öğrenemediysen oturup ben ne yapıyorum diye kendini sorgulaman gerekmiyor mu?
0
aziz dostum jack
(13.11.19)
haklisin. boyle tipler yuzunden zamaninda rus dili ve edebiyati okumaktan korkmustum. 23 yasinda basladim, keske daha erken cesaret edebilseymisim diyorum.

rusca cok zor, bazi okullarda egitim kotu eyvallah ona itirazim yok da dort senede ogrenilmez, ise yaramaz vs. hepsi hikaye. biraz ilgi duyup uzerine dusen adam bizim okulda (devlet universitesi) hazirlikla birlikte bes senede catir catir rusca ogrenir, is bulur.
0
der meister
(13.11.19)
Bizim insanımız dil öğrenme işini inanılmaz abartıyor. Geçen yine ekşi'de bir ingilizce öğretmeni "ingilizce öğretmeniyiz diye altyazısız film izleyebilmemizi falan beklemiyosunuz heralde" gibi bir entry yazmıştı sjskss. Kendimi övmek için söylemiyorum herkesin yine Rusça gibi abarttığı Almanca'da 8 ay gibi bir sürede b2 sertifikası almıştım. Ben çok zeki olduğumdan değil, hevesle çalıştığımdan. Bunca 5-10 dil bilen adam uzaylı değil. Her şey bir emeğin karşışığında geliyor. Emek sarfedersen olur.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(13.11.19)
İlk rusyaya gittikten 14 ay sonra derdimi anlatabiliyordum çok rahat.

Eşim rus ve 10 seneyi geçti evde de işte de 10 küsür saat rusça konuşuyorum ama hala eksiklerim var. Bir de 3. Yaşında kızım türkçede alışsın diye Türkçe konuşmaya başladım evde.

10 seneyi geçti eşim hala alışveriş listesini el yazısı ile yazdığı zaman kızıyorum mesela.
0
ihanet kac kisilik
(13.11.19)
Adamın hangi seviyede öğrenmeye çalıştığını biliyor muyuz. Günlük konuşmaları yapamıyorum falan dememiş. Kursa gidiyorum demiş.

Adam belki edebi çeviri yapacak seviyede öğrenmek istiyor, belki ticari sözleşme hazırlayacak/inceleyecek seviyede öğrenmek istiyor.

Anadilim Türkçe. Dil bilgim de iyidir. Önüme ticari sözleşme koysan %70ini anlamam anadilimde olmasına rağmen .

Hangi seviyede öğrenmek istediğini bilmeden böyle boş yorum yapmamak lazım. Ben sadece günlük muhabbet etsem bana yeter diye düşünüyorum 1 yılda istediğim seviyeye gelirim. Başkası nükleer santral projesinin şartnamesini Rusça yazmak ister 13 sene yetmeyebilir.
0
levpontryagin
(13.11.19)
@levpontryagin haklısın tabii ama yazdığı önceki cümleyle birlikte değerlendiriyorum konuyu,

"mobil uygulamalar ve youtube aracılığıyla istediğin kadar disiplinli ve azimli bir çalışma rutini geliştir bir kaç ayda rusça olarak kitap okuyacak, belgesel ve film izleyip anlayacak dereceye gelmen mümkün değildir. iyi yiyorlar burada milleti."

dedikten sonra bunu eklemiş. haliyle iki kitap okuyayım, sokakta konuşayım diyen adamlara bakın ben 13 yıldır öğrenemedim, geçin bu işleri nah öğrenirsiniz demek gibi oluyor.

birkaç ay diyenler olmuş o kadar da değil filan dese tamam diyeceğim de "1 ayda öğrenirsin diyenlere karşı tez olarak 13 yıldır öğrenemedim" demek tam saçma.
0
🌸aziz dostum jack
(13.11.19)
13 yıldır öğrenemedim dememiş adam bence yazının herhangi bir yerinde.

“ imza: 2011 rus dili ve edebiyatı mezunu. şu an hala rusça kursuna giden bir insan.” diye ekleme yapmış sadece.

Hala öğreniyorum demiş.
0
levpontryagin
(13.11.19)
@pontryagin, ben rusça kursuna da gittim rus dili ve edebiyatı bölümünde de okudum. nükleer santral projesinin şartnamesini okumayı bölümde öğrenmediysen kursta hiç öğrenmezsin. herhangi bir dil için bu kadar kapsamlı bir kurs olduğunu zannetmiyorum. rusça kursuna gidersin, çok iyi düzeyde rusça öğrenirsin, sonra oturup terminoloji çalışırsın. bunun için ayrı kursa gidilmez. dört sene bölümde okumuş, üstüne 9 sene daha geçirmiş bir adamın rusça kursuna gidiyor olması neresinden bakarsan bak çok tuhaf bir şey.

rusça çok zor, tonla istisnası var, her zaman hata yapıyorsun bunlara hiç itirazım yok ama ben bu "okulda öğrenilmiyor" kitlesinin kötü niyetli olduğunu düşünüyorum. rusçayı iyi bilmek, rusça iş yapabilmek için kusursuz olmana gerek yok. bizim bölümde rus arkadaşlar var, bazen bizim doğru söylediğimizi onlar yanlış söylüyor. dil cümle kurmaktan ibaret değil, bir sürü detayı var. virgül koyulacak yere virgül koymuyor mesela. bunlar tabii ki oluyor ama "rusça öğrenilmez" demek de saçmalık.

dediğim gibi her iki şeyi de tecrübe ettim ve dil-edebiyat bölümünde öğretilmeyen bir şeyin kursta öğretilmesine ihtimal vermiyorum. ha adam rusya'da yaşıyordur, yazarlık kursuna falan gidiyordur (gerçi o zaman rusça kursu demezdi) haklısın derim.

bunun gibi tipler yüzünden dil öğrencilerine "potansiyel işsiz" ya da "boş adam" gözüyle bakılıyor, sanki diğer bölümlerden mezun olan herkes süper işlere giriyormuş gibi... ben ergenliğimde bunun gibi arkadaşlara çok yazdım ekşi'den. hepsi moral bozdu, heves kırdı. sadece iyi ki bunları dinlemenin yanlış olduğunu fark edip rusça okumaya karar vermişim diyorum.

bu konuda hayli SALTY bir duyurucuyum, o yüzden müsaadenizle ben giydireceğim. 13 senede rusça öğrenemeyen adam rusça öğrenmek istemiyordur kardeşim, gerisi hikaye. dediğim gibi kusursuz olmak zorunda değilsin. rus bile hata yapıyor konuşurken. ama bölümü okuyup, üstüne 9 sene geçirip rusça konuşamıyorsan ya bize söylemediğin bi şey vardır ya da rusçadan nefret ediyorsundur. başka ihtimal göremiyorum.

dil zor tamam da almancanın 1-2 tık ötesi işte, sadece oturtması fazla zaman alıyor. bence arapça, çince, japonca gibi diller rusçaya kıyasla çok çok daha zor. hint-avrupa dillerinden birini iyi seviyede bilen birisi kendi kendine çalışsa bile 4-5 sene içinde akıcı rusça konuşur. hadi akıcı konuşamasın, rahat anlar ve iyi yazar; akıcı konuşması da 1-2 sene daha alsın... zorsa böyle zor. 10-12 senede öğrenilmeyecek kadar değil.

bir sürü türk rusça hocam oldu, bir sürü rusça bilen türk gördüm. 6-7 yıllık geçmişi olanlar dahi akıcı konuşabiliyordu. hemen hiçbiri rusya'ya bile gitmemiş insanlardı. eee bunlar dahi mi şimdi?
0
der meister
(13.11.19)
Der meister dediklerinin %90ına katılmakla beraber katılmadığım bir iki nokta var. Sadece şunu vurgulamak istiyorum.

adam Rusça öğrenemedim diye bir şey dememiş. Ya da ben öyle bir şey anlamadım yazdıklarından en azından. 2011de mezun oldum hala Rusça kursuna gidiyorum demiş. Belki adam 2011den sonra hiç kullanmadı, pazarda tezgah açmıştı, 7 yıl sonra dur lan Rusça ile ilgili iş yapayım dedi pratik ihtiyacı Vardı yeniden kursa başladı.


Bir de o nükleer santral şartnamesi örneğini kendim için kolaya kaçıp verdim. Onun yerine uluslararası ticaret, hukuk vs. Ne istersen koy. Ben inşaat lisans, yüksek lisans, doktorası yaptım. Bana nükleer santral şartnamesi hazırla desen ölü taklidi yaparım. Hazır şartname getir bunu analiz et desen yapamam. O şartnameyi kendi anadilimde hazırlayamam. Sırf teknik terimler için konuşmuyorum. Teknik terimler evrensel. Bir şekilde bulur yazarım. Ama o şartnamede yanlış kuracağım bir cümle şirkete bambaşka sorumluluklar yükleyebilir. Burada hukuk, inşaat bilginin yanında dilin de düzgün kullanımı önemli. Sırf bunun için kurslara gidiyor insanlar.
0
levpontryagin
(13.11.19)
Yuh 13 yildir ogrenemiyorsan kafan basmiyordur, dil zor falan degildir.
Aynen katiliyorum. 13 yilda bir dili ogrenememek icin ya ogrenemyi istememek lazim ya da gerizekali olmak.
Adamin ne seviyede oldugunu bilmiyorum da hala kursa gitmeye gerek duyacak seviyedeysen sende bir sikinti vardir. Hicbir dil kursu seni bulbul gibi sakitmaz, bir yerden sonrasini sen kazanirsin dilin, kurs bir yere kadardır. 13 yilda hala kurs seviyesindeysen sende sorun vardir.
0
stavro
(13.11.19)
insanimiz kulturel olarak asiri ice donuk oldugu icin dil ogrenmeye direncli. dilini ogrendigin toplumun kulturunu benimsemeden, ona ozenmeden dil dogru duzgun ogrenilmez ama bizim ortalama insanimiz diger kulturlere ocu gibi bakiyor.

hal boyleyken de gercekten dil ogrenme tecrubesi olan orani cok az oldugu icin "cince ogrenin" "korece ogrenin" diye sacma tavsiyeler goruyoruz orada burada.
0
hot potato
(13.11.19)
Bilemedim. Dil kursu, ama tam olarak ne? Diksiyon kursu ya da yeniden seviyeyi "tazelemek" icin c2 kursu olabilir?

Rus Dili ve Edebiyati mezunu biri, sanirim b2 ile c1 arasinda bir seviyede mezun oluyor.

Maalesef en iyi üniversitelerden mezun olsa bile, her dil mezunu cok iyi derecede dil bilmiyor. Almanca bolumu mezunlarinin konsolosluga yazdiklari dilekceleri ben duzelttim parayla, oradan biliyorum. Saniyorum Almanca daha kolay bir dil olarak goruluyor, Rusca ile karsilastirilinca. Ingiliz Dili ve Edebiyati mezunlarina ya da ogretmenlik mezunlarina bakin. Onlarin da durumu cok parlak degil?

Bir dilin ogrencisi olmayi kendine gorev bilmek, kendini surekli gelistirmek ayri. Sonucta ilerleyecek cok nokta var dil egitiminde. Ama hala kalkip b1, b2 kurslari aliyorsa, evet, bir ogrenme sorunu vardir. Ozensizce bolumu okumus ve kotu bir universiteden oylesine mezuniyet belgesi almis olmasi da mumkun.
0
buf-e kür
(13.11.19)
(15)

22 yaşında üniversiteye başlamak hakkında

leiah
Arkadaşlar hepinize merhaba,Bu soruyu artık içinden çıkılamayacak bir hal aldığı için sormaya karar verdim. Ben şu anda 20 yaşında üniversite 1. Sınıf öğrencisiyim. Bölümüm iiibf fakültesinde bir bölüm. Bu bölüme gelişim biraz zor oldu, istemeyerek geldim. Şöyle ki, 12. sınıfta istediğim bölüm gelme
Arkadaşlar hepinize merhaba,
Bu soruyu artık içinden çıkılamayacak bir hal aldığı için sormaya karar verdim. Ben şu anda 20 yaşında üniversite 1. Sınıf öğrencisiyim. Bölümüm iiibf fakültesinde bir bölüm. Bu bölüme gelişim biraz zor oldu, istemeyerek geldim. Şöyle ki, 12. sınıfta istediğim bölüm gelmeyince yeniden hazırlanmak istedim fakat bu süreçte kendi suçum olarak gördüğüm bir kaza geçirdim ve 2 yıl boyunca nerdeyse yarı yatalak durumda kaldım. bu nedenle 2 sene boyunca üni sınavlarına da giremedim, haliyle herhangi bir bölüme de yerleşemedim. Bu sene artık hayata atılmak, ailemi daha fazla yıpratmamak için şehir dışında bir yer yazdım ve geldim.
Şimdi hem istemediğim bir şehirde hem istemedigim bir bölümde hem de hasta halimle okuyorum. O kadar mutsuz ve umutsuzum ki... yeniden hazırlanmak istediğim işi yapmak ıstiyorum. Fakat en iyi ihtimalle seneye kazanabilirim (obp kırıldığı ve sınava çok az bir zaman kaldığı için) ... Fakat bu dusuncelerimi aileme de açamıyorum... üstelik kazansam bile kendimden 4 yaş küçüklerle okuyacak olmam, 25 yaşında mezun olacak olmam...
Artık intihar edecek noktaya geldiğimi söyleyebilirim. Kendimin sebep olduğu bir kaza sonucu bunları yaşamak, belki de istediğim bölüme hic gidemeyecek olmak, ailemi ve kendimi yıprattigim yıllar...

Bir şeyler söyleyin. Gerçekleri ve yapmam gerekeni söyleyin nolur...
0
leiah
(12.11.19)
öncelikle geçmiş olsun. çok klişe bir şey söyleyecek olsam da, hiçbir şey senden ve hem bedensel hem psikolojik sağlığından önemli değil.
üstelik 22 geç bir yaş da değil. ki bu arada mezun olacağın yaş olan 25 yaş da gayet normal, standart bir yaş.
türkiyede her şey bir yarış gibi algılanıyor malesef. ha 23 yaşında mezun olmuşsun ya 25 yaşında. istemediğin bir şehirde istemediğin bir bölüm okuyup zorla mezun olacağına, istediğin bir bölümü okuman hedeflerin için de daha doğru bir karar olur bence.

bir de kendinden 4 yaş küçüklerle okumak konusunda şüphelerin olmasın bence. üniversite en nihayetinde, lisede değilsin. benim üniversitede çok fazla benden 4-5 yaş büyük yakın arkadaşım vardı.
0
dunga
(12.11.19)
25 yaşında mezun olmanın nesi kötü ? 26-27 ? nedir yani bu korkaklık durumu onu anlamıyorum. Ailene açmama konusuda saçma , ebeveyn olduğunu düşün , şanssız bir kaza geçiriyor çocuğun , ona bağlı olarak düzgün olmayan bir psikolojiyle yanlış tercih yapıyor ve iyice mutsuz oluyor hatta o kadar ki intiharı düşünecek raddeye geliyor , dönüp senden yardım istiyor yada mutsuzum diyor , sırtını mı döneceksin?

Bu korkaklığı , tedirginliği anlayamıyorum ben , sen daha vereceğin kararın arkasında durmayı değil , gelen tepkileri şimdiden kafanda kurup yolunu direkt değiştirmeyi tercih etmişsin ama iç rahatlığı için burada paylaşmışsın , hatta o kadar reddedilmeyi kabul etmişsin ki herşeyden vazgeçip intihar edeyim demişsin.

Al eline kalemi kağıdı otur hesabını kitabını yap , hormonlarınla değil aklınla kararını ver ve harekete geç.
0
hanim kos goethe geldi
(12.11.19)
Ben ikinci üniversiteme 21 yaşımda başladım. Okulu bırakmayı aileme kabul ettirmesi çok zor oldu ama oldu bi şekilde. Kendimden küçük tribine hiçbir zaman girmedim. Çünkü ben ilk ünimde 18-19ken çoğunlukla kendimden büyükler ile takılmıştım. Doğal olarak onlar da benle takılmıştı ve çok da güzel insanlardı. Bu yüzden bu düşünce bana çok saçma geliyor. Zaten yeni bölümüne geç girmiş hazırlık okumuş insanlar da olacak. Şimdiki sınıfında senden büyük hiç mi insan yok?

Eğer bırakırsan geriye dönüp baktığında bu bikac senen gözüne görünmeyecek bile bana inan. Sadece eline yeni bir fırsat geçmiş olacak ve bunu çok iyi değerlendirmeni öneririm. Bölüm bırakan tonla insan var tonla yani. Eğer gerçekten istediğin bir bölümse ve öyle mutlu olacağına inanıyorsan kesinlikle yapmalısın. Çünkü istemediğin bir hayat içinde yaşanmıyor.
0
noisette
(12.11.19)
Teşekkür ederim fakat bir türlü

kazaya sebep olup kendimi bu duruma getirmek...
bir türlü bu pişmanlık duygusunu aşamıyorum.
0
🌸leiah
(12.11.19)
ben de ikinciye 22 yaşımda başladım 26 da mezun oldum. kaza geçirmedim ama maddi yönden başımıza felaketler silsilesi geldi. çok çok zor zamanlardı. kendimi suçlayıp durdum ama bunun kimseye bir faydası yok. mutsuzsan son bir değişiklik daha yapılabilir bu senin hayatın. önemli olan bir sonraki okuluna başladığında, çalışma hayatına daha fazla geç kalmamak için staj, part time ne varsa kovalamak. gerisi hallolur. düşürme kendini.

insan kendini bunlar sadece benim başıma geliyor sanıyor ama o kadar fazla insan bizim gibi şeyler yaşamış ki. hayat devam ediyor. başka yollar açılıyor.
0
anarsika
(12.11.19)
öncelikle kaza için çok geçmiş olsun bunu bir tarafa koyuyorum.
ama bahsettiğin x yaşında y'ye başlamak meselesi bu çağdan o kadar uzak bir mesele ki artık.. eğer gerçekten eğitim almak, hayatında eğitim yoluyla bir şeyler başarmak istiyorsan zaten yaşına değil amaçlarına odaklanman gerekir. (bu arada 22 yaşında bu krize girmek kırmak istemiyorum ama gerçekten abartılı bir durum) eğer iş, evlilik, çocuk silsilesinde geri kaldım meselesiyse iki yıllık bölümler var, hemen bitirip bir yerden hayata atılmak da mümkün. yok eğer 4 yaş küçüklerle okuma stresi bile sende intihar düşüncelerine yol açıyorsa burada söylenen hiçbir şey seni tatmin etmeyecektir, çünkü bakış açının gerçekten olgunlaşmaya ihtiyacı var.
ha bak sana gerçek trajediyi söyleyeyim bir şekilde doğru zamanda bitirip işsiz kalan milyonlarca genç. onlar hakikaten bir mücadele içerisinde. bu yazdıklarım seni kızdırabilir belki ama kendine bir hedef koyup ikna olmadan aileni de ikna edemezsin zaten. o yüzden umarım biraz sakinleşip, kapalı düşünce yapından uzaklaşarak farklı hayatların deneyimlerin farkına varırsın.(mesela amerika'da üniversite parası biriktirenler, ingilizce öğrenmek için ara verenler, lise sonrası dünyayı gezip sonra okula bakanlar...)
sağlığının bir an önce düzelmesini diliyorum, çok geçmiş olsun, onu baştan da söylemiştim zaten.
0
not dark yet
(12.11.19)
her seye gec kalmis hissediyorum bir-çok hayalime . bu kaza yuzunden
0
🌸leiah
(12.11.19)
Hocam ben 18'de girdim de yine de 27'de mezun olabildim :D Hatta sizin geçerli bir sebebiniz de var, kaza geçirmişsiniz falan, benimki safi itlik serserilik. Kötü hissedecek bir durum yok yani bana sorarsanız, tekrar hazırlanın girin istediğiniz bölüme.
0
plutongezegendegilmi
(12.11.19)
4 sene iktisat okudum.
4üncü senemin sonunda bitirmeden 6 sene daha konservatuvar okudum.

hiçbişey için geç değildir bu hayatta. yaşın önemi yok. sevdiğiniz şeyi yapın.
0
la traviata
(12.11.19)
hşşş intihar falan yok, ne intiharı? geçmiş olsun. kaza oldu, geçmişte kaldı. kendini suçlama bu yüzden. önüne bak. 25 yaşında üniversite okumayı çok kolay sananların, o yaşta üçüncü üniversiteye başlayıp "ne var ki ben de okuyorum" diyecek kadar olaydan bihaber kişilerin aksine ben 25 yaşında ilk üniversitemi okuyorum. en iyi ihtimalle 28 yaşında mezun olacağım. ingilizce bilmek dışında hiçbir meziyetim yok diyebilirim, bölümü bitirince de bi' şey olamazsam işim yaş. niye devam ediyorum? çünkü biliyorum ki iki ihtimal var: ya 28'inci yaşımı göreceğim ya da öleceğim. ölürsem sorun yok... ölmezsem, o yaşa eriştiğimde şu anki bölümümü bitirmiş biri olmayı istiyorum.

o nedenle hiç çekinme derim. zaman her türlü geçecek, buna yapabileceğin hiçbir şey yok ama kendi yolunu değiştirmek her zaman senin elinde. ailenden destek alamayabilirsin, alsan bile kendini çok kötü hissedebilirsin ama inan 23 yaşında "niye okudum ki?" diyeceğin bir bölümden mezun olmak, 25 yaşında mezun olmaktan daha iyi değil. üstelik direkt okul sonrasını düşünme. daha okurken bi' şeyler yapma şansın var. hayat mezun olduğunda başlayacak diye bir kaide yok yani.

ben çok geriliyorum, her gün üzülüyorum ama biliyorum ki okumasam durumum çok daha kötü olurdu. şimdi "yaşım ilerledi, hala okuyorum, daha mezun olmama yıllar var" diyorum. okumasam "zaman geçiyor ve elimde hiçbir şey yok" diyecektim. şimdi en azından umudum var. eğer bu kadar rahatsızsan zaten önünde sonunda o bölümden ayrılırsın... yol yakınken yap bunu. güllük gülistanlık olmuyor, 30 yaş altı artık çok genç sayılsa da insanların "hmm bu yaşta hala bi baltaya sap olamamış" tavrına alışmak, çok ağır gelecek kaygısı yaşamak durumunda kalabilirsin ama tüm bunlar hiç istemediğin bir alanda sıkışıp kalmaktan her halükarda daha iyi. uzun vadede avantaja çevirme, geleceğini şekillendirme şansın var. risk almayıp olduğun yerde kalırsan muhtemelen eline hiçbir şey geçmeyecek.

ben kendimden 5 yaş küçüklerle okuyorum ama emekli asker sınıf arkadaşım da var :) böyle şeylere takılma, üniversite orası. her türden ve yaştan insan olacaktır. hem zaten nikahına almayacaksın ki ya kaç yaşında olduklarıyla niye ilgileniyorsun ki, yapacağın şey iki geyik, bırak sınıf arkadaşların kaç yaşında olursa olsun.
0
der meister
(12.11.19)
22 yaşımda okula girdim bir sebepten 31 yaşımda çıktım şimdi 33 üm yüksek kasıyorum.
0
guitarissimo
(12.11.19)
Zorlandınız mi sınıfta okurken
0
🌸leiah
(12.11.19)
arkadaşım 36 yaşında, hala okuyor, etrafındaki insanların yaşı küçük olsa bile kafası büyük oluyor.
0
selam
(12.11.19)
Bir kadın tanıyorum. 20'sinde evlendi, liseden 2 yıl sonra. 3 yıl evli kaldı. Boşandı. Bir süre tedavi gördü, nöropsikiyatri hastanesinde yattı. Sonra sınava girdi, 25'inde üniversiteyi kazandı. Erasmus'la 6 ay yurt dışına gitti. Okulu bitirdi, bir süre öğretmenlik yaptı. Ardından en çok istediği işe girdi ve şu anda dünyayı geziyor.
Söyleyeceklerim bu kadar.
0
benyazarsamolur
(12.11.19)
lisansi bitirmek icin 30'a kadar zaman var bence, 22 cok genc. sikinti yok.
30'dan sonra yuksek falan yapilabilir, orasi baska.
0
cooperr
(12.11.19)
(14)

sigarayi birakiyorum

borisyellnikoff
1.gun olmadi daha. bu gelgiti sikintiya 1 ay dayanamadigim icin kendimi bildim bileli sigara ile bogusuyorum. kafamda donup dolasiyor. bi sey diyin ya. cok zorlaniyorum..
1.gun olmadi daha.

bu gelgiti sikintiya 1 ay dayanamadigim icin kendimi bildim bileli sigara ile bogusuyorum. kafamda donup dolasiyor. bi sey diyin ya. cok zorlaniyorum..
0
borisyellnikoff
(12.11.19)
Ilacin ismi champix olabilir mi? Devlet odemiyormus ve 370 lira. Bilginize...
0
la.luna
(12.11.19)
En zor anlardasın ya. 3 gün sabret sorası azalıyor. Ben de 2 kez bıraktım uzun süreli, yılbaşında yine bırakıcam. Çok mutsuz hissediyor olmalısın, çok normal. Yapman gereken tek şey üzerine gitmek. Yaparsın yaparsın.
0
noisette
(12.11.19)
bir anda biraktim, 21 ocakta, 1 sene olucak yakında. bir tane bile içmedim ( işin sırrı bu ) aklına içmek her geldiğinde bıraktığın için ne kadar özgür ve hafif olduğunu hissedip doğru bişey yaptığını düşün.
0
garavel
(12.11.19)
wellbutrin de ana amaci sigara birakma olmasina ragmen asiri etkili.

bir de fiziksel bagimlilik 3 günmüs, onu atlatinca rahatlayacaginizi düsünün biraz daha direnin. sakiz filan cigneyin. 3 günden sonra her sey kafada zaten yeterince istekliyseniz yaparsiniz.
agzinizin, elinizin, üstünüzün kokusunu filan düsünün, disaridan nasil igrenc algilandiginizi vs vs.. kötü seylere odaklanin.
0
kaputt
(12.11.19)
1. ayımı doldurdum. nikotin sakızı çok yardımcı oldu tavsiye ederim ama bir de onu bırakmak gerek :))) sakıza da bağımlı olanlar varmış diye duydum.
0
ninotevtidze
(12.11.19)
gercekten cildircak gibi hissediyorum. dovecem yani anami babami o durumdayim
0
🌸borisyellnikoff
(12.11.19)
sigarayi birakmak cok kolay. icmiyosun artik. oh mis gibi temiz temiz.
0
alperz
(12.11.19)
Dur karşim, sakin. İşin büyük kısmını halletmişsin. Nedir o büyük kısım? tabii ki bırakmaya karar vermek. Şimdi telefonunu sessize al, aşağıdaki videoyu aç ve sonuna kadar izle. Sana sigarayı bırakma konusunda inanamayacağın kadar yardımcı olabilir. Ben bu video ile bıraktım ve herhalde 6-7 sene kadar oldu. Bu videonun sigarayı bırakmasına yardımcı olduğu bir sürü arkadaşım oldu.

Temel sorun şu; insanlar sigarayı bırakırken, sigarayı seviyorum ama sağlığım için bundan vaz geçmem gerekiyor motivasyonu ile bırakmaya çalışıyor. Sevdiğin bir şeyden vaz geçmek için büyük bir irade savaşı veriliyor. Bütün buna gerek yok. Çünkü sigarayı aslında sevmediğini, kendini nasıl kandırdığını fark ettiğinde bırakmak çok daha kolay oluyor. Bir dene, hiç bir şey kaybetmezsin. Gel sonra burda tekrar konuşalım.

www.youtube.com
0
thracia
(12.11.19)
3-4 ay icmeyisimin sonunda bir iki hafta önce tekrar başladım. yarın ya da üç dört güne bırakicam ben de. takipteyim duyuruyu
0
yuvarlanantencereninkapagi
(12.11.19)
ya sigarayi birakinca sizde de asiri yorgunluk oluyor mu? benim vucudum hastaymisim gibi agriyor ya tovbe tovbe.........
0
🌸borisyellnikoff
(12.11.19)
abi şöyle söyliyim sana iyi gelecekse ananı babanı yine döv ama sigaraya dokunma. 3-4 gün sonra ciddi ölçüde azalacak istek. ben 2.5 yıl içtikten sonra yılbaşında (aslında tam yılbaşında değil, 5 ocak gibi) bıraktım, 11 aydır ateş ediyom. görebileceğin en iradesiz, en dangalak adamım. 25 yaşındayım, "gelirken niye tatlı bi şey almadın" diye anama kızıp duvar yumruklamışlığım var, o kadar mal bi herifim. sigarayı bıraktım. vallahi yaparsın, yeter ki ilk 3-4 günü atlat.

ama geri başlamamak için de zihniyeti değiştirmek lazım. çünkü açık konuşmak gerekirse bi yerden sonra YAKIŞIKLI_SAVAŞÇI_06 motivasyonu kayboluyor. en başta "sigarayla mücadele ediyorum" diye kendini gaza getirip içmediğin her sigara için gurur duyuyorsun. bi ay sonra mesela canın sigara çekerse mutluluk sebebin yok. zaten bırakmışsın, sana moral veren ekstra bi şey olmuyo... ama sigaran yok. işte geri başlayanlar genelde böyle anlarda düşüyor.

ben allen carr'ın sigarayı bırakma videosunu izlemiş ve gerçekten çok faydasını görmüştüm. özetle şunu diyor: bu zıkkımın sana hiçbir faydası yok. içince rahatlıyorsun, çünkü kendini sigara bağımlısı yaptın. sigara içmiyor olsan rahatlamak için buna ihtiyacın olmayacak. mevcut algının tek sebebi sigara içiyor olman. çok basit geliyor kulağa ama ben bunu duyunca "aa harbi lan" deyip bıraktıydım. her allahın günü pis kokacağıma, bi saat sigara içmeyince daralacağıma, nefessiz kalıp tonla para dökeceğime 3-4 gün meymun gibi yaşadım ama sonrasında her şey zamanla yoluna girdi.

unutma ki şu an çok ama çok sıkıntılı bir süreçten geçiyorsun, bundan daha kötüsü olmayacak. bundan sonra sadece daha iyiye gidiyor. ama işte bi yandan da "çok saçma bi şey yav niye sigara içiyom ki" demeye bak, yoksa sırf bırakmış olmak için bırakınca bi' süre sonra geri dönüyo insan. bırakmanın yanı sıra sigara içmeyi lüzumsuz görecek, sigara istemeyecek bir kafa yapısına kavuşmak lazım. yani iradeyi devreden çıkarmak, "sigara istiyorum ama içmicem" yerine "bi insan niye sigara ister ki" diyecek seviyeye gelmek lazım. yavaş yavaş hepsi oluyor. sabret.
0
der meister
(12.11.19)
bi sey diyim mi hala icmiyorum ve eskisi kadar sert gelmiyor ya ataklari. bunsuz da sarhoş olabildim.. of oluyor sanrim. ha hala canim cekiyor ama eskisi kadar aşırı degil.
0
🌸borisyellnikoff
(18.11.19)
Açılın, 3. yılı bitirip 4. yıla giren biri konuşuyor!

eksisozluk.com

Sadece bırakabileceğine inan gerisi çok kolay. Bu ilacı kullanırsan zaten çok rahat bırakırsın ama entryde de yazdığım gibi her önüne gelen kullanmasın bu ilacı, doktor kontrolü şart çünkü ciddi yan etkileri var.
0
banagazozalnuri
(18.11.19)
ilaçsız şartsız koşulsuz bırakıyorum ya.
0
🌸borisyellnikoff
(18.11.19)
(15)

tatil önerisi; avrupa'nın geri kalanından çok farklı olan şehirler

Sour
avrupa'da her yer aynı gibi geliyor bana. avrupa'da yaşıyorum ve pek çok şehir gezdim, çok azında vay be iyi ki gelmişim diyebileceğim düzeyde bir yaşadım. istanbul gibi şehirler aşağı yukarı; paris'tir, roma'dır vs. aradığım daha farklı bir şeyler. iskandinav ülkelerinde bunu yaşadım açıkçası. coğr
avrupa'da her yer aynı gibi geliyor bana. avrupa'da yaşıyorum ve pek çok şehir gezdim, çok azında vay be iyi ki gelmişim diyebileceğim düzeyde bir yaşadım. istanbul gibi şehirler aşağı yukarı; paris'tir, roma'dır vs. aradığım daha farklı bir şeyler. iskandinav ülkelerinde bunu yaşadım açıkçası. coğrafya çok değişik, iklim çok değişik, insanlar çok değişik yaşıyorlar (gerçekten zengin herkes galiba), mimari çok değişik filan işte. bir de londra değişik gelmişti. küçük şehirleri de gezdim bu arada ama aradığım böyle relax filan bir şeyler değil, daha başka bir şey.

neyse avrupa'da var mı böyle şehirler, vay anasını dedirtecek? illa şehir bazında düşünmeyin de deneyim olarak da düşünebilirsiniz. yani şurada şunu yap, çok acayip dediğiniz. amsterdam'a gitmedim, acaba gidip bol bol...(kurallara aykırı)....... denesem bilemedim.
0
Sour
(11.11.19)
ben şehirden çok krakowda tuz madenlerini şaşırtıcı ve auschwitz kampını gezmeyi çok eğitici buldum. amsterdamda farklılık bulursun orası da güçlü bir seçenek
0
basond
(11.11.19)
krakow'a gittim abi. şehri hiç beğenmedim. yani hiç beğenmedimden kastım klasik bir avrupa şehri işte, güzel ama özellikle gidilip görülecek bir yer değil. krakow'daki en güzel deneyimim de auschwitz'ti zaten.
0
🌸Sour
(11.11.19)
dediğim gibi şehirde birşey yok sadece oradaki turistik mekanlar ilgimi çekti zaten şehir için gidilecek yer değil.

aklıma yazdıkça geliyor prag da bana otantik gelmişti eski prag ortaçağ ezgilerini barındırıyordu orayı sevmiştik. özellikle şehir gezeceğim dersen amsterdamdan sonra prag diyebilirim.
0
basond
(11.11.19)
kiev olmaz mı kiev? ben avrupa'ya gitmedim ama batı ukrayna'nın orta avrupa mimarisine sahip olduğunu, polonya'ya çk benzediğini biliyorum. öte yandan kiev ve doğusu bana lviv'e kıyasla farklı bir ülke gibi gelmişti. yani batı ukrayna sanki avrupa'daymış da kiev hala sovyetler zamanındaymış gibiydi. bence kesinlikle farklı gelecektir.

avrupa'da para kazanıyorsan aşırı ucuz gelecektir zaten, çerez parasına altını üstüne getirirsin. rusya'nın aksine ukrayna tümüyle "avrupa ülkesi" sayılır oldu artık, ucuz uçak seferi vs. de bol. peçersk lavra'ya çıkıp oradan bi' dinyeper'i izle, "peh avrupa'dan farkı yokmuş" dersen kendime tokat atıcam.
0
der meister
(11.11.19)
lapland'a gidip farklı aktiviteler yapabilirsin. kuzey ışıklarını izlemek, saunaya girmek, oradan çıkıp buz gibi suya atlamak, huskilerle dolaşmak, kar motorsikletine binmek, noel baba ziyaret etmek, minttu içmek, geyik eti yemek vs.

tallinn de bence avrupa'dan farklı bir dokuya sahip, özellikle orta çağadan kalma kale surları farklı bir atmosfer sunuyor. birçok vahşi hayvan eti yeme şansın oluyor (ayı, geyik, ördek, tavşan), ballı birası filan da çok hoştu.

rusya zaten tamamen avrupa'dan farklı bir yer ama beklediğini vermeyebilir. bana kalırsa st. petersburg'taki hermitage müzesi bile rusya'yı başlı başına ziyaret etmek için bir sebep.

danimarka'nın kopenhag şehrinde christiania diye bir bölge var. bir nevi özerk bölge, hippi kültürü.

ben brugge'u çok beğenmiştim ama muhtemelen görmüşsündür.

ispanya'da kendine has kültürü olan pek çok bölge var. laylaylom gezmek yerine içine girersen sevebileceğin.

ne biliyim mesela finlandiya isveç arası cruiselar oluyor. gemiye biniyorsun, akşamdan, 12 saat sonra karşı taraftasın ama 12 saat boyunca gemide parti, ucuz içki ile çoşuyor millet.

ne istediğine göre değişir açıkçası. ne istediğini bilirsen illaki bulursun diye düşünüyorum.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(11.11.19)
Paris bence nevi sahsina münhasir bir kent. Bütün Fransa ayri, Paris ayri. Sehir yasami, yasamin akisi, mimarisi, her noktasi digerlerinden ayrilir. Londra, Kophenhag, Floransa ve Santorini de benim icin boyle yerler. Deneyim derseniz, Piemont eyaletinde Alba ve cevresi derim. Bir bolge daha ne kadar sansli olabilir? Alpler, evrenin en iyi trüf mantarlari, inanilmaz saraplar ve sarap tadimlari, cok iyi mutfak, cok iyi hizmet turizmi (abartisiz, tam kararinda), her tepe basinda iyi korunmus satolar....
0
buf-e kür
(11.11.19)
seville, granada, cordoba falan o çevreyi gez. lizbon'a git.
0
xvyz
(11.11.19)
anlattığına göre burada senin yaşadığın kadar tecrübe yaşayan yok. :D istersen avrupa dışına çıkıp bir yeni zelanda macerasına atılabilirsin, ben 2 yıl kadar auckland'ta yaşadım çoğu avrupa şehrinden keyifli bir popülasyonu vardı.
0
dirildimde geldim
(11.11.19)
Krakow'u begenmeyen kiev'i de beğenmez.
Butun Avrupa sehirleri ayni fikrine aynen katiliyorum. Bir yerden sonra ayni geliyor. Hatta bununla olgili cok iyi bir karikatur vardi, "every European city map" diye harita yapmislar, olayi cok guzel acikliyordu:)

Amsterdam'i dene bence. Avrupa sehirleri hep ayni, Amsterdam farklilik yasatir. Ambiyans olarak da diğer avrupa sehirlerinden biraz farkli hatta.
0
stavro
(11.11.19)
Endulus baska bence.
Bir de napoli, sicilya... portekiz de degisikti (sirf lizbon degil, nazare, algarve bolgesi, obidos vs bi suru yer)

Onun disinda avusturya’da hiking yapabilirsiniz, cok gunlu hiking rotalari oluyor mesela. Ya da polonya’da zakopane ve etrafi, belarus (komunist etki, sirf minsk’ten bahsetmiyorum)

Izlanda, faroe adalari vs de degisikmis (onlara gitmedim)
0
kuehles blondes
(11.11.19)
Bence önce bir yozgat a git. kafana reset atıp ilk defa görüyormuş gib baştan gezersin bir daha o burun kıvırdığın avrupa şehrlerini :)
Bu arada uzak doğu yazamanın da latin amerika gelmiş sanırım.
0
sarcophagus
(12.11.19)
sana katiliyorum. butun avrupa sehirleri birbirinin aynisi. bkz: twitter.com

nereleri gezdigini soyleseydin ona gore alternatifler yazabilirdim.
* eger gelmediysen Amsterdam'a gel tabi ki. sadece ot icin degil ama. amsterdam genel olarak diger avrupa ulkelerinden farkli bir sehir. gormekte fayda var.
* gitmediysen bruge de guzeldir. amsterdam'in kucuk versiyonu gibi yine kanallar vs var. bruge'de en cok hosuma giden sey sanki tum sehirde zaman durmus gibi. yeni bina yok, araba yok vs. kendimi 200 yil oncesinde yasiyormus gibi hissetmistim.
* yine gormediysen bir Isvicre sehrine git. Isvicreliler genel olarak avrupa'lilardan farklilar. Zurih yada Cenevre'ye gidip pahaliligin ve luksun ne demek oldugunu iliklerine kadar hissedebilirsin. zurih'te yoldaki arabalarin %90'i Audi, BMW ve Mercedes ve hepsi S-line, M ve AMG paket araclar. Tesla'nin ortalama alti kaldigi bir yer Zurih.
* eger kucuk yerler ile ilgileniyorsan Hollanda'nin Giethorn sehri/kasabasina gelebilirsin. Arac trafiginin olmadigi, ulasimin botlarla yapildigi bir yer. Kuzeyin venedik'i olarak gecer.
* kuzeyin venedik'i demisken, Venedik de yine cografi yapisi sebebiyle diger avrupa sehirlerinde biraz farkli gelebilir. botlari cikarirsan siradan bir avrupa sehri ama.
0
crucio
(12.11.19)
Airbnb'de kalacak yer dışında şehir turları da alıyorsunuz. Yukarıdaki spesifik örnekleri bu turlarla deneyimleyin bence.
0
kaset
(12.11.19)
amsterdam da iskadinav kültüründen etkilenmiş bir şehir. ben fransada normandiya bölgesine gitmiştim, doğası çok hoşuma gitti. etratata gidebilirsin. le havre şehir olarak çok hoşuma gitti. bretagne ve normandiya bölgeleri bence farklı.
0
mikahakkinen
(12.11.19)
Farklılık arıyorsan Rusya'ya git, tercihen Moskova ve St Petersburg.
0
roket adam
(12.11.19)
(8)

Şu cümle ne anlama geliyor? Yaygın bir kalıp mı?

wmeh
There was no understanding it.
There was no understanding it.
0
wmeh
(10.11.19)
Gramer olarak yanlış. Understanding sonrası bir preposition lazım en azından of, in, about vs. Anlayış, kavrayış yok ya da anlaşma, uyuşma yok gibisinden informal düzeyde bir konuşma cümlesinde kullanılmış olabilir
0
speedy
(10.11.19)
bir anlama yok.
0
dedim dedim de kime dedim
(10.11.19)
"anlamanın yolu yoktu", "anlamak imkansızdı" gibi. kalıp değil ki bu yaygın olsun, normal cümle işte.
0
der meister
(10.11.19)
i tried. really tried. i have met and talked all the people in the town. try to explain what will happen if we not take some precautions. they have listen with empty eyes. i can clearly see their empty brains just for a couple of seconds look. clearly they even not try to understand. they just listen like they was doing some kind of hearing exercise. every person i have talked forgot everything i said in couple of seconds. there was no understanding it. so i leave the town and move where people at least try to understand what they hear.
0
dedim dedim de kime dedim
(10.11.19)
Sanıyorum bu bi çeşit omition. tam kalibin adini hatirlamiyorum ama. anlayan kimse yok gibi kullaniliyor.

there was no who is understanding who+be+Ving omit ediyor. veya there was no who understands de dese ayni manaya gelirdi. who'yu atip Ving ile kullaniyor
0
onkiloversemtamamım
(10.11.19)
bana da hatalı gibi geldi. daha doğrusu daha önce hiç böyle kullanıldığını görmedim. @onkiloversemtamamım'ın cevabını okuyunca eksiltme mantıklı geldi "there was no understanding (of) it" kimse tarafından anlaşılamıyor, da olabilir mesela. hangi roman bu acaba?
0
curious mind
(10.11.19)
"there was no way of understanding it." olsaydı anlamanın yolu yoktu diye çevirilebilirdi.
0
sinek kral
(10.11.19)
gayet normal bir cumle +1.

arkadaslar her seyi anadolu lisesi ingilizcesi kaliplarina sokarak dusunmeyin. "Understanding sonrası bir preposition lazım" - hayir ne munasabet.
0
hot potato
(10.11.19)
(16)

intermittent fasting

kibritsuyu
arkadaşlar bu konuyla ilgili bana net bir şekilde, böyle aptala anlatır gibi bilgi verecek bir yazı var mı?tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söyles
arkadaşlar bu konuyla ilgili bana net bir şekilde, böyle aptala anlatır gibi bilgi verecek bir yazı var mı?

tekniğiyle, nasıl çalıştığıyla şusuyla busuyla çok ilgilenmiyorum.

saat kaçta ne yiyeyim? hangi saatlerde yemek serbest, hangi saatlerde tutucaz, yediğimiz zaman neyi ne kadar yiyecez onu söylesin yeter.

bin tane yazı okudum, hala o 8 saatlik kısımda istediğimiz gibi yiyebiliyor muyuz, yoksa 8 saatin başında yiyip, sonuna kadar yine aç mı duruyoruz anlamadım. yani akşam 8'de yedik, bıraktık. ertesi gün 12'ye kadar bir şey yemedik. ertesi gün 12'de yiyip akşam 8'e kadar yine bırakıyoz mu, yoksa o arada istediğimiz gibi yiyor muyuz anlamadım mesela.

bende de var biraz aptallık da o yüzden de olabilir.

oturup kendiniz anlatmayın, zahmete gerek yok (anlatanlara teşekkürler). "şunu oku, şu siteye gir" deseniz yeter. ama gözünüzü seveyim bana teknik bilgi anlatmasın, yok vücut şöyle insülin salgılar yok böyle glikojen harcar, yok efendim atp kullanır bilmem ne. bunlara gerek yok.
0
kibritsuyu
(08.11.19)
Senin örneğe göre 12 ile 8 arasında 8 saat boyunca ne istersen yiyorsun.
0
Mirket
(08.11.19)
Anlatayım kısaca

Sabah akşam yemeği diye düşünme.

Yemek yemediğin süre 16 saat olsun.
Günün son yemeğinden sonra iki saat içerisinde uyuma
Yemek yemediğin sürede sadece su, şekersiz çay şekersiz sutsuz kahve ve sade soda tuketebukirsin.
0
kisa
(08.11.19)
saat aralığı olarak 12-8 verdiğin için söylüyorum, öğünlerini 12'yle 8 arasında alıyorsun. yemek yediğin saatler sınırlı olduğu için zaten öğle ve akşam yemeği yiyosun ve doyuyorsun. bu sırada azıcık dikkatli beslenirsen de zaten istemsiz kilo vermiş oluyorsu. örneğin gece 11de gelen ağza çukulata atma isteğini uppps bu saatte yiyemem hiç kusura bakma canım diyip ertesi güne öteliyor ve ertesi gün de o çukulatayı unutuyosun. böyle böyle kilo veriyosun işte, if böyle bişiy.
0
evde liyakat kalmamis
(08.11.19)
Kabaca bu.
O yemek yediğin kısımda çok çok kalori alırsan elbette zayıflatmaz ama yine de çok fayda görürsün.
0
kisa
(08.11.19)
ne istersen yiyorsun falan hikaye hocam öyle saçma şey olmaz zaten. ne istersen yemiyorsun tabi ki. protein ağırlıklı beslenmen lazım ki if bir işe yarasın.

kendim ne istersem yediğim ve protein ağırlıklı beslendiğim iki farklı şeklini tecrübe ettim. protein ağırlıklı if yapınca 1 ayda 7kg zayıfladım.

size tavsiyem diyetisyen kontrolünde yapmanız.
0
ayin yazari
(08.11.19)
yanlış biliyorsam uzmanlar düzeltsin.

IF'nin olayı temelde yemek yeme periyodunu kısıtlamak, geri kalan sürede insülini tetikleyecek hamlelerden kaçınarak vücudun kendini yenilemesine ve yağ yakmasına fırsat tanımaktır. vücudun besin tükettikten sonra geçtiği çeşitli aşamalar var, bu nedenle oruç durumuna geçmenin 12-14 saat sürdüğü kabul edilir (aşağı yukarı). IF'in de farklı çeşitleri var. 16 saat yemeyip 8 saat yemek, 18 saat yemeyip 6 saat yemek, 20 saat yemeyip 4 saat yemek veya OMAD (one meal a day - günde tek öğün) şeklinde de yapılabiliyor. bu tamamen sana kalmış: IF'in kendi mantığı basit: oruç tutmanın avantajlarından yararlanmak, bu yüzden 16 saat aç kalmak.

ne yiyeceğin, ne yapacağın tamamen sana kalmış. IF bir diyet değil, beslenme tarzı sadece. sekiz saatlik aralıkta pekala iskender gömebilirsin ama kilo vermek amacıyla IF yapıyorsan kalori açığını yine bırakmak durumundasın. kalori sayıp detaylı hesaplara girişmeye gerek yok ama biraz daha dikkatli ve temkinli olmak iyi bir fikir; çünkü yakamayacağın kadar kalori alırsan 16 saat yine yetmeyecektir.

velhasıl IF'nin temeli çok basit ve anlaşılır. geri kalanını sen belirleyeceksin. kimse sana 8 saatlik sürende ne yiyeceğini söyleyemez. sadece şu var işte: sağlıklı yağların ve proteinin ağırlıklı olduğu, basit karbların olabildiğince az (mümkünse hiç olmasın) bulunduğu, kompleks karbonhidratların da uygun miktarlarda yer aldığı öğünler IF'i çok kolaylaştırır. özellikle alışma sürecinde uzun süre aç kalmak zor gelebilir, çikolata gofret yersen çok çabuk acıkırsın. o açıdan yediklerini de modifiye ediyor insan zaten yavaş yavaş IF'e geçince... "ben zaten 16 saat aç kalıcam, şimdi dürüm yiyip beş saat sonra karnımı guruldatacağıma oturup ıspanak falan yiyim" diyorsun.

ölçülü beslenmeyle (yeşillik, sebze, sağlıklı yağ, borotein ağırlıklı) birleştirildiğinde şahsen edindiğim kazanımlar şöyle oldu,

* gavur gibi kilo veriyorum. gerçi o benim çok şüşko olmamdan kaynaklı ama olsun, pata küte gidiyor yani.

* sürekli yemek derdi yok, ben öğlen okulda yiyorum, akşam da yarım saatte tavuktur mantardır sebze sotedir vs. bi şeyler yapıyorum.

* ölçtürmedim ama vücut rahat bırakıldığı için özellikle insülin falan rayına giriyor. normalde canı çikolata istiyor diye duvar yumruklayabilen bir hayvanım. IF düzenime sadık kaldığımda canım ne gofret, ne tatlı çekiyor. yemekleri bile "yemezsem vücut ters tepki verir" diye yiyorum, çok acıktığımdan değil. kaldı ki ben kalori alımımı ciddi ölçüde kısıtladım, günlük ihtiyacım ortalama 2500 kadarken ben 1700'ü geçmemeye dikkat ediyorum (kilo vermek için). ona rağmen acıkmıyorum.

* mental olarak biraz mallık var, herhalde karbonhidrat beynim hâlâ alışamadı ama fiziksel olarak kendimi lisedeki gibi hissediyorum, o zamankinden 30-35 kilo daha ağır olmama rağmen... atlayıp zıplayasım, durduk yere markete gidesim falan geliyor. enerji farkını daha 5-6. günde görmek mümkün.
0
der meister
(08.11.19)
if bir nevi niyetsiz oruc,hic kasma,bi yere kadar gidiyor bir yerden sonra hoytt yerim bole diyeti diyorsun.keto rules.elden ayaktan dusmuyorsun.
0
duptıs
(08.11.19)
@duptıs, ya bu durum bana çok tuhaf geliyor. keto yapabilmek için terminatör gibi olmak lazım. çelik irade lazım. yani keto yapabilen bir insanın IF gibi nispeten çok daha kolay uygulanabilir bir yöntemi zor bulması bana çok ilginç geliyor. IF'i canın istiyorsa esnetirsin, çok zor geldiyse bir güncük ara verirsin, canın tatlı istiyorsa 8 saatlik yeme periyodunda gömersin bi' şeyler... keto çok çok katı. dışarıya çıksan yiyebileceğin neredeyse hiçbir şey yok. her öğünü, her şeyi titizlikle hesaplaman lazım. minnak bir karbonhidrat parçası yedin diyelim, hooop, belki üç günlük emek çöp oluyor. bence ketoyu yapan biri IF'in altını üstüne getirir.

onun dışında if+keto ikilisi müthiş olur tabii ama duyuru sahibinin insülin ve glikojen bile duymak istemediği göz önüne alınırsa bence kendisi ilgilenmez ketoyla. keto çok manyak bi şey, yapabilenler beni ürkütüyor. o ne biçim irade öyle yav.
0
der meister
(08.11.19)
şu kısmını bi netleştirelim.

16 saat aç kalmakta problem yok. zaten 8-9 saati uykuda geçiyor. sabah da deli gibi aç uyanmıyorum, öğlene kadar dayanabiliyorum.

asıl sıkıntı öğlen yemeği ile akşam yemeği arasında. sürekli çalıştığım için, sürekli enerji harcadığım için, bi de yaptığım iş sıkıcı olduğu için elim dursa ağzım durmuyor. elbette ki böyle bir sistem yapıyoruz diye yemeğe de abanmıyorum. yine sağlıklı besinler tüketmeye özen gösteriyorum.

peki 12'deki öğle yemeği ile, 8'deki akşam yemeği arasındaki 8 saatlik dilimimde bir şeyler atıştırabilir miyim? 12'de yemeği yedim. akşama kadar fındık fıstık atıştırsam? ne bileyim 1-2 mandalina yesem? çubuk kraker falan yesem? oluyor mu?

yoksa 12'de yemeği yedikten sonra 8'e kadar yine tamamen aç mı durucaz, sadece çaya kahveye mi izin var?

ya da bir yerlerde açlık bölümünde de "yeşillik serbest" demiş biri. akşam tv izlerken çekirdek yer gibi kıvırcık, marul, maydanoz, roka falan yiyebiliyor muyuz?
0
🌸kibritsuyu
(08.11.19)
12-20 arası yiyecek tüketimi serbest. şöyle düşün, 16 saat oruç tutacaksın ya, sen diyorsun ki ben bunu 20-12 arasında yapıyorum. haliyle senin yemek periyodun 12-20 arası oluyor. öğlen yemeğini, akşam yemeğini ve istiyorsan atıştırmalığını, abur cuburunu vs. bu aralıkta yiyebilirsin. o 8 saat içerisinde "oruçlu olmak" beklentisi yok yani, o aralık senin vücudununun yemek göreceği, sindirimle uğraşacağı, "yemek geliyo la tililili" diye coşacağı periyot. bi kere yedim bi sonrakini 8 saat sonra yiyebilirim diye düşünme. sen akşam 20 ile öğlen 12 arası oruçlu musun? tamam, her ne yiyeceksen saat ayrımı yapmaksızın 12-20 arasında yani oruç tutmadığın sürede gömebilirsin. sadece yeme içme işini 20'de bitirdiğinden ve 16 saat geçmeden tekrar bir şey yemediğinden emin ol. olayın özü budur: 16 saat oruç tut, geri kalan 8 saatte serbestsin, ne yiyeceksen o zaman ye.

şimdi sen insülin, glikojen duymak istemiyorum diyorsun ama temelde orucu bozan şey insülinin tetiklenmesi olur. o yüzden vücudun sindirmek zorunda kalacağı bir şey tüketmemek lazım oruç süresince. bazıları 50 kaloriye kadar tüketilebilir deniyor ama ben riske girmiyorum. oruçluyken şekersiz-sütsüz (kısaca kalorisiz) çay, kahve, su, maden suyu vs. tüketilebilir sadece. ben maden suyuna limon da sıkıyorum bazen. interlekte bozmadığı yazıyor. yeşilliklerin kalorisi çok düşük tamam ama insülini tetikliyor olabilirler, emin olamadım. ben yemezdim. sonuçta vücudun "bi şeyler geliyo, bunu hücrelere götürelim" diyebilir.

insülin diyorum çünkü insülin salgılandığı anda oruç bozuluyor olmalı, o yüzden vücudun "bu bi şeyler yiyo" dememesi lazım oruç süresince. su, kahve, çay vs. kalorisiz olduğu için vücut onlara ses etmiyo zaten ama kalori girince çarşı karışır.
0
der meister
(08.11.19)
Abi arkadaşlar net anlatmış der meister özellikle açıklayıcı olmuş; IF bir diyet değil "sadece" beslenme periyodu oluşturan bir program, 8 saatlik bölümde istediğini yiyebilirsin; ister pizza ye ister tavuk ye ister pilav ye bunu ister tek öğünde ye istersen 15 dakikada bir ye bunlar sana kalmış, amacın kilo vermekse her şartta kalori açığı vermen gerekir zaten; IF'i kalori açığı vermeden istediğin kadar katı uygula kilo veremezsin; kalori açığı oluşturup 8 saatlik periyotta 10 öğün de yesen arada atıştırma da yapsan kilo verirsin ama en optimal sonucu, 8 saatlik dönemde alman gereken kaloriyi en az öğünle almak.

Ha ben kalori açığı verdim 2 öğün beslendim arada da 2 mandalina yedim, kilo verir miyim diye soruyorsan kilo verirsin evet. Fakat ana nokta he zaman kalori açığı, kalori açığı verdikten sonra her şekilde kilo verirsin, (bak burası önemli) IF sadece durmadan atıştırmanı engellemek için sana otokontrol sağlamayı amaçlar, en büyük özelliği budur.

Açlık bölümünde bir şey yeme abi sadece kalorisiz sıvılar, programın amacı zaten seni yememeye teşvik etmek, yeşillik yiyerek sistemi abuse etmeye gerek yok.
0
angelus
(08.11.19)
eğer kilo verme amaçlı yapıyorsan ne istersen yemiyorsun tabii ki.
0
xvyz
(08.11.19)
btw
Bu araştırma / bu yöntem'i bulan Japon adam nobel ödülü aldı.
Bu yöntem kilo verme odaklı yöntem değil (kilo da verdirir tabii)
Bu yöntemi adamın bulma / ve adamın uzmanlığı "hücre yenileme"
bu yöntemle beslenirsen, daha geç yaşlanıyorsun ve daha iyi yenileniyor hücreler
0
Corc
(08.11.19)
Bir de, söylemeyi unuttum, IF'i kilo vermek maksadıyla yapacaksan bunu bir diyet programına entegre etmen gerekir, ancak o zaman çalışır. Yani IF+Lov Carb-IF+High Carb-IF+Lov Fat-IF+High Fat vs vs gibi. Önceden de dediğim gibi; IF kendi başına kilo verdirmez, kilo vermeni oluşturacak kalori hesaplaması yaptığın bir diyet programındaki yeme düzenine entegre edip bir beslenme rutini oluşturabilirsin sadece. Sana kilo verdirecek olan IF değil, uyguladığın diyet olacaktır.
0
angelus
(08.11.19)
çok kısa sürede çift haneli kilolar verdim.bunda bilinen, uygulanan yöntemlerden uzak beslenmem de faydalı oldu. her bünye bir değil ve bu meret her bünyede aynı etkiyi sağlamıyor.

öncelikle nasıl bir işte çalışıyorsunuz? masa başı-saha-beden işçiliği vs. eğer çok efor gerektiren bir işte çalışıyorsanız 18-6'dan uzun durun. ben 18-6 yöntemiyle başardım.

sonraki aşama günde kendinize bir saat seçmeniz. benim saatim akşam 7'ydi. yazın 8 oldu bu. gün içinde şekersiz her türlü içeceği içtim. 18-6 (6 saat yediğimiz süre) içerisinde 6 saatin sadece yarım saatinde yemek yedim. geri kalan 5,5 saatte hiç yemek yemedim. krakermiş, meyveymiş, lifli besinlermiş. onlarla kendimi geçiştirdim.

çok sigara ve çok kahve içerim. sabah kalkar kalkmaz kahve içenlerdenseniz kahveyi belli bir orana düşürmeniz lazım. mental olarak çok yıpratıyor bunlar insanı.

hiç ekmek yemedim, hiç ama. 2 tabak yemek yedim ama ekmek yemedim. tatlı falan da öyle.

spor da önemli. günde 10 12 km yürüdüğüm günler de oldu hiç yürümediğim de. ama en az 1 saat tempolu yürüyüş şart. çok daha hızlı ve rafine kilo veriyorsunuz. if'den sonra spor salonunda "lan buram da sarkmış" diye üzülmek yerine sporu önceden yapın ki iki iş birden çıkarmayın.

ben kendime bir ödül günü koydum. kokoreç'i çok severim, tavuk döneri de öyle. ödül günlerinde - mesela 2 haftada 1- yiyebildiğim kadar yedim. sporu da ona göre yaptım. ekmek de var bu aşamada.

en önemlisi de istikrar. arkadaşın doğum günü, kardeşimin mezuniyet kutlaması vs. demeden devam etmeniz lazım. bir kere bozuldu mu hep bozuluyor. denendi onaylandı.

son olarak yulaf ezmesi alın. bulunsun evde. bazen an gelecek ölecekmiş gibi hissedeceksin. 2 kaşıt yoğurt ve 2 kaşık yulaf, tek öğünü bile atlatmanıza yardımcı oluyor.

bol şans.
0
mind mischief
(08.11.19)
Amaç kilo vermekse en önemli şey kalori alımı. Hangi diyeti yaparsan yap, en nihayetinde aldığın kalori harcadığından fazlaysa kilo alırsın.

Intermittent fasting hem insülin direncini kontrol ederek metabolizmanı hızlandırmanı sağlıyor, hem de yağ yakımını hızlandırıyor. Kolestrolu falan azaltabileceği de iddialar arasında.

Ben bunu on/off 2 yıla yakındır yapıyorum ve kalorik alımı biraz kısıtladığımda sıradan diyetlere göre çok daha hızlı kilo veriyorum. Ama cipsleri gömdüğüm zaman o olmuyor tabi.
0
noluyo yaa
(08.11.19)
(18)

En son guilty pleasure ınız nedir?

epistemic_regress
Benimki çok güzel hareketler bunlar 2 izlemek ve bazen ciddi anlamda eğlenmek.Sizinkiler nelerdir?
Benimki çok güzel hareketler bunlar 2 izlemek ve bazen ciddi anlamda eğlenmek.

Sizinkiler nelerdir?
0
epistemic_regress
(07.11.19)
recep ivedik 5'in youtube videolarini izledim dun aksam. hani iki dakikalik kesitler yukluyorlar ya filmden, onlardan.
0
der meister
(07.11.19)
recep ivedik 2

serdar ortaç - mesafe albümü. özellikle "istersen" şarkısı. anlamsız ama bağıra çağıra söylemesi keyifli.
0
mattiadestro
(07.11.19)
Masterchef :(
0
malwethiel
(07.11.19)
Hmm...
Online okey oynamak, tam bir vakit kaybı. Bazen yapıyorum hala.
10-11 sene öncesinde, sabahları yarı zamanlı çalıştığım ofisi açıp 9-10 gibi okula gitmeden önce İstiklal'deki bol kepçe lokantalarından birine uğrayıp ezogelin çorbamı içerken Fanatik'in yalan futbol haberlerini okumak :)
0
burka
(07.11.19)
maalesef masterchef izliyorum ve merak ediyorum takip ediyorum.
beyin yıkayan programlardan hoşlanmam ama daniloyu sevip ortasından başladığım masterchef i takip ediyorum
0
basond
(07.11.19)
Masterchef +1
0
datnet
(07.11.19)
özcan deniz derin duygular şarkısını dinlemek en sevdiğim guilty pleasure'ım
0
Mossy
(07.11.19)
İşte benim stilim kavgalarını izlemek
0
eazy
(07.11.19)
Özcan deniz - derin duygular +1
0
🌸epistemic_regress
(07.11.19)
leş gibi soğuk esprilere gülüyorum. başkalarına da yapıyorum. arkadaşsız kaldım bu yüzden.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.11.19)
Olumume turkce muzik dinliyorum bağımliyim. Sabah kahvaltida manus baba dinledim o derece :(
0
hindistan cevizi
(07.11.19)
Demet Akalın'ın birkac sarkisini dinliyorum arada..
0
stavro
(07.11.19)
esra erol seyretmek
0
dafuq
(08.11.19)
Netflix'te insanların kötü kötü pastalar falan yaptığı Nailed It diye bir program var. Onu izliyorum.
0
sopiro
(08.11.19)
bir donem serdar ortac - ne olur gitme
0
jimicik
(08.11.19)
son zamanlarda masterchef +1
0
evde liyakat kalmamis
(08.11.19)
amerikan survivorını izlemek. gerçi haftada bir 42 dakika program, ne kadar guilty pleasure sayılır bilemedim..
0
twq
(09.11.19)
son zamanlarda arkadaş ortamında içtiğim 3 5 dal sigara, derken bu akşam bi coştum keyiflendim, yürüyüş yapıyordum ulan dedim bi paket sigara alayım, aldım yaktım bi tane, yürüyüşümün yarısında olmama ve çok dinlenik olmama rağmen ayaklarım beni eve resmen zor getirdi, ne gücüm ne kuvvetim kaldı.

anladım ki sigara böyle bişeymiş, pazartesi yeniden bırakıcam.
0
hem şişko hem deli
(09.11.19)
(14)

İlk psikolog deneyiminiz

pastörizesüt
Nasıldı? Bu hafta ilk defa psikologa gittim, kadın şikayetimi sordu bi şeyler anlattım falan sonra ailemi sordu işte yaşamdan zevk alıp almadığımı falan sordu ben anlattım baya, size terapi yapmamız lazım dedi toplam 45 dakika sürdü ve 250 lira verip çıktım :D açıkçası bir rahatlama hissetmedim hatt
Nasıldı? Bu hafta ilk defa psikologa gittim, kadın şikayetimi sordu bi şeyler anlattım falan sonra ailemi sordu işte yaşamdan zevk alıp almadığımı falan sordu ben anlattım baya, size terapi yapmamız lazım dedi toplam 45 dakika sürdü ve 250 lira verip çıktım :D açıkçası bir rahatlama hissetmedim hatta biraz kandırılmış hissettim. Devam edicem bakalım nasıl olcak ama tüm bu olanlar normal mi? Gitmeden yorumları okumuştum insanlar birkaç seansta bile hayatım değişti vs yazmışlar
0
pastörizesüt
(07.11.19)
bi seansta hayatının değişmesi imkansız, zaten derdinizi anlatmanız ve psikoloğun sorunu anlaması en az 3-4 seans sürüyor. arkadaşınıza bir şey anlatırken bile dışarda bi yerde buluşup saatlerce konuşuyorsunuz. ben ilk gittiğimde baya gergindim, sonradan şekillendi herşey bana ödevler mödevler vermişti. parasız kaldığım için devam edememiştim.
0
nahtoderfahrung
(07.11.19)
İlk seansta mucize beklemiyordum ama 45 dakika bi şeyler anlatıp çıkıp ben ne yaptım şimdi hissiyle karşılaşınca anlamsız geldi bu durum.
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
Terapistin senle aynı frekansta, anlaşabileceğin, derdini zorlanmadan, açıkça anlatabileceğin biri olması lazım. Arada kurulan bağ önemli. Yoksa karanlık bir odada el yordamı lamba prizi aramaya benziyor terapi. Can sıkıyor.
0
epistemic_regress
(07.11.19)
ben çok mutlu olmuştum.

psikiyatristim yönlendirmişti "sen gafayı yemişsin sana terapi lazım, ilaç kurtarmaz" diye. genç, böyle bıcır bıcır, çok enerjik, sevimli bir kadındı. büyük beklentiyle gitmemiştim ama benim anlatmaya çalıştığım şeyleri çok daha anlaşılır ve yalın bir şekilde bana geri anlatması inanılmaz etkilemişti beni. yani mesela kadına bana çok kompleks gelen bi' şeyi anlatıyorum, öyle bir iki cümleyle cevap veriyor ki "ohaaa nasıl ya" dememek için zor tutuyorum kendimi. karı çok sevdiğim için avrupa'nın çeşitli şehirlerinin mobese kameralarını takip ettiğimi ve kar yağışını onlardan takip ettiğimi söylemiştim de yarılmıştı, onu hiç unutmuyorum. cuneo'da bir kamera bulmuştum o zaman, ona bakıyordum hep.

sanırım iki kez gidebildim. ikisinde de çok memnun kaldım, uzun vadede çok faydası olacağını hissettim. param yetmedi ama, ikiden sonra bırakıp sadece ilaç tedavisi + 30-40 günde bir psikiyatristi görme şeklinde devam ettim.
0
der meister
(07.11.19)
@der meister bana hiç geri bildirimde bulunmadı ya bi konudaki düşüncelerimin yanlış olduğunu söyledi sadece. Gerçekten pahalı bi de yani :D
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
Ben de faydalı bulacaktım ki adam bir seansta uyuyakaldı. Bana müsaade, diyerek gittim.
0
sopiro
(07.11.19)
terapi böyle bir şey zaten. bazı haftalar çok verimsiz geçiyor gibi geliyor bazı haftalar amerikayı keşfetmiş kadar etkili oluyor. ilk seanstan bir şey söylemek zor. benim ilk seansımda ilk başta bir şey sormadan kendimi anlattırdı sonra çok saçmalayınca genel sorulara geçmişti.

rahatlama her zaman olan bir şey değil, hatta genel olarak tam tersi oluyor. çünkü (genel olarak) kötü tecrübelerin üzerinden geçiyorsunuz, hissettiklerinizi anlatıyorsunuz.

bir de okul meselesi var, psikologların yaklaşımı farklı. psikologunuza sorup bilgi alabilirsiniz. hatta aklınızdan geçen her şeyi, pahalı olmasını bile paylaşın bence.

ben her ay maaşımın 3'de 1'ini veriyorum, 2 senedir devam ediyorum. bazen kendimi zorlayarak gidiyorum bazen seans günü gelse de gitsem diyorum. 2 sene önceki halime göre kendimi çok daha iyi tanıyorum, hareketlerimi ve başkalarını daha iyi anlıyorum.

verdiğim paranın iki katını verelim, iki sene önceki haline dön deseler kabul etmem.
0
mattiadestro
(07.11.19)
ilk psikologumla enerjim çok uydu. kendimi açmakta zor bir insan olmama rağmen o direncim kırıldı ve güzel bir teröpatik ilişkimiz oldu.

birkaç seansta hayatım değişmedi. ilk seansta neden bunları anlattım ben şimdi ne boka yarayacak deyip kendi kendime ağladığımı hatırlıyorum. ama uzun süreçte çok şey değişti.
terapistim akıllı biriydi. eğitimine de güveniyordum. uzun zaman gittim (4-5 yıl belli aralıklarla) yine başım sıkışınca bir şey danışacak olsam giderim.
iyi ilişki kurduğunuz terapistle güzel bir süreç oluyor.

bir de dipnot: terapi öyle ferahlayıp çıkacağınız bir deneyim olmayabilir. benim çok ağlaya zırlaya çıkıp delirme eşiğine geldiğim zamanlar oldu. o yüzden uzun vadede bakmak lazım sonuca.
0
ruh i tibbiye
(07.11.19)
@mattiadestro böyle düşünmene sevindim bana umut oluyor bu durumlar
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
ilki devlet hastanesi'nde bir herifti. o ne dedi ben ne dedim zerre anlamadık birbirimizi.

ikincisi bilmem ki ne yapsan tüh vah tarzında bir kadındı.

üçüncüsü çok genç bir kızdı. dikkatli sevimliydi ama pek verim alamadım.

dördüncüsü yaşlı bir amcaydı. bırak gızım boş işleri sorumluluktan gaçaman gibi şeyler söyledi. üzülerek ayrıldım kapısından.

beşincisi: tamamen farklı bir konu üzerinden danıştım kendisine. cinsellikti konumuz. çok çok iyi gelmişti ama zamanla özele çok daldığımız için utandım kendisinden.

yedinci de çok iyiydi. en son artık psikolog ihtiyacım yok diye gitmiyorum ama olur da ihtiyaç duyarsam numarası var. her an arayabilirsin dedi.

en iyisini sona sakladım, hayatımın dönüm noktasıydı. mesleğine aşık biriydi. beni dinlerken gözlerinin içi gülerdi. çok şeyleri fark edip düzeltmemde yardımcı oldu. bir çocuk gibi ilgilendi benimle. umarım çok mutludur.


aa bir tane daha var, onu hiç sevmedim kaltağın tekiydi.

birde üniversite 2'de gitmiştim, uyum sorunum vardı. dışlanmış hissediyordum girdiğim her toplulukta. ondan da verim alamamıştım. zaten üniversite hayatım kötü geçmişti.

sadece 2 psikoloğa farklı konularda danıştım, diğerlerine tamamen erteleme sorunu üzerinden müracaat ettim.
0
for day to break
(07.11.19)
İlkinde bir şey anlamayı bekleme uzun soluklu bir şey bu çünkü. sadece vazgeçmeden devam et. Farkı zaman geçtikçe anlayacaksın :)
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(07.11.19)
Neden kandırılmış hissettin? İlk gidişinde bir fark olmaz zaten. Ben de gittim psikoloğa birkaç ay ve biz sonlandırdık terapileri çünkü iyi görmüş beni. Ben psikoloğumu çok seviyorum o da beni çok seviyormuş. Hatta seni görmediğimde özlüyorum demişti. Onu tanıdığım için çok şanslıyım. Gerçekten mükemmel insan oluyormuş.
0
rock n roll
(07.11.19)
Bir ara değişime direnç gösterdiğim bir zaman beni eleştiri yağmuruna tuttu ama nasıl acımasızca eleştiriyor, hüngür hüngür ağladım. Bazen insanları sarsmak gerekiyor dedi :) sonra ben ödevlerimi yapmaya başladım ve amacıma da ulaştım.
0
rock n roll
(07.11.19)
Aslinda psikologunuzun ilk seansin daha cok bilgi edinme & tanişma tadinda gececegini belirterek seansa baslamasi gerekirdi. O kismi atladigi icin sizde verimsiz bir seans izlenimi birakmis olabilir ama devam eden seanslarda beklentileriniz daha olumlu sekilde ilerleyecektir.

Not: psikolog
0
goochie goochie
(07.11.19)
(2)

engellenen yazarın entryleri

owaki
engellediğim bir yazarın entry'lerini görmemem gerekmiyor mu? az önce engelleyeyim diye açtım zaten engellediğim biri çıktıedit:şükela değildi
engellediğim bir yazarın entry'lerini görmemem gerekmiyor mu? az önce engelleyeyim diye açtım zaten engellediğim biri çıktı

edit:şükela değildi
0
owaki
(06.11.19)
şükela modunda mı görüntülüyordunuz başlığı? öyle olunca filtre devre dışı kalıyor, başlıkta ne varsa gösteriyor sözlük.
0
der meister
(06.11.19)
ben de mesaj atamıyorum kimseye, filtre yaparken bozdular sözlüğü :D
0
tabirimekruh
(06.11.19)
(21)

Ekşi duyuruyu nasıl buluyorsunuz?

Alimelli
Bir ara bozuldu gibi ama şu aralar yine iyi gibi. Burdan kimse ile tanışmadım. Kimse ile özel Bi sohbetim de olmadı. Ama yine de çok seviyorum. Kimseye soramadığım soruları burda rahatlıkla sorabiliyorum. Soruma gelirsek duyuruya 10 üzerinden kaç verirsiniz? Ek olarak kısa Bi görüşünüz.
Bir ara bozuldu gibi ama şu aralar yine iyi gibi. Burdan kimse ile tanışmadım. Kimse ile özel Bi sohbetim de olmadı. Ama yine de çok seviyorum. Kimseye soramadığım soruları burda rahatlıkla sorabiliyorum.

Soruma gelirsek duyuruya 10 üzerinden kaç verirsiniz? Ek olarak kısa Bi görüşünüz.
0
Alimelli
(06.11.19)
10 arda full takip ettigim donemler oldu, cokta troll yuvasi degil, bazi sorulardan guzel filmler, kulturler kazandim.
Vengoyu burda gorup endulus turu yapip kulturu baya arastirmistim, ilk sorumu 2007de sormusum hey gidi
0
eja
(06.11.19)
eski kalitesinin yakınından bile geçemez. troll dolu ortalık. cevap veren 10 nick'ten temiz bi' 5-6'sı birilerinin beşinci hesabı ya da sırf pislik yapmak için üye olmuş dangalak bir tipe ait.

böyle deyince de sevmediğim herkese troll yaftası vurduğum düşünülüyor. hayır kardeşim. ben bu duyuruda en az 20 kişiyle tartışmışımdır. dissendium vardı mesela, her duyuruda didişiyorduk herifle. adam alplerin hiçbir numarası olmadığını, hakkari'de de dağ olduğunu falan yazıyordu. ama ben hiçbir zaman "BUNLARI DUYURUYA NİYE ALIYOSUNUZ" demedim. görüşlerimiz taban tabana zıt olsa da, anlaşamasak da buraya kendini yansıtan GERÇEK biriydi çünkü. böyle olanlara her zaman saygım var, duyuruyu güzelleştiren zaten insanların bu ortamda birbiriyle iletişim kurması, birbirine yardım etmesi.

o özelliğini büyük ölçüde yitirdi benim için. boş boş, antin kuntin soruların hepsi cevaplanır ama cidden "yahu bunu benim birilerine danışmam lazım, kendi başıma halledemem" diyeceğin hemen hiçbir soruya cevap alamazsın. zamanında öyle insanlarla tanışıyordum ki burada, oturduğum yerde 10 puan iq kazanıyordum. şimdi nerdeeee.

10 üzerinden puanım 6 olur herhalde. zamanında 8'di. bu gidişle 5-4 diye gidecek öyle.
0
der meister
(06.11.19)
Fikir lazımsa faydalı oluyor, herkesin bir fikri var hemen her konu hakkında.

Ama Google'da kısa bir arama ile bulabileceğiniz bilgiler dışında bir bilgi gerekirse cevap nadiren geliyor.
0
crown
(06.11.19)
buranın scriptini beğenmiyorum çok kötü

mobile desteği yok

çok bilgi veya tecrübe gerektiren sorulara cevap bulamıyorsun genelde yüzeysel soru cevaplar
0
baknedicem
(06.11.19)
Cok az cevap geliyor. Gerci geldiginde de cok yardimci olan insanlar da oluyor. Ama azinlik.

Anca anket tarzi bi soruya ya da komik bi olayin konu oldugu soruya yogun cevap geliyor.

Gecen seneye kadar uyeligim yoktu ama hep takip ederdim. ben de eskiden daha cok cevap ve daha enteresan, daha gerekli sorular oldugunu dusunuyorum. Yine de seviyorum. Bana iyi geliyor.

Bu arada ben de geyik sorular aciyorum bazen ama trol soru acmiyorum en azindan :)

6/10
0
Flipsflops
(06.11.19)
eskiden çok ve düzgün cevaplar gelirdi, şimdi az ve trollük yapmaya/dalga geçmeye yönelik yanıtlar geliyor. ayrıca eski fikir çeşitliliği yok, çoğu cevap birbiri ile aynı mantıkta yani farklı bakış açısı yok.
0
tabirimekruh
(06.11.19)
Hukuk isim, cilt bakimi hobim ikisinden soru gorunce cevap yaziyorum mesaj atıyorum. Yuzeysel degil de daha detayli aciklama yapmaya calisiyorum.

Elektrik supurgemi buraya sorarak aldim notebook alirken de bayagi yardimci olanlar oldu. 1 2 kisiyle guzel sohbetlerim oluyo yakinda gorusmek de istiyorum bu insanlarla reelde.

Bikac sinir oldugum konu var. Ilki uzun uzun cevap yazdiginda ve tek cevap veren sensen bi tik bi tesekkur vs bile etmeden cevabi alip silenler oluyo sorusunu ondan hoslanmiyorum. Ikincisi troll haricinde 1 2 terbiyesiz saygısız ve suursuz insanlar var. Ucuncusu de bilmedigi konularda cok eminmis gibi alakasiz cevap veren tipler bi de sordugun soruyla alakasi olmayip yazdigin bi seye takilip bambaska cevaplar veren tipler. Bunlar haricinde 10 uzerinden rahat 7 veriirim
0
hindistan cevizi
(06.11.19)
quora'ya yazsam elin hintlisinden gelecek cevabı neyleyeyim, bazı konularda kendi insanıma danışmayı daha uygun buluyorum. o yüzden faydalı.

bir iki troll denk geldi bana da, aklıevvelin biri durduk yere hakaret etmişti mesela, engeli basmadan evvel yazdıklarına bir baktım, fakir oldukları için ana babasından nefret eden bir sayko. yazık. :) böyle sorunlular, travmalılar çıkıyor arada. onun dışında iyi.
0
kayıtsız
(06.11.19)
Tamamen ilgi çekmek amaçlı, 3-4 kişiye ait 8-10 troll hesaptan gelen aynı tip gönül işi ve cinsellik sorularından bıktığım için puanı düştü buranın. Eskiden aktiftim, fikir alma sorularına kafa yorardım ama şimdi soranlara güvenim kalmadığı için adamına göre muamele yapıyorum.
0
Bruce
(06.11.19)
Yaklasik 11-12 yildir buralardayim, kimler geldi kimler gecti. Herkes eskiden daha icerikli aciklayici cevaplar gelirdi diyor fakat soyle de bir durum var, son 8-10 senede hepimizin hayatinda gunluk yasamsal degisiklikler oldu, birbirimize ayirdigimiz vakitler azaldi, icerikten ziyade goruntu on plana oturdu, artik like kulturuyle beslenir olduk cogumuz. Dolayisiyla kimse bir baskasi icin 30 dk'sini ayirip metin kurgulamak istemiyor. Cevabi yapistir-gec seklinde yaklasiyoruz. Belki cok fazla hizlandik hepimiz, duyuru'ya has bir durum oldugunu dusunmuyorum.

Ben her seye ragmen burayi ve buradaki insanlari seviyorum.
0
msb
(06.11.19)
gayet samimi bi cevap değil mi? Soruya da cevap olsun on üzerinden 5 veriyorum.

Belki de bozuldu demenin sebeplerinden biri benim. Belki ben bozuyorum bildiğiniz duyuruyu. Çok değil 2002 den beri takip ediyorum. Çok şey kattı bana ben de çok şey kattım. Misal dil yaşayan bir olgudur, değişir, hatta ölür. Bu da öyle bir şey. Her şry değişmeye mahkumdur. Duyuru da değişiyor. Belki de en süzme saf bilgiye ulaşılabilecek yer artık duyuru değildir? Doğruyu söyliyim ben bi ara öyle düşünüyordum ama sonra ne oldu? Ben dalga geçmeye başladım duyuruda. O kadar çok alakasız soru cevap var ki. Arasından işe yara olanı sizin seçmeniz lazım. Burası bir ansiklopedi değil. En nihayetinde kuran adamın amacı her neyse, kullanıcılar bu siteyi yürütüyor ve ben de bi kullanıcıysam dalga geçmek de en az doğru bilgi kadar gerçek.
0
tarden
(06.11.19)
Ben bazı insanların duyuruda kendine ait kültürü olan bir grup yaratma çabasını veya beklentisini biraz lüzumsuz buluyorum zira öyle bir şey gözlemlemiyorum. O yüzden bir beklentim falan da yok. Yılda iki soru falan soruyorumdur herhalde, ama çok fazla cevap veriyorum. Canım istediği zaman bırakıp aylarca girmeyebiliyorum.

Buradaki bazı insanların korkutucu derecede cahil ve "this is why we can't have nice things" sözünü kanıtlar nitelikte olduğunu düşünüyorum. Saldırgan insan çok fazla. birçok insan "hmm bu bu kişinin fikri/tecrübesi" deyip geçemiyor. İlla ki "aramızdaki bazı ezik mallar/ lümpen bilmemneler (ne hakaret isterseniz koyun buraya) xyz yapıyorlar" diye bir laf çarptırma çabası. Sonra hemen benzer şeyler özel mesajlarda geliyor.

Ama bazı insanlar da şu Lübnan'daki gösteriler sırasında çocuk korkunca toplu halde "baby shark dododoo" diye şarkı söylemeye başlayan protestocular gibi, kıvrak zekalı, yardımsever, esprili insanlar. Onları takdir ediyorum.

10 üzerinden 5-6 veririm. Tasarımı kötü buluyorum, renkler vs.
0
sopiro
(06.11.19)
Açılın gediklisi geldi, ilk üyelerdenim. Sözlük yazarıyım ama sözlük hesabımı kullanmıyorum. Günlük rutinim sorulara bakıp, merak uyandıran bir şey varsa internette araştırmaya başlarım. Başlangıç noktam gibi bir yerdi. Sözlüğe sırtımı döndüm ama hala pc'yi açtığımda ilk ziyaret ettiğim yerlerden birisi burası. Bir zamanlar Friendfeed vardı. Orada ufkum açılırdı. Duyurun katmerlisiydi. Google'da aranarak bulunacak şeyler sorulmaya başlandığından beri kalite giderek azaldı. Yine az da olsa arada güzel sorular geliyor. İzlemeyi değil okumayı seven bir neslin ayakta kalma çabası gibiyiz. Dayan duyuru. Puanım 6.
0
rastinon
(06.11.19)
6 veririm, bi 8-10 sene evvel sozlukten cok buraya gelirdim, son 3 4 senedir neredeyse hic girmiyorum, yeni yeni 2 3 aydir arada bakiyorum, cok tenhalamis, eski hal gitmis gibi ama 10 sene de ne degismiyor ki.
0
hewit
(06.11.19)
Eskiden çok aktif kullanıyordum duyuruyu. Birkaç senedir çok nadir giriyorum duyuruya. Çok sevdiğim insanlar oldu burada. O zamanlar gibi değil artık burası ama yine de seviyorum burayı.
0
rock n roll
(06.11.19)
7 puanı var bende.

sosyal medya kullanmadığım için gün içerisindeki boşlukları duyuruyla dolduruyorum. sayesinde merak edip çok şey araştırıyorum, öğreniyorum. hoş.
0
brkylmz
(06.11.19)
10 sene olacak uye olali, dusununce ne zaman gecti onca yil diyor insan ama gecmis iste. cok super insanlarla tanistim buradan, guzel arkadaslarim oldu bu arkadaslardan biriyle ispanyaya gezmeye gittik hatta o derece sevdigim bir yer duyuru. ama zaman icinde her sey gibi burasi da sönükleşti tabii, eski ortami kalmadi maalesef. eskiden bu insanlar bu kadar seyi nasil biliyor diye sasirirdim burada cevaplari okurken. cok sey ogrendim, cok kisiye de yardimim dokunmustur. simdi artik eskisi gibi bilgili insanlar pek kalmadi, basit bi google aramasiyla ulasilabilecek sorulara bile bazen cevap gelmedigi oluyor. bir de en sinir oldugum seylerden biri de trol mudur yoksa gercelten gerizekali midir bilinmez bazi tiplerin fink atmasi. soru soruyorsun soruyla alakasiz gelip sana hakaret ediyor sacma sapan yerlere getirip konuyu sonra da anlamamakta israr ediyor filan. sorunlu tip ve atarli ergen bollugu var artik. ya da ben yaslandim bilemiyorum :) veda mesaji gibi oldu ahah neyse, puanim 7, eskiden olsa 9 derdim 1 puani da gercekten kullanissiz olan arayuzden kirardim.
0
in vino veritas
(07.11.19)
uzun zamandır buradayım. duyuru benim için internetin diğer adı sayılabilir, burası benim çekinmeden fikrimi sorabileceğim yakın arkadaşım gibi. içinde kötü cevaplar çıkıyor, ama bana kazandırdıklarının yanında bunlar çok zayıf.
buranın biraz daha canlanmasını, sorulara 2-3 cevap gelmesindense 8-9 cevap gelmesini isterdim. yine de burada hiçbir kullanıcı kalmasa, sırf ara ara behzat ç açıp izler gibi buradaki duyuruları okurdum sanırım.
özet olarak buradaki insanları seviyorum.
0
rakicandir
(07.11.19)
siteyi 12 yıldır takip ediyorum. eskiden daha çok ciddiye alırdım ama artık şöyle bir bakıp geçiyorum. sorular da soruyorum ama öylesine soruyor gibiyim aslında. burada bazen çok dolu insanlar da görmekle birlikte sitenin genel olarak cahil, ezik ve sorunlu, kıskanç, özetle yaralı insanlarla dolu olduğunu düşünüyorum. yine de takip etmekten kendimi alamıyorum.

bir de düşünüyorum da tasarımı çok eskidi ve köhne bir yer haline geldi. kullanıcılar azaldı, fazlaca bir bizbizelik var gibi. nickler yenilense de sanki buranın 10 yıllık gediklisi gibi yazıyorlar. bir nick gidiyor öbürü geliyor falan. garip garip şeyler.

kimi insanlar laf sokmak için yer arıyor ya da okuduğunu anlamıyor. tartışacak biri bulma peşinde. yazık diyorum, uğraşmadan geçiyorum.

"Ama Google'da kısa bir arama ile bulabileceğiniz bilgiler dışında bir bilgi gerekirse cevap nadiren geliyor." bu cümleye de katılıyorum. hatta ben google'da bulunabilecek şeyleri görünce cevap yazmıyorum. eskiden çok cevap yazardım. artık çok spesifik ya da ilgi çekici olmadıkça hiç cevap yazasım gelmiyor. galiba ülkedeki insana inancımı da buradakine olan inancımı da birbirine paralel olarak kaybettim.
0
i ve been mistreated
(07.11.19)
Berbat.

1/10.
0
Avoiding The Puddle
(07.11.19)
Androidden giriyorum, duyurunun tarihi bile gorunmuyor. Te allahim... sene olmus 2020... 10 uzerinden 0.5 Yokluktan giriyoruz
0
tunaktunaktun
(07.11.19)
(12)

"Ekonomi biterse akp de biter" deniliyordu...

Avoiding The Puddle
Ekonomi bitti ama akp eskisi gibi hâlâ ayakta. Ee, ne oldu peki şimdi, bu bile onları iktidardan edemiyor ?
Ekonomi bitti ama akp eskisi gibi hâlâ ayakta. Ee, ne oldu peki şimdi, bu bile onları iktidardan edemiyor ?
0
Avoiding The Puddle
(06.11.19)
akp bitti zaten de rte ayakta. şahıs olarak çok seviliyor. cb olduktan sonra da ne olsa "olum adam cb oldu partiyi boşladı, neler olduğunu bilmiyor vs diyorlar"
0
avatar is back
(06.11.19)
akp nin uzun ömürlü olmasının sebeplerden biri, muhalefetin tutarsızlıkları ve devletin bütünlüğü için bir araya gelip uzlaşı sağlamak yerine başka odaklarla yakınlık kurmalarıdır.
mobile.twitter.com

Oysa halk sadece ekonomiyi değil birlik ve bütünlüğü de düşünür.
0
Erva
(06.11.19)
Medya haber yapamıyor şu anda. Kötü bir haber yapsa hemen silivri. Rahmetli Ecevit'i medya bitirdi.
0
komando kani var bende
(06.11.19)
Akp bitti. Ama etkilerini bi 10 yıl daha yaşayacağız. 2007'den beri belkide tarihin en yoğun kadrolasmasi gerçekleştirildi devlette.
Nasıl ki geçmişte 60 yıl hükümetler sağ/muhafazakar jenerasyon olsa da devlet kadroları rte'nin meşhur "cehape zihniyeti" tarafından işgal edildiği için sağ hükümetler asla otorite kuramiyordu, bugün de tam tersi durum var kadrolarda.
He ideolojik olarak gudik ve yavşak tipler olduklarinsan temizlenmesi ötekiler gibi zor olmayacak.

Amerika ile aramizin bozulmasinin miladı ile fetoyla hukumetin arasının açılmasının miladı neredeyse aynı.

Politik okumaya sahip insanlar akp'nin ekonomi mengenesinden kurtulabilmek için fetoya tekrardan ufak ufak yol verdiğini görebiliyor. Barınç gibi temsilci/köprü hüviyetindeki tipler boşuna cb y.i.ş e dahil edilmedi, son zamanlardaki gelişmeler v.s, önümüzdeki dönem ekonomik bir ferahlama olası, kaybetmekten olan her insanın son şansını kullanmak için ölümcül bir hata bu tabi ama işin matematiği bu.

Akp denilen mekanizma kapısında kurdela kesilerek açılmadı, nasıl buyumesi bir süreçse yıkılması da bir süreç.
Bugünden yarına olacak bir şey değil.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(06.11.19)
Kaç yaşındasın bilmiyorum ama ekonomi aslanlar gibi ayakta. Bu yüzden henüz AKP bitmedi. 2000-2001 yılında ekonomi bitmişti. Yaklaşan krizde daha beterini yaşayacağımız için şuan bence ekonomi aslan gibi. Bu yüzden henüz AKP bitmedi.
Not: Varlıkların (ev, araba...vb) yenilebilir bişi olmadığını o gün anlayacağız. Nakit candır.
0
rastinon
(06.11.19)
akp yerel seçimlerde çok sağlam darbe aldı aslında bence. 94 doğumluyum ben, el kadar bebe olduğum dönemi saymazsak akp türkiyesinde büyüdüm. inan şu an ankara, istanbul ve daha pek çok büyük şehrin chp'de olması inanılmaz tuhaf geliyor bana. benim gördüğüm, yaşadığım türkiye'de bunun olması imkânsızmış gibi... adamlar öyle bir ivme yakaladı ki chp'nin kalesi olarak görülen yerlerde bile (ki ben öyle bir yerde büyüdüm) %20'nin altına düşmüyorlar, düşünsene. velhasıl mevcut durum benim için akp'nin bitmese bile en azından biteceğini gösterebilen bir durum oldu.

öte yandan ekonomi de tümüyle bitmedi. zorlanmalar başladı ama iktidarı devirecek kadar ciddi değil. hele ki bizim ülkenin isyan eşiğinin çok çok yüksek olduğunu da düşünürsek bence şu aşamada akp'nin bitmemesi normal. ona daha var sanki.

şimdi ağzımı bozmak istemiyorum, zaten cevabımı silecekler ama "muhalefet başka odaklarla yakınlık kurmuş" diyen arkadaş hükümetin yakınlık kurduğu odaklara da baksın bir. bu kadar aymazlık olmaz. insanda utanma olur biraz. sürekli kandırılan, fetöcüleri devletin her kademesine dolduran, bu ülkenin askerinin belini kırmaya çalışan da muhalefetti di mi? halk birlik ve beraberliği düşündüğü için mi türk ordusu perişan edilirken sesini çıkarmadı? türk halkı birlik beraberlik falan düşünmez. çoğu cebinin derdinde, vizyonsuz, boş milliyetçi tiplerdir. kimse masal anlatmasın.
0
der meister
(06.11.19)
haber yapılamamasıyla ne ilgisi var? ekonomi diyorsunuz haber yapılmadan bittiği anlaşılamıyor mu? illa ekonomimiz bitmiştir bandı mı geçmesi lazım?
iktidar tek bir olguya bağlı değil. ekonomi mühim ama ekonomiden çok daha tırt şeyler iktidar değiştirtebilir tam tersi de geçerli.
0
denek hayatım
(06.11.19)
@denek hayatım, ilgisi var, devletin hiç bir organından kriz var lafı daha henüz duyulmadı, sizin kendi çevrenizde kriz var yaw demeniz ile devletin kriz var demesi arasında dünya kadar fark var. tıpkı sallamadığınız birinin salak demesi ile anne/babanızın salak demesi gibi, etkileri farklı olur bu tür durumların.

medya'da kriz var diyecekse bunu sarı çizmeli mehmet ağaya söyletmez, adı uzman (uzmanlığı tartışmalı olabilir o konu fark etmez) birine söyletir.
0
selam
(06.11.19)
kriz varsa vardır yoksa yoktur. van gölü canavarı değil bu birilerinin gerçek olduğunu ortaya çıkarması gerekmez. krizin varlığı/bilinmesi/hiseedilmesi/yaşanılması medyada görünürlüğüne bağlıysa o şey kriz değildir. kriz var ama medya yazmıyor ondan şey olmuyor fazlasıyla komik. şey olması için kriz yeterli. adam aaa açız lan biz televizyonda gördüm demez. komşusunun aç olduğu bilmesi için gazete gerekmez.
0
denek hayatım
(06.11.19)
denek hayatım haklısın ama selam da haklı.

Şöyle ki, 2001 krizinde hatta ve hatta 2008 krizinde kanallar bu durumu sürekli tartışır ve gündemde tutardı, ki bu krizlerden biri genel bir dünya krizi olduğu hâlde.

Ama şu an herkes üç maymunu oynarken oyunu her seçimde iktidar partisine veren ve aldığı ekmeğin, suyun fiyatını asla düşünmeyecek olan yüzbinler de bu durumdan hâlâ bihaber.

Aslında bizim durumumuz kriz bile değil, bir çöküş. Krizin başı ve sonu vardır ve az çok nasıl bir çıkış olabileceği bellidir. Bizimkisi ise sonu belli olmayan bir yuvarlanma durumu.
0
🌸Avoiding The Puddle
(06.11.19)
@denek hayatım, ifade etmeye çalışayım ama tam beceremeyebilirim, senin benim yiyecek bulamayışımız zengini bağlamaz, zengin dediğim de 5/10 apartmanı otopark'ı olan, ticaret yapan adam değil, milyar dolar ile borsada yada şurada burada emtia ticareti yapan adamlardan bahsediyorum (ki çoğuna hayalimiz yetmez, öyle değişik şeyler alıp satar bu adamlar), bu insanlar senin benim lafıma bakmaz, devletin veya medyadaki uzmanların lafına bakar, bu adamlar panik yapıp (türk olsada fark etmez) ahanda kriz var paramız pul olacak diyerek paralarını çıkartmaya başladığında problem ayyuka çıkar, devlet maaş ödeyecek para bulamaz hale gelir, kaldı ki hastasine ilaç alsın, veya benzeri şeyler. ve devletin çöküşü bir günde başlayıverir (hükümet değil, devlet çöker) sen ben o şu bu, hepimiz toplanıp kendimizi yaksak böyle bir etki edemeyiz. bu yüzden biri ile devlet veya medyanın gücü aynı değil.

örnek vereyim: steve jobs'un milyar dolarlarını yöneten yatırım firması/firmaları zamanında 5 milyarını türkiye cumhuriyetinin devlet bonolarına yatırdığını düşün, buna adını bildiğimiz yada bilmediğimiz (meksika mayfasının üyeleri bile olabilir) insanları da ekle. bu insanlar senin benim yiyecek ekmek bulamayışımız ile ilgilenmez.

kahvedeki adam kadın mı kızmı bilemem dediğinde sen evinde bunu duymazsın, duysan bile o kadar sinirlenmezsin, bunu bir devlet erkanı meydanda söylediğinde ise skandal olur. baktından o da insan diğeri de, baktığında ikisinin de ağzı burnu var, ikisi de aynı lafı söylüyor (noktasına virgülüne kadar) ama etkileri aynı olmuyor işte.


birde tüm bunlara rağmen, rte ekrana çıkıp kriz var arkadaşlar batıyoruz dese bile yok ya ona bunu söyletiyorlar diyecek 5 milyon insan bulabilirsin. misalen binali yıldırım'ın hoca efendi için söylediklerini insanlara izletiyorsun, montaj diyor, yalan diyor inanmıyor adam. gözüyle gördüğüne, kulağı ile duyduğuna inanmıyor ki.
0
selam
(06.11.19)
birilerinin yazar kasa atmasını ya da çıkıp 70 sente muhtaçız demesini bekliyorsunuz sanırım anladığım o.
ülkede darbe gibi bi şey oldu ama olmadı piyasa zerre umursamadı.
ne kriz o eski krizler, ne toplum o eski toplum ne de iktidar dinamikleri aynı.
yatırımcı mal mı bilmiyor mu ülkenin ne olduğu da ntv açıp f5 çekerek mi öğreniyor yapmayın etmeyin.
0
denek hayatım
(07.11.19)
(14)

akşam yemeğine ne yapacaksanız veya sipariş edeceksiniz?

datnet
selam,sb.
selam,

sb.
0
datnet
(06.11.19)
Kara kara dusunecem.
Belki kelle pacaciya giderim.
0
stavro
(06.11.19)
arkadaşlarıma gidicem bu akşam, maç falan izlicez birlikte. spesiyal yemekleri bulgur pilavı ve fırında tavuk. muhtemelen yine şaşırtmayacaklar. bi çay demlerim ben de. oh mis.
0
cay koy geliyorum
(06.11.19)
Karnıyarık ve mercimek köftesi.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(06.11.19)
Kavurmalı kaşarlı pide
0
eazy
(06.11.19)
Annemle kıymalı börek açtık o pişiyor.
0
cilekli pasta
(06.11.19)
Mis gibi etli nohut yanina da pilav yaptim. En nefret ettigim sey yemej yapmakti artik aci cekmiyorum yaparken
0
hindistan cevizi
(06.11.19)
Eve bi varayim brownie yicem sadece.
Cok iyi brownie yapan bi arkadas yapti dun yemedim cok gecti dayandim :D
Bugun yemek niyetine onu yicem.
0
Flipsflops
(06.11.19)
Dün pizza söylemiştim hepsini yemedim kalanını da bu akşam gömerim
0
selam
(06.11.19)
nohut yemegi, bulgur pilavi, dunden kalma
herhangi bi corba
0
try again fail again fail better
(06.11.19)
fasulye, pilav, yeşil salata, turşu, şalgam, yoğurt tercihe göre.
0
for day to break
(06.11.19)
tost yapıcam :/
0
strobist
(06.11.19)
karniyarik yapiyoruz biz de. yanina da yogurtlu ispanak.
0
the end of time
(06.11.19)
bu akşam bi şey yemicem ama yapacak olsam mantarlı tavuk sote (belki soğan ve kırmızı+yeşil biber ekleyerek), üşenmezsem yanına azıcık bulgur pilavı yapardım. yarın böyle yapacağım zaten. doyurucu, nispeten sağlıklı, boroteyini bol, benim gibi karbonhidrat beyinliler için de bulgurda yeteri kadar karb var zaten. mis. iyi oluyo.
0
der meister
(06.11.19)
iki paket noodle gomdum.
0
aydonno
(06.11.19)
(2)

ingilizce

black mamba
tırnak içine aldım kafamı karıştıran yerleri. 1. de eğildim, 2.de ona doğru eğildi demiş sanırım. 3. de neden 2 tane preposition kullanmış? o, kızına doğru eğildi mi demek istemiş?I had to "bent down" to pick up the trash. He came closer and "bent towards "her.He "bent down towards" his daughter to
tırnak içine aldım kafamı karıştıran yerleri. 1. de eğildim, 2.de ona doğru eğildi demiş sanırım. 3. de neden 2 tane preposition kullanmış? o, kızına doğru eğildi mi demek istemiş?

I had to "bent down" to pick up the trash.
He came closer and "bent towards "her.
He "bent down towards" his daughter to give her a hug.

böyle ayrıntılara takılma diceksiniz belki ama öğreneyim diyorum.
0
black mamba
(06.11.19)
ilk cümle "bend down" olacak. ilkinde çöpü almak için eğildim, ikincisine ona doğru eğildi diyor. üçüncüsünde de anlam ikincisiyle aynı aslında. kızı küçük olduğu için sarılmak için aşağı doğru eğilmesi gerekmiş belli ki, o yüzden down da eklemişler. dilin esnekliğiyle alâkalı bir kullanım. bizde de mesela "sarılmak için kızına doğru eğildi" dersin ama "kızına doğru aşağı eğildi" demezsin. bizdeki kullanımı farklı yerleşmiş, akıcı bir şekilde o "aşağı" anlamını vermek mümkün değil azından benim aklıma öyle bir varyasyon gelmiyor. bizim "eğilmek" deyince aklımızda oluşan şey belli çünkü, aşağısı yukarısı gerekmiyor. cümlenin gelişinden çıkarabiliyorsun. el oğlunda mis gibi kelime var yapıştırıyor.

benzer durum rusçada da söz konusu. onlar ön ekle yapıyor bu işi. örneğin "begat" koşmak demek. "vbegat" içeri doğru koşmak, "vıbegat" dışarı doğru koşmak, "sbegat" aşağı doğru koşmak vs... aslında türkçede de var bu. bu konuyla ilgili çok güzel bir entry vardı. hareket yönüne göre fiil ek alıyordu. geçmek, göçmek, sökmek, takmak gibi fiillerin tamamı buna benzer ön ek yapısıyla oluşmuş idi.
0
der meister
(06.11.19)
1) bend down olacak. Çöpü almak için (aşağı) eğilmek durumunda kaldım.

2) Yakınına geldi ve ona doğru eğildi. Geçmiş zaman kipi olduğu için bent.

3) Bu cümlede ufak bir nüans farkı var. Adamın kızından daha uzun boylu olduğunu çıkarabiliyoruz, üstteki cümlede buna bir vurgu yok.
0
nabrukk
(06.11.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.